N. Ş. “Emniyet içerisindeki gruplaşma nedeniyle terfimin engellenmesi için yapılmış bir olay” dedi.
Sakarya’da 14 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle yargılanan polis müdürü N.Ş.’nin, son duruşmada yaptığı savunmasında, kendisine, “komplo kurulduğunu” iddia ederek, “Emniyet içerisindeki gruplaşma nedeniyle terfimin engellenmesi amacıyla yapılmış bir olay söz konusu. Öyle ki bu işlemi yapanları Ahmet, Mehmet diye isim verebilmem de söz konusu değildir” dediği ortaya çıktı.
Sakarya’da 14 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismarda bulundukları iddiasıyla 26’sı çocuk, 2’si polis memuru 34 kişinin yargılandığı davada, 24 Şubat günü karar çıktı. Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın tutuklu tek sanığı polis memuru N.Ş., “cinsel istismar” suçundan 19 yıl 4 ay, “hürriyetten yoksun bırakma” suçundansa 9 yıl olmak üzere, toplam 28 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Çelişkili ifade verdi
Türkiye’nin gündemine oturan davanın sanıklarından N.Ş., gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan sonra yurtdışına kaçtı. Sonrasında İnterpol tarafından kırmızı bültenle aranan polis memuru,Saraybosna’dan Türkiye’ye gelmek üzere uçağa binerken havaalanında yakalandı. N.Ş., mahkeme önünde ilk kez verdiği ifadede, istismarda bulunduğu kız çocuğu için, “Kendisiyle bir sitede dolaşırken tanıştım. Akabinde facebook üzerinden görüşmeye devam ettim. 18-19 yaşlarında görünüyordu” dedi. Polis memuru, aynı duruşmada çelişkili ifadelerde bulunarak, “Kendisi 18 yaşından küçük olduğu için telefon hattı alamıyordu. Benim kimliğimi bilmediği için başka bir kişi adına hat alarak verdim” savunmasında bulundu.
Yaşını bilmediğini savundu
Polis memuru N.Ş., mahkemedeki son savunmasında da, kız çocuğunun yaşını bilmediğini ve önceki duruşmalarda da belirttiği üzere, “cemaat olarak adlandırılan grup tarafından” kendisine komplo yapıldığını iddia etti. Polis memuru, karar duruşmasında yaptığı savunmada, kız çocuğunun yaşının 18’inden küçük olduğunu bilmediği için istismar eyleminde bulunarak “hata” yaptığı gerekçesiyle Türk Ceza Kanunu’nun 30. maddesi kapsamında cezasında indirime gidilmesini talep etti. N.Ş., komploya kurban gittiğini iddia ederek, “Emniyet içerisindeki gruplaşma nedeniyle terfimin engellenmesi amacıyla yapılmış bir olay söz konusu. Öyle ki bu işlemi yapanları Ahmet, Mehmet diye isim verebilmem de söz konusu değildir” dedikten sonra, mahkeme heyetinden beraat edilmesini istedi.
Adli Tıp: Ruh sağlığı bozuldu
Öte yandan, davanın 2 Aralık 2013’te görülen duruşmasında, Adli Tıp Kurumu’nun gönderdiği raporda, “kız çocuğunun ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede psikiyatrik bozuklukların tespit edildiği, ruh sağlığındaki bozulmanın N.Ş.’nin eylemlerine bağlı olarak meydana geldiği” belirtildi. Raporda, kız çocuğunun ruh sağlığının sanık polis memuru N.Ş.’nin eylemlerinden kaynaklandığı kaydedildi. Bu nedenle de, karar duruşmasında, dava kapsamında yargılanan diğer sanıklara, bulundukları eylem nedeniyle istismara maruz bırakılan kız çocuğunun “beden ve ruh sağlığının bozulmadığı” gerekçesiyle, verilen cezalarda indirime gidildi.