Gazetelerde yiyeceklerin sağlığa etkileri ile ilgili haberler hiç mi hiç eksik olmaz.
Bunların bir kısmı ‘olumlu haberler’ dir.
Mesela, bir gün acı biberin, bir gün domatesin, bir gün lahananın… prostat kanserine iyi geldiğini okursunuz. Hele de yaşınız ileriyse, sevseniz de sevmeseniz de acı biber yemeye mecbur hissedersiniz kendinizi. Domatesi sofranızdan eksik etmezsiniz. Kapuska yemeden yapamazsınız.
Acı biber kanser yapıyor
Ama, her haber böyle iştah açıcı olmuyor. ‘Olumsuz haberler’ de var ve bakarsınız bunlar bazen, son günlerde olduğu gibi ardı ardına gelmeye başlar.
İşte ilk haber:
"İtalyan bilim adamları, acı biberin prostat kanseri riskini artırdığını ortaya koydu. İtalyan Üroloji Cemiyeti’nin yaptığı araştırmaya göre, cinsel gücü artırdığı düşünülen acı biber, fazla tüketildiğinde vücudun ısısını yükselterek vücutta tümör oluşumunu tetikleyebiliyor.’’
Tam acıya alışırken ve ‘Oh, ne güzel prostat kanserinden kurtuldum galiba’ derken kafanız karışıverir.
Patates kızartması bunamaya yol açıyor
O sevgili acı biberinize artık şüphe ile bakarken, bu sefer de patatesi bitiren bir haberle karşılaşırsınız:
‘’Daha önce kanser ve erkeklerde iktidarsızlığa yol açabileceği kanıtlanan patates kızartmasının Alzheimer’ e de sebep olabileceği ortaya çıktı. New York’taki Albert Einstein Enstitüsü’nden doktorlar, Alzheimer hastalarının beyinlerinde patates kızartmasında bol miktarda bulunan akrilamid adlı kimyasala rastlandığını belirttiler. Bu kimyasalla Alzheimer arasındaki bağlantıyı araştıran uzmanlar, akrilamidlerin beyinde hasara yol açtıklarını ve bunun da Alzheimer oluşumunu kolaylaştırdığını ileri sürdüler.’’
Hadi gelin bu haberi okuyun da şöyle ağız tadıyla patates yiyin bakalım yiyebilirseniz. Kızartmasını geçin, patatesin yemeği de, salatası da, haşlaması da… gözünüzden düşer artık.
Patlamış mısır akciğerleri bitiriyor
Kırmızı biberden, patates kızartmasından sonra en son suçlanan yiyecek de patlamış mısır oldu. Bir patlamış mısır sever olarak hemen heyecanlanmayın. Bir kere asıl suçlu mısırın kendisi değil. Tehlike mısırın mikrodalgada hazırlanması sırasında, daha lezzetli olması için tereyağına katılan ‘diasetil’ maddesinden kaynaklanıyor.
Diasetil, tereyağına lezzet veren ve peynirde ve şarapta da bulunan doğal bir bileşik. Sentetik olarak da üretiliyor ve FDA tarafından da katkı maddesi olarak kullanılmasına izin veriliyor.
Aslında, diasetilin mikrodalga fırınlarda patlamış mısır imalatında çalışan işçilerde ‘obiteran bronşiolit’ adıyla bilinen bir hastalığa yol açabileceği 2002’ den beri biliniyor, ama tüketicilerin de risk altında olabileceklerine ihtimal verilmiyordu.
Tüketicilerin de tehlike altında oldukları, on yıldan beri her gün en az iki paket patlamış mısır yiyen Wayne Watson isimli 53 yaşında bir Amerikalıda obliteran bronşiolit hastalığının teşhis edilmesiyle ortaya çıkmış oldu. Bu kişi mısırları sadece yemekle kalmıyor, paketi açar açmaz çıkan kokuyu da derin olarak içine çekiyormuş. Diasetil maddesinin buharda daha çok bulunduğunu sanırım tahmin etmişsinizdir.
Obliteran bronşiolit
Obiteran bronşiolit, kuru öksürük ve ilerleyici nefes darlığına ve sonuçta da solunum yetersizliğine yol açan ölümcül bir akciğer hastalığı. Çok yavaş ilerliyor ve bu nedenle hastalar tarafından hemen fark edilmiyor. Belirtiler ortaya çıktığında ise akciğerlerde ciddi hasar meydana gelmiş oluyor ve iş işten geçiyor. Hastalığın bilinen bir ilacı yok ve ileri aşamada yapılabilecek tek şey sürekli oksijen tedavisi ve bulunabilirse akciğer nakli.
İçiniz rahat olsun; şimdilik sinemada veya evde arada sırada yenen patlamış mısırın zararlı olduğuna ait kesin bir veri yok, ama Amerika’ nın yılda 3-5 milyar paket popcorn satan firmalarının ürünlerinde artık diasetil kullanmayacaklarını açıkladıklarını da ilâve edelim.
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi