Petkim Genel Müdürü Öztürk: Ege Bölgesi'nin tehlikeli atıklarına talibiz

Petkim’in Aliağa kompleksinde faaliyet gösteren tehlikeli atık yakma ünitesinin diğer şirketlerden kabul ettiği tehlikeli atık miktarı, 2011'de bir önceki yıla göre yaklaşık altı kat artarak bin 429 tona yükseldi. Petkim Genel Müdürü Hayati Öztürk, İZAYDAŞ’tan sonra Türkiye’nin ikinci tehlikeli atık yakma ünitesinin, 25 milyon dolar yatırımla 2006 yılında devreye alındığını, kendi atıklarının yanında üçüncü şahıslardan atık aldıklarını söyledi. Çevre duyarlılığını, sürdürülebilir kalkınmanın temel aracı olarak gördüklerini belirten Öztürk, “Yıllık 17 bin 500 ton tehlikeli atık yakma kapasitesine sahip tesisimiz, bunun 10 bin tonunu Petkim’in atıklarını yakıp enerjiye dönüştürerek kullanıyor. 7 bin 500 tonluk kapasiteyse farklı sektörlerdeki firmaların atıklarını bekliyor.” dedi.

Sürdürülebilir gelecek için sorumluluk almak ile iş sağlığı ve güvenliği değerlerinin bütün çalışanları tarafından özümsendiğini, böylece süreçlerin toplum sağlığına, güvenliğe ve çevreye etkisinin bir bütün olarak değerlendirildiğini kaydeden Genel Müdür Öztürk, şunları söyledi: “Petkim, son iki yıldır sürdürülebilirlik hedeflerini somut çalışmalarla ivmelendirdi. Bunlardan en önemlisi, 2010 yılındaki Karbon Saydamlık Projesi (Carbon Disclosure Project–CDP)'ne katılım kararıdır. Petkim, bu kararın ardından sera gazı emisyonlarının yönetimi konusunda aktif olarak çalışıyor. Çevre süreçlerine verdiği önemle tamamıyla gönüllülük esasına dayanan bu projeye katılma cesaretini kendisinde buldu. CDP, katılımcı şirketler açısından büyük cesaret isteyen, gönüllülük esasına dayanan ve dünya üzerinde 71 trilyon dolar tutarındaki uluslararası fonları yöneten 551 fon tarafından destekleniyor. 2010 senesinde İMKB-50 endeksine dahil olan 50 şirket, CDP Türkiye tarafından davet aldı. Bunlar arasından 11 tanesi, sera gazı salım miktarları ve iklim değişikliğiyle ilgili risk yönetim politikalarını, uluslararası kurumsal yatırımcıların bilgisine sundu.”

TESİS ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI DENETİMİNDE

Petkim, 2003 yılında Türkiye’de tehlikeli atık yönetiminin bilinmediği, atıkların toprağa gömüldüğü ya da deniz ve akarsulara döküldüğü yıllarda hem kendi atıklarını bertaraf edecek hem de Türkiye’nin atık problemine çözüm ortağı olacak yatırımı başlattı. 25 milyon dolara mal olan ve 4 Şubat 2006 tarihinde hizmete giren tehlikeli atık yakma ünitesinin, 2013'e kadar geçerli işletme lisansı bulunuyor. Yıllık 17 bin 500 ton kapasitesiyle Türkiye’nin, bir sanayi tesisi içinde kurulan ilk tehlikeli atık yakma tesisi olma özelliğini de taşıyan ünite, yıllık 10 bin ton kapasitesini Petkim için kullanıyor. Saatte 11,5 ton buhar elde edilen tesiste yanma işlemleri, bin 200 ile bin 400 derece çok yüksek sıcaklıklarda olduğu için dioksin ve furan gibi gazların oluşması engelleniyor. Son teknolojiyle tasarlanan tesiste, yanma sonucu oluşan gazlardan yüksek basınçlı buhar elde edilirken atmosfere salınan atık gazlar, buhar üretim kısmı çıkışında aktif karbon ve sodyum bikarbonat dozajı yapılıp torba filtrelerden geçirilerek çevreye etkileri yok ediliyor. Bacası Türk çevre mevzuata ve AB direktiflerine göre projelendirilen tesisin baca gazı emisyon değerleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 7 gün 24 saat izleniyor. Dünyanın en ileri baca gazı arıtma teknolojisine sahip tesis, yönetmelik değerleri aşıldığında otomatik olarak kendini devre dışı bırakıyor.

PETKİM ATIK YAKMA ÜNİTESİ’NİN SON BEŞ YILLIK KARNESİ

Parametre(ton/yıl) 2007 2008 2009 2010 2011

Yakılan Atık (Petkim dışı) 1171 660 305 246 1.429

Toplam (Petkim+ dış atık) 7.734 9.012 9.027 15.095 16.379

KARBON SAYDAMLIK PROJESİ (CDP)

Karbon Saydamlık Projesi, dünyada 2000 yılında şirketlerin, yatırımcıların ve hükümetlerin iklim değişikliği tehdidine karşı tedbir almasını sağlayacak bilgileri toplamak ve paylaşmak amacıyla başlatıldı. CDP aracılığıyla sera gazı salınımları ve iklim değişikliği stratejilerinin kamuoyuna ve yatırımcılara açıklanması sayesinde şirketler ve hükümetler, karbon emisyonlarını azaltma hedefleri koyarak performans iyileştirmesi yapabiliyor. Bu veriler kurumsal yatırımcılar, şirketler, kamu politikasını yönlendirenler, resmî kurumlar ve akademisyenler dahil olmak üzere geniş bir kitleye aktarılıyor. CDP, iklim değişiklikleri risklerinin şirketler tarafından nasıl yönetildiğini küresel çapta raporlayan tek bağımsız uluslararası kuruluş olma özelliğini taşıyor.