Türk-Yunan ilişkilerinin geliştiği 2000’li yılların başında, Dışişleri Bakanı İsmail Cem ile bu yakınlaşmanın en büyük mimarı olan eski Yunan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu, 4 Ekim’deki genel seçimlerde, tüm oy yatırımını Türkiye karşıtlığına koymuş gibi gözüküyor. Dışişleri Bakanı iken her fırsatta Türkiye’nin AB üyeliğine destek verdiğini söyleyen, AB’nin Türkiye’siz olamayacağını belirten ve başbakan olduğunda Türkiye’nin AB üyeliği için çalışacağını söyleyen Yorgo Papandreu da, Alman ve Fransız liderler gibi yerel politikaya yenildi.
Sosyalist ana muhalefet partisi PASOK’un Genel Başkanı Papandreu, hükümeti Türk-Yunan ve Türkiye-AB ilişkileri konusundaki politikaları nedeniyle eleştiri bombardımanına tuttu. Yeni Demokrasi Partisi lideri Karamanlis’in Türkiye’ye karşı yumuşak bir tutumda bulunduğunu söyleyen, siyasi lider, “İktidara gelince Türkiye’nin üyeliğini veto edebilirim” diye konuştu.
Selanik’te gazetecilere konuşan Papandreu, “Türkiye uluslararası yasalara saygılı değil. Karamanlis Türkiye’nin Ege’deki yasa ihlallerine ve Kıbrıs’ta çözümsüzlük inadına karşın Türkiye’den korkmuş durumda. Hiçbir şey yapmıyor” dedi. Yunanistan’da yapılan son anketlere göre Papandreu’nun PASOK partisi, Karamanlis’in Yeni Demokrasi partisinin 4-5 puan önünde görünüyor. 6 ile 8 puan arasında zaferle ayrılması durumunda tek başına iktidar oluyor.
Daha önce ne demişti?
2005’te Türkiye’yi ziyaret eden Yunanistan ana muhalefet partisi PASOK’un Genel Başkanı Yorgo Papandreu, Türkiye’nin AB’ye alınmasının, dünyaya, ’Müslümanlardan oluşan modern bir ülkenin AB’ye girebileceğini’ gösteren bir mesaj olacağını söylemişit. Sabancı Üniversitesi’nde bir toplantıya katılan Papandreu, “Türkiye’nin üyeliği, AB’yi güçlendirecektir. Avrupa’nın Türkiye’yi almaması, en önemli özelliği olan çeşitliliği ortadan kaldırmak anlamına gelir. Avrupa için Türkiye, fakir bir akrabadan çok, bir değerdir” diye konuşmuştu.