Kovid-19 virüsünün bulaşmasını önlemek için yoğun bir şekilde sürdürülen çalışmalar, aşının kişisel sağlığın ötesinde toplumlar için ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Kovid-19 enfeksiyonu aylardır diğer hastalıkların önüne geçmiş gibi görünse de özellikle hepatit, kızamık ya da su çiçeği gibi aşı ile önlenebilir hastalıklar yayılmaya devam ediyor. Bu nedenle bebeklerin ve çocukların aşılarının düzenli olarak yaptırılması gerekiyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Demet Matben, çocukluk çağı aşılarının ihmale, ertelemeye gelmeyeceğini vurgulayarak “Çocukluk çağı aşılarına karşı olan yaklaşım giderek büyüyor. Ancak aşı karşıtları hem kendi çocuklarının hem de toplumun sağlığını riske atıyor. Tüberkülozdan ölen, çocuk felcinden sakat kalan, kızamık salgınıyla beyin hasarı kalan çocukları günümüzde görmüyorsak, bu yapılan aşılamalar sayesindedir.” dedi. Aşılamanın özellikle pandemi sonrası toplum sağlığı açısından çok önemli olduğunun altını çizen Dr. Demet Matben, Sağlık Bakanlığı’nın aşı programıyla beraber bu kapsam dışında olan özel aşılardan bahsederek anne babalara ve ailelere önemli öneriler ve uyarılarda bulundu.
Karaciğer iltihabı anlamına gelen ve çeşitli tipleri bulunan hepatit, en yaygın bulaşıcı hastalıklar arasında. Türkiye’de oldukça yaygın olan Hepatit B hastalığı, ilerleyen dönemde kronik hepatite ve siroza neden olabiliyor. Hepatit B virüsü, bu virüsü taşıyan anneden, kan ve kan ürünlerinin nakli, cinsel ilişki, küçük kesikler, kulak delinmesi, dövme, diş tedavisi, manikür ve pedikür işlemleri nedeniyle bulaşabiliyor. Yol açtığı sorunlardan korunmak için bebek doğar doğmaz yapılan Hepatit B aşısı, birinci ve altınca aylarda tekrarlanarak üç doz halinde uygulanıyor.
Her biri birbirinden tehlikeli olan difteri, tetanos, boğmaca, çocuk felci ve menenjit hastalıklarından korunmak için “beşli karma” şeklinde uygulanan aşı, 2, 4, 6 ve 18. aylarda yapılıyor, ardından 4 ve 9. yaşlarda da tekrar edilmesi gerekiyor. Çocuklarda menenjite en sık yol açan bakterinin hemofilus influenza olduğunu belirten Dr. Demet Matben, “Bu aşı çocukları menenjitten de koruyor. Ancak Beşli Karma (DaBT-İPA- Hib) aşıların koruyuculuğu en az üç dozu yaptırdıktan sonra başlıyor. Bu nedenle ne kadar erken yapılırsa koruma o kadar erken dönemde başlıyor. İkinci aydan itibaren bu aşıların yapılması gerekiyor” diye bilgi veriyor.
Zatürre olarak geçen pnömokok aşısı, sinüzit ve zatürreden orta kulak iltihabına ve pnömokok menenjite kadar geniş bir koruyuculuğa sahip. Kovid-19 virüsünün solunum yollarına etkisi nedeniyle bu aşının öneminin pandemi döneminde daha da arttığına vurgu yapan Dr. Demet Matben, “Pnömokok aşısı bebeğin 2, 4 ve 12. aylarında uygulanır” ifadelerini kullandı.
Verem geride kalan bir hastalık gibi görünse de ülkemizde hala yaygın bir sağlık sorunu sayılıyor. Bu nedenle BCG olarak bilinen verem aşısının uygulanmasının Türkiye açısından büyük önem taşıdığını kaydeden Dr. Demet Matben, “2. aydan itibaren uygulanan aşı sol omuza yapılıyor. Aşının yapıldığı yerde bir yara izi oluyor. Ancak yara izi olmaması aşının tutmadığı anlamına da gelmiyor. Verem aşısı olduysa çocuğunuz verem mikrobuna karşı bağışıklık kazanmış oluyor” diye konuştu.
Toplum sağlığını yakından ilgilendiren kızamık, kızamıkçık ve kabakulak hastalıklarına karşı koruma sağlayan “üçlü aşı” bir yaşında yapılıyor, yoğun yan etki yapmıyor. Bir hafta, on gün sonra hafif ateş ve döküntü gelişebiliyor ancak bu belirtiler 3-5 günde geçiyor. Son 3-4 yıldan bu yana Avrupa’dan başlayan bir kızamık salgını olduğunu hatırlatan Dr. Demet Matben, “Türkiye’de ara sıra 9. ay ile 11. ay arasındaki bebeklerde ekstra doz kızamık aşısı uygulanıyor ve aşı kampanyaları düzenlenebiliyor.” dedi.
Döküntü yapan ve bulaşıcılığı çok yüksek bir hastalık olan su çiçeğinden korunmak için yapılan aşı da kızamık, kızamıkçık ve kabakulak aşılarıyla beraber 12. ayda uygulanıyor.
Türkiye’de çok sık görülen bulaşıcı hastalık olan Hepatit A, ellerden su ve yiyeceklerden bulaşıyor, karaciğeri etkiliyor. Çocukluk çağında 18 ve 24. ayda iki doz şeklinde uygulanan aşı ise bu yaygın hastalıktan koruyor ve herhangi bir yan etkisi bulunmuyor.
Sağlık Bakanlığı’nın aşı takviminde yer almamasına karşın çocuk sağlığı açısından gerekli olan başka aşılar da bulunuyor. Bunlardan rota virüs ve meningokok aşıları öne çıkıyor. Rota virüsün çocukluk çağından çok sık görülen mikrobik olmayan ishal nedeni olduğunu belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Demet Matben, “Çocukların yüzde 90’ı ishal, kusma, ateş şikayetiyle hastaneye gelir. Genel sağlık durumu bozukluğuna yol açabilen bu virüs, hayati riske de neden olabilir” diyor. Ağızdan alınan rotavirüs aşısının iki ya da üç doz uygulanan türleri bulunuyor. İlk uygulama genellikle 2 ya da 3. ayda yapılıyor. Erken çocukluk çağından itibaren görülen bir menenjit türü olan meningokokun, 24 saat içerisinde damar sistemini etkileyip kanama, pıhtılaşma bozukluğu ve çoklu organ yetmezliği ile yaşamı tehdit eden büyük bir sağlık sorunu haline gelebildiğini vurgulayan Dr. Demet Matben “İki türü bulunan aşı en erken 3. ayda uygulanıyor. Etkisi aşılamadan altı hafta sonra başladığı için erken uygulama önemli. Bir yaşın altındaki çocuklar daha yüksek risk taşıdığı için aşılama mümkün olduğunca erken başlamalı. Ancak ilerleyen yaşlarda da yapılabilir. Doz sayısı yaşa göre değişiyor” diye konuştu.