Fransa'da yayımlanan Katolik gazetesi La Croix'e demeç veren Papa Francesco, İslam, sığınmacı krizi, terör, laiklik ve ekonomik sistem gibi geniş yelpazedeki birçok soruyu yanıtladı.
Dünya genelindeki 1 milyar 300 milyon katoliğin lideri olan Papa, laiklik ve dinin kamusal alandaki yeri ile Fransız laiklik modeline dair bir soruya, “Devletler laik olmalı, dini olanların sonu kötü bitiyor. Bunlar tarihe aykırıdır" diye yanıt verdi.
“Fransa laikliği abartıyor"
“Ben, din özgürlüğünü güvence altına alan güçlü bir yasanın eşlik ettiği laiklik şeklinin, ilerlemeyi sağlayacağına inanıyorum" ifadeleriyle açıklamasını sürdüren Arjantinli lider, şöyle konuştu: “Hepimiz Tanrı'nın çocuklarıyız. Herkes kendi inancını ifade etme özgürlüğüne sahip olmalı. Eğer Müslüman bir kadın başörtüsü takmak istiyorsa bunu yapabilmeli. Bu, haç takmak isteyen bir Katolik için de geçerli. Mütevazı bir eleştiri getirerek, Fransa'nın laiklikte abartıya kaçtığını söylemek istiyorum. Dinin, bir alt kültür olduğu algısı oluşturulmamalı."
“Fetih ruhu İncil'de de var"
Papa, Avrupa toplumlarında İslam'a karşı bir korku olup olmadığına ilişkin soruya ise, “Ben bugün İslam korkusu olduğuna inanmıyorum, ama IŞİD ve onun kısmen İslam'ı da kapsayan fetihçi savaşından korkuluyor. Fetih fikrinin İslam'ın ruhuna uygun olduğu doğrudur. Ancak Matta İncil'inin sonunda, İsa'nın müritlerini tüm uluslara gönderdiği kısımda da aynı fetih ruhu görülebilir" diye karşılık verdi.
İslami terör konusunda Batı'ya eleştiri
“İslami terör" konusunda Batı dünyasını eleştiren Papa Francesco, bunu şu sözlerle dile getirdi: “Mevcut İslami terör karşısında, daha önce güçlü bir hükümet modeline sahip olan Irak gibi ülkelere aşırı Batılı bir demokrasi modelini ihraç etmiş olmamızdan dolayı kendimizi sorgulamamız gerekebilir. Ya da aşiret yapısının olduğu Libya'ya. Bunu hesaba katmadan ilerleyemeyiz. Bir Libyalı, 'Biz Kaddafi'nin varlığına alışmıştık, şimdi ise ondan 50 tane var' demişti."
Papa, Hristiyanlar ve Müslümanların hala birlikte yaşamasının mümkün olduğunu da belirterek, “Ben, birlikte iyi yaşadıkları bir ülkeden (Arjantin) geliyorum" dedi.
Göçmen entegrasyonunda Londra Belediye Başkanı örneği
Ülke sınırlarının göçmenlere kapatılmasını sıkça eleştiren Papa, Avrupa'nın bu kadar çok göçmen kabul edecek kapasiteye sahip olup olmadığına ilişkin bir soruyu ise, “Bu sorunlu bir soru çünkü kapılar mantıksızca bir şekilde açılamaz. Sorulması gereken temel soru, neden bu kadar göçmen olduğudur. Bunun sebebi, Ortadoğu ve Afrika'daki savaşlar ve açlığa yol açan, Afrika kıtasındaki azgelişmişliktir. Savaşların sebebi, silah üreticileri -ki savunma amaçlı diye haklı gösterilmeye çalışılabilir- ve silah tüccarlarıdır" diye cevapladı.
Göçmenlerin gettolara itilmesi değil, entegre edilmeleri gerektiğini aktaran Papa, sözlerine “Göçmen meselesine gelecek olursak, onları en beter kabul şekli gettolara itmektir. Brüksel saldırılarını gerçekleştiren teröristler Belçikalıydı, göçmenlerin çocuklarıydı, ama bir gettoda büyümüşlerdi. Londra'da yeni belediye başkanı (Pakistanlı Müslüman Sadiq Khan), seçildikten sonraki yeminini bir katedralde gerçekleştirdi ve mutlaka kraliçe ile de buluşacak. Bu, Avrupa'nın entegrasyon kapasitesini yeniden keşfetme gereksinimini gösteriyor" diye devam etti.
Sorun, parayı putlaştıran ekonomik sistemdir
Papa, ötenazi ve eşcinsel birliktelikleri tanıyan yasaların çıkarılması karşısında Katoliklerin nasıl hareket etmesi gerektiğine yönelik bir soruya ise, “Bunları tartışmak, açıklamak parlamentoların işidir.Bir toplum böyle gelişir. Öte yandan devlet, yasalar kabul edildiği zaman vicdanlara da saygı duymalıdır. Vicdani ret hakkı her yasal yapının içinde olmalıdır, çünkü bu insani bir haktır. Devlet, eleştirileri de dikkate almalıdır. Bu tam ve gerçek bir laiklik şeklidir. Katoliklerin savunduğu şeyler 'rahip gibi konuşuyorlar' deyip göz ardı edilemez" diye karşılık verdi.
79 yaşındaki ruhani lider, Katolik Kilisesi'ndeki pedofili skandallarına ilişkin ise, “Selefim 16. Benediktus'un da dediği gibi, bu konuda sıfır tolerans gerekli" dedi.
Ekonomiye de değinen ve serbest piyasa modelinin işe yaramadığını söyleyen Papa, “Daha genel sorun, parayı putlaştıran dünya ekonomik sistemidir. Dünya zenginliğinin yüzde 80'i, nüfusun yüzde 16'sının elinde" diyerek, sosyal piyasa ekonomisini savundu.
(DHA)