Diş, çene ve yüz bölgelerinin büyüme ve gelişim dönemi sürecinde veya sonrasında birtakım bozuklukları meydana gelebiliyor. Bu rahatsızlıkların tedavileriyle ilgilenen ortodonti, ağız içi ve ağız dışı aygıtlar ile kuvvetler uygulanarak diş-çene-yüz yapılarının estetik ve fonksiyonel hale getirilmesini amaçlıyor. Özellikle gelişim çağındaki çocuklarda sık rastlanan ortodontik bozukluklar hakkında bilgi veren Altınbaş Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Seden Akan Bayhan, ortodontik tedavi için bir yaş kısıtlaması bulunmadığını ancak tedaviye başlama döneminin mevcut bozukluğa göre değişebildiğini söyledi. Bayhan, "Çocuğunuzu ilk kez ortodontik muayeneye getirmek için en ideal yaş 7’dir. Bu yaşta tedavi gerekmeyebilir, ancak yapılan ortodontik muayene sayesinde tedaviye başlamak için en uygun dönem hakkında fikir sahibi olunur ve çocuk periyodik muayenelerle kontrol altında tutulmuş olunur" diye konuştu.
'APARAT KULLANIMINDA AYRINTILI DİŞ TEMİZLİĞİ ÖNEMLİ'
Çenelerin kapanış bozuklukları, ısırma ve çiğneme problemleri, asimetriler, rahat pozisyonda iken ağzın açık kalması ve çene ekleminde ses ya da ağrıların en sık görülen şikâyetler olduğunu belirten Dr. Seden Akan Bayhan, ortodontik tedavide sabit braketler, fonksiyonel apareyler, yüz maskeleri ve takıp çıkarılabilen damaklıklı apareylerin sıklıkla kullanıldığını söyledi.
Apareylerin yanı sıra günümüzde çene kemiğine geçici olarak yerleştirilen mini vida ve mini plakların kullanımının da yaygınlaştığını vurgulayan Bayhan, iyileşme süresinin anomalinin şiddetine ve uygulanacak diş-çene hareketlerine göre değişkenlik göstereceğini hatırlatarak, “Bir genelleme yapacak olursak ortodontik tedaviler ortalama 6 ay ila 24 ay arasında sürebilir. Hasta, hekiminin tedavi için öngördüğü kurallara uyar, apareylerini düzenli kullanır, ağız hijyenine dikkat eder ve randevularını aksatmazsa tedavi planlanan zamanda sonuçlanacaktır” diye konuştu. Ortodontik tedavi sırasında kullanılan apareylerin çevresinde biriken yemek artıklarının yeterince temizlenememesi sonucu çürük ve dişeti hastalıklarının gelişebileceği uyarısını yapan Bayhan, “Diş teli kullanan hastalar, yemek artıklarının teller üzerinde tutulumu daha kolay olduğu için normalden daha sık (günde 5 kez) ve daha da özenli şekilde diş fırçalamaları gerekmektedir. Diş fırçalamanın yanında ara yüz fırçaları ve diş ipi ile dişlerin ara yüzeylerinin temizliğinin yapılması tavsiye edilir. Ağız sularının kullanımı bu uygulamalara eklenebilir” dedi.
'3 YAŞ SONRASI DEVAM EDEN PARMAK EMME RİSKLİ'
Ağızda kapanış bozuklukları ve çapraşıklıkların, genetik geçiş gösterebildiği gibi dış etkenler sonucu da gelişebileceğini söyleyen Dr. Seden Akan Bayhan, şu bilgileri paylaştı: 'Erken süt dişi kaybı, diş çürükleri ve uygun olmayan restorasyonlar, daimi dişlerin kaybı sonucu diğer dişlerde eğilmeler, parmak emme, dudak emme, kalem ısırma ve tırnak yeme gibi anormal basınç alışkanlıkları ve ağız solunumu dış etkenler olarak sayılabilir. Teorik olarak 3 yaşından sonra devam eden parmak emme, yalancı emzik emme, dudak emme, kalem ısırma ve tırnak yeme gibi anormal basınç alışkanlıkları ve ağız solunumu diş dizilerinde bozukluklara, üst çenede daralmaya ve alt çenenin uzunlamasına büyümesine sebep olmaktadır.'
ORTODONTİK APARAT KULLANAN HASTALARIN DİKKAT ETMELİ?
Diş Hekimi Dr. Öğr. Üyesi Seden Akan Bayhan, ortodontik aparat kullanan hastaların dikkat etmesi gerekenleri şöyle sıraladı: 'Ortodontik tedavi süresince braketlerin dişten ayrılmasına, tellerin çıkmasına veya bükülmesine sebep olacak sert ve yapışkan gıdalardan uzak durulmalı. Fıstık, fındık, ceviz, patlamış mısır gibi gıdalar, simit, tost ve pizzanın sert kenarları gibi sert yiyecekler yenmemeli. Erik, kiraz, zeytin, hurma gibi çekirdekli meyvelerin çekirdekleri ağza almadan dışarıda çıkarılarak tüketilmeli. Karamel ve lokum gibi yapışkan yiyeceklerin braketler üzerinden temizlenmesi çok zordur, tüketimi kısıtlanmalı. Elma, armut, dürüm gibi ön dişlerle ısırma hareketinin yapıldığı gıdalar küçük küçük bölünerek arka dişlerle yenmeli veya rendelenerek tüketilmeli. Tedavi süresince asitli içeceklerden uzak durulmalı.'
Kaynak: DHA