Bu durum elbette tamamen psikolojik bir etki. Bir de bunu sosyal açıdan düşündüğümüzde yaptığınız işin niteliği, çevresel faktörler bilinçaltınızdaki pazartesi algınıza eklenince haftanın ilk gününü sendrom halinde geçirmeniz işten bile değil. Rahatlayın, gevşeyin, hallolmayacak sorun yok! Biliyoruz, pazartesi sendromu nasıl aşılır sorusuna cevap ararken buralara geldiniz. O halde size birkaç önerimiz var.
"Yeni hafta yepyeni güzellikler getirecek", "yaptığım işte bir adım daha ilerleyeceğim", "bu hafta yeni insanlarla tanışacağım" gibi pozitif mesajlara odaklanın. Bu sizin açınızdan mümkün mü bilmiyoruz ama deneyin, rahatlatıcı olacaktır.
Haftanın ilk günü yaşadığınız sendromu daha kolay atlatmanız için en etkili yollardan birisi sosyal ve ekonomik açıdan sizin yerinizde olmak için mücadele eden insanları düşünmektir. Sahip olduklarınızın kıymetini bilin, sokakta sayıları milyonlara ulaşan işsiz insan var!
Pazar gecesinden başlayan sendromun etkisiyle pazartesi sabahı işe yetişmek için oldukça dar bir vakit aralığında mı uyanıyorsunuz? Yataktan kalkmak istemiyor musunuz? Alarmları son ana kadar mı erteliyorsunuz? Gelin bu alışkanlıklarınızı değiştirin. Biraz daha erken kalkın ve gerçek bir kahvaltıyla güne başlayın. Atıştırmalıkları kahvaltıdan saymıyoruz elbette.
Pazartesi akşamı iş çıkışında buluşmak için en sevdiğiniz arkadaşlarınızla randevulaşın. Yalnız bu konudaki seçiminiz mutlaka sohbetinden keyif aldığınız insanlardan yana olsun. Bu konuda çok ciddiyiz; aynı masa oturup sosyal mecralarda fink atan, sizinle hiç ilgilenmeye arkadaşlarınızdan söz etmiyoruz.
İş planınızı kolaydan zora doğru yapmak güne bakışınızı değiştirecektir. Özellikle günün ilk saatlerinde halletmeniz gereken kolay işlerle ilgilenmeniz sizi motive edecektir. Bırakın zor işler hafta ortasına yayılsın. Pazartesi sendromsuz atlatılsın, gerisi kolay.
Haftanın ilk iş gününde giymek için kendinize en çok yakıştırdığınız kıyafetleri tercih edin. Önceliğiniz daima kendi zevkleriniz olsun, insanların size neyi yakıştırıp neyi yakıştırmadıkları önemli değil.
Haftanın ilk selamlaşmalarında insanlardan güler yüzünüzü ve selamını eksik etmeyin. Sırıtın demiyoruz, gülümseyin. Tatlı ve naif bir şekilde sadece gülümseyin ve selam verin. Pazartesi sabahı ne bu enerji diyenlere ise aldırış etmeyin.
Pazartesi sendromu nedir? Bu sorunun cevabının sizin için bir önemi olmamalı. "Her iş yetişir, her şey hallolur, sakin ol kovboy!" psikolojisiyle hareket edin. Unutmayın; pazartesi sendromundan dolayı ölenler dahi var! Hayatınızı ve yaşamayı seviyorsanız önemsemeyin.
Duş almak her daim rahatlatıcı bir eylemdir, bunda hemfikiriz herhalde? Yalnız bunun için her zamankinden biraz daha erken kalkmalısınız, yoksa ıslak kafayla işe yetişmek için koştururken hasta olabilirsiniz. Ya da siz bu duş işini pazar akşamından halledin, tercih sizin.
Nasıl uyandığınız gününüzün nasıl geçeceğinin bir işaretidir. Borazan gibi alarm sesleriyle kendinize eziyet etmeyin, emin olun kuş cıvıltıları, orman sesleri güne daha mutlu başlamanızı sağlayacak.
Metropolde yaşıyorsanız bu pek mümkün sayılmaz ama siz yine de deneyin. Toplu taşıma araçlarında yaşanan itiş kakış savaşlarına dahil olmayın, mutlaka yenik ayrılacaksınız. Sabahın kör vaktindeki bu savaş, stresinize stres katmaktan başka bir işe yaramaz.
Pazartesi sendromu yaşayan pek çok insanın sorunu aslında sahip oldukları işin niteliğidir. Eğer işinizde mutsuzsanız zaten başarıyı yakalayamazsınız. Mümkünse o işi hemen terk edin, tabii önce yeni bir iş bulsanız iyi olur. Sevmediğiniz bir işte çalışmaya devam ederseniz bir süre sonra sizin yapamadığınız o yapar ve sizi terk eder.