HABER

Para sayma görüntüleriyle ilgili Canan Kaftancıoğlu ifade verdi! "İfadeye ilk ben çağrılsaydım..."

CHP İstanbul İl Başkanlığında çekildiği iddia edilen para sayma görüntülerine ilişkin başlatılan soruşturmada eski CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ifade verdi. "İlk ifadeye çağrılan ben olsa idim, ifade vermeyi reddederdim" diyen Kaftancıoğlu, "Süreci sizin başlattığınız ancak el çektirildiğiniz iddiaları var?" sorusuna "Öyle bir şey söz konusu değildir" yanıtını verdi.

Para sayma görüntüleriyle ilgili Canan Kaftancıoğlu ifade verdi! "İfadeye ilk ben çağrılsaydım..."

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda çekildiği iddia edilen ve sosyal medyada paylaşılan para sayma görüntülerine ilişkin başlatılan soruşturma devam ediyor. Soruşturma kapsamında, Saat 15.0 sıralarında Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı'na gelen Canan Kaftancıoğlu yaklaşık 2,5 saat süren ifadesinin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

"AÇIKLAMA YAPMADAN AYRILMAYI DÜŞÜNÜYORDUM AMA..."

Kaftancıoğlu açıklamasında, "Herkes şu an takip ettiği üzere İl Başkanlığı binamızın alınmasıyla ilgili, şüpheli olarak ifade vermek üzere savcılıktaydım. Aslında savcılıkta ifadeden sonra açıklama yapmadan ayrılmayı düşünüyordum ama sizlerin özellikle de kadınların çoğunlukta olduğunu görünce fikrim değişmiş olabilir. Saatlerce kapıda beklediğinizi görünce sizler en azından hiçbir şey söylemeden gitmenin sizlerin emeğinize haksızlık olacağını düşündüğüm için bu açıklamayı yapıyorum" dedi.

ISTANBUL-PARA-SAYMA-SORUSTURMASINDA-CHP-_30028 (1)

"İFADE İLK BEN ÇAĞRILSAYDIM İFADE VERMEYİ REDDEDERDİM"

Kaftancıoğlu dün gece geç saatlerde İstanbul'a geldiğini belirterek, "Şüpheli olarak davet edilince eve girer girmez ilk yaptığım şey, neydi biliyor musunuz? Evdeki ayakkabı kutularını kontrol etmek. Evdeki bütün ayakkabı kutularını açtım. Ne mutlu ki hepsinin içinde ayakkabılar vardı. Ama bir acı gerçeklik var ki eskimiş ayakkabılarım, şimdi gene kadın arkadaşlar var. Buradan çıkışta bir tane ayakkabı almaya gideceğim. Yani bu vesileyle ayakkabılarımın yenilenmesi gerektiğini öğrenmiş oldum. Şimdi bunu biraz gülerek söylüyorum ama içeride de söylediğim bir şeyi tekrarlayayım, acı acı gülerek Aziz Nesin'in dediği gibi değerli arkadaşlar, gayri meşru ve yasa dışı yollarla ortaya sunulan görüntülerle ilgili ilk ifadeye çağrılan ben olsa idim, ifade vermeyi reddederdim diyerek ifadeye başladım. İlk ben olsaydım. Önce o gayrimeşru yollarla kayıtları yapanların hukuk karşısında sorumluluğu neyse ortaya çıkarılır, ondan sonra bizlerin bilgisine başvurulacaksa elbette Cumhuriyet Halk Partisi'nde her şey nettir. Bilgilerimizi paylaşırdık" diye konuştu.

Kaftancıoğlu, seçime 9 gün kaldığını belirterek, "Ne kadar üzücü ki 2019'da alınmış olan İstanbul İl Örgütünün katkılarıyla alınmış olan il binasını, seçime 9 gün kala, yok montajla, dublajla herhalde uğraşacak vakit bulamamışlar seçim öncesi. Cumhuriyet Halk Partisini, partimizi yıpratmak için kullanılan aparattan bir şey değildir. Ve bu davada şüpheli olarak gelmem, yanlış anlaşılmasın kendimi önemsediğimden değil, kendimi bildiğimden dolayı, yol arkadaşlarımı bildiğimden dolayı, seçim öncesi yapılan ve seçime kadar da sürdürmeye çalışacakları siyasallaştırılmış yargının, yargıyı da bu sürecin parçası yaparak sürdürecekleri bir süreçlerdir. İçeride de İl Binasının alımına dair bütün sorulanları aynı size anlattığım gerçeklikte yanıtladım" dedi.

"ÖYLE BİR ŞEY SÖZ KONUSU DEĞİL"

Canan Kaftancıoğlu, "Süreci sizin başlattığınız ancak el çektirildiğiniz iddiaları var?" sorusuna "Öyle bir şey söz konusu değildir. Kaldı ki mal sahibinin avukatının buna dair ne fikri, ne de bilgisi olabilir. Öyle bir ifadeyi niye verdiği konusunda fikrim yok" diye yanıt verdi. "Görüntü kayıtlarının Tuncay Yılmaz'a verildiği" sorusuna ise Kaftancıoğlu, "Bilmediğim konuda yorum yapamam" dedi. "Fatih Keleş'in 'Bir tuğla da sen koy' kampanyası yapıldığı yönünde ifade verdiğinin" sorulması üzerine Kaftancıoğlu, bu konuda detaylı ifade verdiğini belirtti.

7 KİŞİ İFADE VERMİŞTİ

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bazı sosyal medya hesaplarında "Fatih Keleş'in CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda para destelerini sayarken çekilen görüntüleri ortaya çıktı" şeklindeki paylaşım sonrasında paylaşılan ve içeriğinde bir çantadan çıkarılan para destelerinin sayıldığı video görüntüleri ile ilgili olarak maddi gerçeğin ortaya çıkarılması, suç ve suç unsuru bulunup bulunmadığının tespiti için resen soruşturma başlatmıştı. Soruşturma kapsamında eski CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Özgür Nas ve eski CHP İstanbul İl Başkanlığı basın danışmanı Can Poyraz 14 Mart 2024'te şüpheli sıfatıyla ifade vermişti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Spor Kulübü Başkanı ve CHP Beylikdüzü Meclis üyesi Fatih Keleş ise 15 Mart'ta ifadesini vermişti. Binayı satan Ali Rıza Braka ve İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü Tuncay Yılmaz ise 18 Mart'ta, Braka'nın avukatı Gökhan Taşkapan da "beyan sahibi" sıfatıyla ifade vermişti. Görüntülerde yer aldığı ileri sürülen Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Onur Öksel bu sabah ifade vermişti.

İŞTE KAFTANCIOĞLU'NUN İFADESİ

Kaftancıoğlu, Şubat 2018'de il başkanı olduğunda, o tarihe kadar il başkanlarının yeni il binası alacaklarına dair söz verdiklerini ancak alamadıklarını anlatarak, "İl Kongresine giderken kimi arkadaşlar, 'Siz de herhalde bir il binası sözü verirsiniz.' dediklerinde, 'Söz vermeyeceğim ama CHP İstanbul Örgütü'ne yakışan bir binayı inşallah el birliğiyle alacağız.' demiştim. İstanbul'un 39 ilçesinde kimi gördüysek, hangi parti ile konuştuysak İstanbul örgütüne yakışan bir bina bakılmaya başlandı." dedi.

O dönemde Şişhane'deki parti binasının yetersiz kaldığını aktaran Kaftancıoğlu, yerel seçim sonrası "Bir Tuğla da Sen Koy" isimli dayanışma kampanyası başlatarak, vatandaşlara çağrı yaptıklarını kaydetti.

"TAPUNUN TARAFIMA GÖNDERİLMESİNİ İSTEDİM"

Kaftancıoğlu, satın alınması düşünülen bazı yerleri görmeye bizzat kendisinin gittiğini belirterek, "Son olarak Sarıyer’de Avangart isimli projede satılık olan binanın il binası için uygun olduğu yönünde arkadaşlarımdan tavsiye aldım. Bizzat gördüm ve beğendim. Binanın satışını yapacak kişiyle irtibata geçildi. Ancak daha sonra bina sahibinin avukatı olduğunu söyleyen kişiyle görüşmelere başladık. Bu kişiyi o tarihte Şişhane'deki İl Başkanlığına çağırarak görüştüm. Yanlış hatırlamıyorsam avukat, mal sahibinin bina için 43-44 milyon lira istediğini söyledi." diye konuştu.

Avukata pazarlık yapılması gerektiğini ve mal sahibiyle avukatların da olduğu bir ortamda görüşebileceğini söylediğini anlatan Kaftancıoğlu, şöyle devam etti:

"Avukat bey, mal sahibiyle görüşeceğini söyledi. Avukattan tapunun tarafıma gönderilmesini istedim. Bize tapular değil, Emlak Konut ile Seas Besicilik arasındaki sözleşme protokolü gelmişti. Mal sahibiyle pazarlık için görüşmek istediğimi söyledim. Görüşemeyince avukata, siyasi parti olduğumuzdan dolayı satış vaadi sözleşmesine istinaden bu binayı satın alamayacağımı, bu şartlar altında pazarlığa oturamayacağımı, ayrıca siyasi parti olduğumuzdan dolayı ne kadar bedelle satın alma konusunda anlaşırsak o bedeli olduğu gibi tapuda resmi olarak göstereceğimizi söyledim. Avukat bey, tapu konusunda sıkıntı olmayacağını ancak mal sahibinin binanın gerçek değerinin tapuda resmi olarak gösterilmesini kabul etmeyeceğini söyledi."

Kaftancıoğlu, siyasi partiler taşınmaz alım satımında vergi ödemedikleri için kendisinin satın alınan gerçek değerin tapuda gösterilmesi konusunda ısrarcı olduğunu, bedelin 24 veya 41 milyon lira olmasının partileri açısından bir fark yaratmadığını söyledi.

Canan Kaftancıoğlu, "Sonradan bana söylendiği kadarıyla satıcı bu binayı yaklaşık 1 yıl önce bize satılandan daha düşük bedelle aldığı için tapuda gerçek bedelin gösterilmesi halinde, aldığı taşınmazı 5 yıl içerisinde sattığından dolayı aradaki farkın vergisini ödemek zorunda kalacakmış. Bununla birlikte resmiyette gösterilen 24 milyon lira bedel, o tarihte belediye rayiç fiyatının üzerindeydi." ifadelerini kullandı.

"BÜTÜN SORUMLULUK BANA AİTTİR"

Kaftancıoğlu ifadesinin devamında, “O tarihlerde uzun süredir bina arayışında olmamız ve binanın CHP İl Örgütü'ne çok yakışacağını düşündüğümden dolayı satıcının bize ilettiği tapuda rayicin üzerindeki bedel olan tapu bedeli ile geriye kalan kısmın elden verilmesini kabul ederek binayı satın alma konusunda anlaştım. Bu konuda bütün sorumluluk bana aittir. Mal sahibiyle bu şekilde anlaştıktan sonra toplanan bağış parasının olduğu gibi muhatabına gitmesi gerektiği için elden verilen paranın mutlaka tutanakla kayıt altına alınması gerektiğini tüm arkadaşlara söyledim." diye konuştu.

Gökhan Taşkapan'ın ifadesindeki, "Satış sürecini Kaftancıoğlu'nun başlattığı ancak daha sonra el çektirildiği" beyanının gerçeği yansıtmadığını söyleyen Kaftancıoğlu, bağış kampanyasında ne kadar para toplandığı ve bağış karşılığında usulüne uygun makbuz verilip verilmediğinin sorulması üzerine, bağışların bankaya resmi olarak gönderildiğini ancak miktarı bilmediğini savundu.

Görüntülerdeki paranın bağış parası olduğunu bildiğini, makbuz kesilip kesilmediğini bilmesinin mümkün olmadığını kaydeden Kaftancıoğlu, ifadesini şöyle sürdürdü:

"Dosyada şüpheli olarak ifadesi bulunan Fatih Keleş, o tarihte ilçe başkanımız olan Turan Taşkın Özer’in bağış topladığını ve paraları kendisine teslim ettiğini beyan etmiş. Buna benzer örneklerle görüntülerdeki paranın toplandığını düşünüyorum. Bina satın alma sürecinde CHP olarak hiç kimseye komisyon vermedik. Avukatın (Taşkapan) ifadesini okuduğumda, hayal meyal avukatın bir emlakçıyla ve kendilerine ulaşmaya çalışan birkaç partiliyle ilgili yorum yaptığını hatırlıyorum. Ben de 'Mal alım satımlarında partili olduğunu söyleyen böyle işgüzarlar çıkabilir, kim olursa olsun yüz vermeyin.' dediğimi hatırlıyorum."

Kaftancıoğlu, "Parti binasının gerçekte 41 milyon lira bedelle satın alındığını ancak satıcının ısrarıyla resmi olarak 24 milyon lira bedelin tapuda gösterildiğini, kalan paranın elden ödenmesini kabul ettiğinizi belirttiniz. Soruşturmaya konu görüntülerde tutanak altına alınan meblağın 15 milyon 510 bin lira olduğu yazılıdır. Geriye kalan 1 milyon 490 bin lirayı kime ve nasıl ödediniz?" sorusuna, "9 Aralık 2019'da avukatın ofisinde satıcı Ali Rıza Braka'ya 17 milyon lira verileceğini biliyordum. Ancak öğrendiğim kadarıyla avukatın ofisinde paranın tamamı ödenememiş, kalan 1 milyon 490 bin liranın tapunun verileceği gün ödenmesi konusunda mutabık kalınmış." yanıtını verdi.

Soruşturmaya konu görüntülerde CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Özgür Nas ve CHP İl Danışmanı Can Poyraz'ı ilgili ofise kimin yönlendirdiğinin sorulması üzerine Kaftancıoğlu, para alışverişinin olduğu gün Kemal Kılıçdaroğlu'nun İstanbul'da olduğunu, siyasi çalışmalar için genel başkana eşlik ettiğini, Nas'ın avukatın ofisine gitmesi konusunda bir talimatı olmadığını anlattı.

Kaftancıoğlu, "Özgür Nas o gün bana oraya gideceği bilgisini verdiğinde, elden ödenen paranın mutlaka tutanak altına alınmasını söyledim. Taşkapan'ın ofisinde 9 Aralık 2019'da mal sahibine 17 milyon liranın elden verileceğini biliyordum." dedi.

"TUNCAY YILMAZ'IN ORADA OLMASI BANA DA GARİP GELMİŞTİR"

"17 milyon liranın toplandığını ve o gün satıcıya teslim edileceğini nereden biliyordunuz? Bu paranın İl Örgütü'nün tüm paydaşları tarafından toplandığını beyan ettiniz. Görüntülerde partili olmadığını belirttiğiniz İmamoğlu İnşaat'ın Genel Müdürü Tuncay Yılmaz'ın paraları sayarak tutanak tuttuğu görülmüştür. Bu hususu açıklayınız." sorusu üzerine Kaftancıoğlu, şu yanıtı verdi:

"Tuncay Yılmaz’ın neden ve hangi amaçla orada olduğuna dair bilgim yoktur. O tarihte de şu anda da kendisini tanımam. Ayrıca para teslim edildiğinde tutanak tutmasını söylediğim kişi Özgür Nas’tır. Tuncay Yılmaz’ın orada olması bana da garip gelmiştir. Özgür Nas ve Can Poyraz da muhtemelen Yılmaz'ı tanımadıkları için bana orada böyle bir kişinin olduğunu söylemediler. Tuncay Yılmaz’ın avukatın ofisinde parti binası alımı için para getirip getirmediğini, getirdiyse ne kadar getirdiğini bilmiyorum. Bu kişinin o tarihte orada olacağından haberim yoktu."

Kaftancıoğlu, Braka'ya elden ödenen 17 milyon liranın parti gideri olarak veya herhangi bir kayıt altında resmi belgede yer alıp almadığının sorulması üzerine, bir kısmı veya tamamının tutanak altına alınmış ve makbuz kesilmiş olabileceğini belirterek, "Benim bunları bilebilmem mümkün değildir. Siyasi Partiler Kanunu'nda parti giderlerinin nerede, nasıl kayıt altına alındığı açıkça belirtilmiştir. Gider kaydı tutmak yetki ve görev alanımda olan bir şey değildir." dedi.

Kaynak: DHA-AABu içerik Recep Demircan tarafından yayına alınmıştır

En Çok Aranan Haberler