Türkiye Yamaç Paraşütü Milli Takımı sporcuları Serdar Tur ve Hüseyin Tanrıverdi 22 Temmuz’da yaptıkları uçuşla Türkiye tarihine geçti. Ankara’dan havalanan Tur ve Tanrıverdi, yaklaşık 9 saat süren yolculukları sonucunda yere hiç iniş yapmadan Mersin’e ulaşabilmeyi başardı. Yerden 3 bin metre yükseklikte 375 kilometrelik mesafeyi kat eden milli sporcular bu alanda en uzun mesafeyi aşan ilk paraşütçüler olarak tarihe geçip rekor kırdı. Rekorun sahiplerinden Ankara Yamaç Paraşütçüleri Spor Kulübü ve Uçuş Kulübü Antrenörü Serdar Tur ise tarihe geçen uçuşta yaşadığı anları İhlas Haber Ajansı'na anlattı.
Haylindeki uçuşlardan birisini gerçekleştirdiğini söyleyen Tur, “Mersin’e uçmak zaten bir hayalimizdi. Özellikle İç Anadolu’dan Akdeniz’e uçmak gerçekten kolay bir şey değil. Toros’ları geçmek çok büyük bir şey. Bu bir rekor uçuşuydu. Crosscountry dediğimiz, bir şehirden başka bir şehre hiç durmadan uçmak deniliyor. Zaten hep aklımızdaydı. Rekor kırmaya çalışıyoruz, bu da onlardan biriydi. Ben 2008 yılından beri yapıyorum bu sporu. Bu rekor uçuşunu yapmak tecrübe istiyor. Bayramdan önce hava durumunu incelemeye başladık. Havanın uygun olacağını gördük. Denemek istedik. Hazırlıklarımız bayram öncesinde başladı” diye konuştu.
Yaşadıkları en büyük zorlulukların hava şartları olduğunu belirten Tur, “Uçuş kolay değildi. Bir sürü şehir geçtik. Ankara’dan kalktık oradan Konya, oradan Karaman, oradan da Mersin’e uçtuk. Farklı şehirler geçtik. Her şehirde de bambaşka bir hava durumu vardı. Bazen güçlü bazen zayıflayan bir hava vardı. Özellikle Karaman’da ineceğimizi sandık. Hava tamamen kapalıydı. Bizim için biraz daha açık olması gerekiyor. Orada biraz zorlandık. Orayı da geçtik. Daha sonra Mersin’e indik, Mut Vadisi’ne geldik. Mut Vadisi’nde zaten kot farkı da var. Oranın iklimi direkt değişti. Orada biraz zorlandık. Özellikle bizi zorlayan durumlardan biri de havanın kararması oldu. Daha da uçabilirdik, hava karardı. İneceğimiz yeri görmüyorduk. Böyle sıkıntılar oldu” ifadelerine yer verdi.
Geçmişte buna benzer uçuşlarının olduğunu aktaran Tur, “Öğlen 11 buçukta Ankara Ayaş’tan kalktık. Akşam 8 buçuk gibi indik. Yaklaşık 9 saatlik bir uçuş oldu. Başta 10 kişiye yakındık. Daha sonra 3 kişi kaldık. Bir arkadaşımız Konya’da indi. 2 kişi devam ettik. Rekoru da iki kişi kırdık. Yan yanan indik, aynı yerden kalktık, beraber uçtuk. Çevrimiçi izlendiğimiz için bizi takip edenler çok oldu. Telefonlarımıza destek mesajları gelmeye başladı. İndikten sonra da tebrikler çok oldu. Annemi aradım, annem Mersin Anamur’daydı. Annemin tepkisi; ‘oraya kadar nasıl uçtun’ oldu. Sponsorumuz tebrik etti. Diğer kulüp arkadaşlarımız, diğer kulüplerimizin de destekler oldu. Onlardan sonra bütün Türkiye canlı takip ettiği için arayıp soran, mesaj atan çok kişi oldu. Daha önce benzer uçuşlarım oldu. Geçen sene Antalya’dan Konya’ya uçmuştum 340 kilometre. O da yaklaşık 9 buçuk saat sürmüştü. Onu bir hafta sonra 346 kilometre ile geçmişlerdi” dedi.
Yaptığı uçuşusun tecrübe gerektirdiğini vurgulayan Tur, “Bu işe 2008 yılında Gazi Üniversitesi’nde başladım. Yamaç paraşütü nedir bilmiyordum. Arkadaşımın zorlamasıyla başladım. Daha sonra yarışmalara katıldık. Başarılı olmaya başladık. Cross uçuşları yapmaya başladık. Daha farklı yerlerde uçtukça farklı manzaralar görmeye başladık ve hoşuma gitti. Bu 350 artı bir uçuştu. Türkiye’de 450 kilometrelik uçuşlar yapılabilir. Bunu gördük. Ufkumuzu açtı. Bu uçuşta zorlandığımız yerler oldu. Öyle bir gün olmasa daha uzağa uçulabilir. Orta seviyeden sonra bu tarz küçük küçük uçuşlar yapılabiliyor. Rekor uçuşunu yapmak tecrübe istiyor. Kolay bir şey değil. Tecrübeden ziyade motivasyona da çok ihtiyaç duyulabiliyor” şeklinde konuştu.
Yaptıkları uçuşun içinde bir çok ilkin olduğunu söyleyen Tur, “Türkiye’de uçulan en uzun mesafe uçuşuydu. İkincisi, İç Anadolu’dan, Akdeniz’e uçulan bir rota, üçüncüsü de memleketime indim, o da güzeldi. Başardıktan sonra mutlu olduk. Çünkü Karaman civarlarında başaramayacağız gibi gelmişti. Orada bir birimize tutunduk. O sayede ikimiz birlikte gittik ve güzel oldu” ifadelerini kullandı. (İHA)