Ahmet ACAR- Yusuf DEMİR/KAŞ (Antalya), (DHA)- ANTALYA'nın Kaş ilçesindeki Patara Antik Kenti'nde bulunan, Osmanlı'dan Türkiye Cumhuriyeti'ne aktarılan Patara Telsiz İstasyonu'nun açılışının 113. yılı dolayısıyla etkinlik yapıldı. Etkinlikte, Türkiye ve 1906 yılında başlayan Osmanlı telsizciliği 'TC113PTR' çağrı koduyla dünyada tanıtıldı.
Kaş'ta bulunan Likya Birliği'nin başkenti Patara Antik Kenti'nde, Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyeti'ne aktarılan bir kültür ve tarih mirası olan Patara Telsiz İstasyonu'nun açılışının 113. yılı dolayısıyla etkinlik yapıldı. Antalya Valiliği öncülüğündeki etkinliğe Vali Münir Karaloğlu, AK Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu, Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Halil İnal, İl Jandarma Alay Komutanı Tuğgeneral Tekin Aktemur, İl Emniyet Müdürü Mehmet Murat Ulucan, İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Acar, İl Sağlık Müdürü Ünal Hülür, Kaş Kaymakamı Ulaş Akhan, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal, Kaş Belediye Başkanı Mutlu Ulutaş, Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü ve Patara Kazıları Başkanı Prof. Dr. Havva İşkan Işık, eski Kazı Başkanı Prof. Dr. Fahri Işık, Türkiye Radyo Amatörleri Cemiyeti Genel Başkanı Aziz Şaşa, Patara Muhtarı Arif Otlu, kazı ekibi, Türkiye'nin çeşitli illerinden gelen amatör telsizciler ve vatandaşlar katıldı.
SERGİLER AÇILDI
Likya Birliği meclis binasında düzenlenen açılışın ve konuşmaların ardından Antalya Büyükşehir Belediyesi Bandosu, Osmanlı marşlarından oluşan bir konser verdi. Ardından etkinlik alanına geçildi. Burada Patara Likyalı Yörükler Halk Oyunları ekibi, Teke yöresi halk oyunlarını oynadı. Etkinlik alanında 'Patara Gelemiş- Derne (Libya'da) telsiz istasyonları fotoğraf sergisi', 'Geçmişten günümüze telsiz cihazları sergisi' ve 'Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Sergisi' açıldı.
TÜM DÜNYADA TANITILDI
Osmanlı'nın ilk telsiz istasyonu kalıntılarının yanındaki alanda kurulan çadırlarda ise Türkiye'nin çeşitli illerinden gelen 20 amatör telsizci, haberleşme etkinliği gerçekleştirdi. Dünyanın 100 ülkesiyle haberleşme yapıldı. Haberleşme etkinliğinde Türkiye ve 1906 yılında başlayan Osmanlı telsizciliği 'TC113PTR' çağrı koduyla tüm dünyada tanıtıldı. Antalya Valisi Münir Karaoğlu kurulan telsiz merkezinden AFAD Merkezi'ne bağlanarak iletişim sağladı ve Patara'dan AFAD Merkezi'ni selamladı.
Patara Telsiz İstasyonu, Anadolu'da Osmanlı İmparatorluğu tarafından Alman bir firmayla (Telefunken) yapılan anlaşma sonrası kurulan ilk telisiz istasyonudur. Osmanlı İmparatorluğu Afrika'daki topraklarıyla iletişim sağlamak için biri Patara'da, diğeri bugün Libya topraklarında bulunun Derne'de iki telsiz istasyonu kurdu. İstasyon, İtalya ile Osmanlı İmparatorluğu arasında patlak veren Trablusgarp Savaşı'nda, 1911 yılında İtalyanlar tarafından bombalandı. Trablusgarp Savaşı sırasında Patara'nın karşı istasyonu olan Derne'deki telsiz istasyonunun komutanı Mustafa Kemal Atatürk'tü.
'IŞIK SAÇMAK İÇİN ÖNCE YANMAK GEREKİR'
Patara Kazıları Başkanı Prof. Dr. Havva İşkan Işık, "İlk kez geldiğimizde henüz bozulmamış bir kumsal ile muazzam bir kütle, kalıntıların üstünü örten yeşil yorgandan ibaretti Patara. İşte tam da bu nedenle 'Likya'nın uyuyan güzeli' denmişti Patara'ya. Uzun bir bekleyişten sonra kurucu kazı başkanımız Fahri Işık'la bilim girdi Patara'ya. 1988'de uyuyan güzel, uyanmaya başladı. Tam 31 yıldır bu yüce ulusun bilim insanları, öğrencileri ve işçileri bu kutsanmış toprağın değerlerini ortaya çıkarmak için alın teri döküyor. Bunu hiçbir karşılık beklemeden sevgiyle ve adanmışlıkla yerine getiriyorlar. Mevlana'nın sözü 'Işık olmak kolay değildir. Işık saçmak için önce yanmak gerekir.' Biz hiçbir kazının tek başına kazı başkanın başarısı olabileceğini, olamayacağını bilenlerdeniz. Onu için ekip diyoruz. Ekip her şeydir" dedi.
'YAPILAN İŞLERİ ÇOK RAHATLIKLA ELEŞTİREBİLİYORLAR'
Vali Münir Karaloğlu, "Antalya, Akdeniz, Anadolu birçok medeniyetlere ev sahipliği yapmış, insanlık tarihi bakımından önemli mekanlar. Likya Medeniyeti'nin başkentliğini yapmış önemli bir bölgedeyiz. Biz şu anda bu toprakların sahibi, bu topraklarda var olan bütün kültür ve medeniyetten söz ediyoruz. Hepsi bizimdir. Hepsini korumak, hepsini gelecek nesillere aktarmak bir insanlık görevidir. Zor işler olsa da bunları yapmaya devam edeceğiz. Maalesef bu işlerden anlayan, anlamayan herkes konuşuyor. Öyle problemimiz var. Türkiye'de herkes arkeolog, herkes restoratör, herkes mimar. Bu yılki kesmiş olduğu taşla 2 bin yıl önce kesilmiş taşın aynı renk olması gerektiğini düşünecek kadar bilgiden yoksun insanlarımız var. Maalesef yapılan işleri çok rahatlıkla eleştirebiliyorlar. Emeğe saygı duymadan. Ne yapalım? Biz doğru bildiğimiz yolda ilerlemeye devam edeceğiz" diye konuştu.
'HER ŞEYİYLE BİZİMDİR'
Osmanlı'nın 'hasta adam' dendiği, artık yavaş yavaş tarihten çekilmek üzere olduğu bir dönemde günün son teknolojisini uygulayabilecek, takip edilebilecek bir ülke olduğunun buradaki istasyonla anlaşıldığını vurgulayan Vali Münir Karaloğlu, şöyle dedi:
"Onun için arkadaşlar ne olur tarihimizden de insanımızdan da medeniyetimizden de bahsederken, çekinerek bahsetmeyin. Bu millet her çağda şanın gerekleri neyse onun peşinde olmuştur. Dünde öyleydi, bugün de böyle. Bugün de biz 4.5G teknolojisine, 5G teknolojisine en erken geçen ülkelerden değil miyiz? Osmanlı'dan Cumhuriyet'e geçişi anlatırken ille de Osmanlı'yı kötülemek zorunda değiliz. Osmanlı kendi yaşamını tamamlamıştır. Tarih sahnesinden çekilmiştir. Ama her şeyiyle bizimdir. Onu sahiplenmek bizim görevimizdir. O gün en son teknoloji olan telsiz telgrafın bir istasyonu burada, bir istasyonu Derne'de. Orası burayla haberleşebiliyor. Burası Payitahtla, İstanbul'la haberleşiyor. Nerdeyse bugün bizim cep telefonu haberleşmesine benzer, belki Mors alfabesini kullanıyor. Ama bir telekomünikasyon var. Çağının gerektirdiği haberleşme sistemi kurulmuş. Trablusgarp'la İstanbul'u birbirine bağlama o gün için çok önemli bir olaydı."