Bir Sanatçının Ekmeğe Dokunuşu
Güzel sanatlar fakültesi mezunu olan heykeltıraş Murat Demirtaş, çalışmalarıyla katıldığı sergilerden umduğunu bulamayınca karamsarlığa kapılmak yerine farklı bir yol izlemeye karar verdi ve hepimize ders olması gereken hikayesi böylece başladı.
“Son Üç Senedir Ev Babasıyım, Ev Beyiyim.”
Deneyimli ekmek ustası Murat Demirtaş kendisini bu sözlerle tanıtıyor. Devlet memuru eşinin çalışma saatlerinde çocuğuyla ilgilenen Murat Demirtaş, bu sayede çocuğunun en güzel yıllarına ortak olabiliyor. Sevgi dolu bir babanın ellerinde büyüyen küçüğün keyfine diyecek bir şey yok doğrusu.
Her Şey Bir Arkadaşının Teşvikiyle Başladı
Yaptığı katkısız ekmeklerin lezzetine ve kalitesine kayıtsız kalamayan bir arkadaşının her hafta üç tane alacağını söylemesiyle daha fazla ekmek yapmaya başlayan Murat Demirtaş, şu anda elliye yakın eve ekmek yapıyor.
Yaptığı Bütün Ekmekleri Yürüyerek Dağıtıyor
Murat Demirtaş, karbon ayak izini azaltarak yaptığı katıksız ekmeklerin temelinde yer alan ekolojik yaşam düşüncesine bağlı kalmaya özen gösteriyor. Yürüme mesafesinin dışındaki yerlere giderken toplu taşımayı tercih eden Demirtaş, diğer illerden aldığı ekmek siparişlerini ise kargo faaliyetleri nedeniyle oluşacak karbon salınımından dolayı reddetmek zorunda kaldığını belirtiyor.
“Dünyanın En Temiz ve Katkısız Ekmeğini Yapıyorum.”
Müşterilerinden aldığı güzel tepkilerden sonra Murat Demirtaş, yaptığı ekmekler konusunda bir hayli iddialı. Müşterilerinin söyledikleri göz önüne alınınca haksız da değil. Bazı müşteriler, katkısız ekmeği yemeye başladıktan sonra ilaç kullanımlarının azaldığını, şeker hastası olan müşteriler ise kendilerini daha iyi hissettiklerini belirtiyorlar.
“Üreticinize Güvenmeniz Gerekiyor.”
Murat Demirtaş’ın doğal ve katkısız ekmeklerinde kullandığı un ve tuz Çankırı’dan geliyor. Bu noktada üreticiye duyulan güvenin altını çizen Demirtaş, ancak bu sayede doğal bir üretimin mümkün olacağını ve kullanılan atalık tohumların gelecek kuşaklara kalacağını söylüyor.
Ah Şu İstanbul Trafiği
Ekmeklerini Kadıköy’de yapan ve dağıtım için oradan yola çıkan Murat Demirtaş, Göztepe gibi aslında yakın görünen ancak ulaşmanın saatler aldığı semtlere gidememekten yakınıyor. Kısıtlı üretim ve dağıtım imkanlarıyla elinden gelenin en iyisini yapmak için uğraşan idealist ekmekçinin gayretlerine şapka çıkarmamak mümkün değil.
“Eskiden Çiftçi, Değirmen ve Fırıncı Birlikte Olurmuş.”
Murat Demirtaş’ın en büyük isteği ise ham madde üreticisine yakın olabilmek. “Eskiden çiftçi, değirmen ve fırıncı birlikte olurmuş” diyen ekmek ustası bu yöntemle daha verimli bir üretim yapılabileceğini söylüyor. Beton ve asfaltla örülen ağların arasında başka bir hayatın kıvılcımını alevlendirmeye çalışan Murat Demirtaş’lar çoğaldıkça bu üçlünün bir araya gelmesi de belki yeniden mümkün olabilir, ne dersiniz?