HABER

Petrol bu sefer sevindirmedi

Dünyanın birçok bölgesinde zenginliğin sembolü olan petrol, her zaman mutluluk getirmiyor.

Petrol bu sefer sevindirmedi

Tarlalarından fışkıran 'siyah altın' adeta köylülerin hayatlarını kararttı. İlk günler her şey yolundaydı; köyün 28 farklı noktasında petrol bulunmuş, köylüler iş sahibi olmuştu. Ancak zaman geçtikçe büyü, bozulmaya başladı. Petrolü çıkaran şirketler, kuyulardan yükselen zehirli gazı 'maliyet' gerekçesiyle yakmayınca köylünün sağlığı bozuldu. 50 haneli köyden 10 kişi akciğer kanserine yenik düştü. Borulardan sızan ham petrol de arazileri kullanılmaz hale getirdi.

Diyarbakır'ın Terkan bölgesindeki Katin, Barbeş, Kurkan ve Piyanko kuyularından yaklaşık 40 yıldır petrol çıkarılıyor. TPAO ve Fransız Perenco şirketlerinin Alcık köyündeki 28 kuyudan çıkardığı petrol, Pirinçlik'te toplandıktan sonra İskenderun'a pompalanıyor. Türkiye'de yabancı şirket ortaklığıyla ilk petrol kuyusunun açıldığı Alcık köyü sakinleri, petrol çıkarılmasına bir türlü sevinemiyor. Arazilerindeki kuyulardan her gün tonlarca petrol çıkarılıyor ama kendilerine fayda yerine zarar veriyor. Muhtar Hasan Sezgin, köylerindeki 28 kuyudan yayılan zehirli Hidrojensülfür gazı için hiçbir önlem alınmadığını söylüyor. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'ndan (TPAO) emekli olan Sezgin, uluslararası standartlara göre gazın yakılması gerektiğini belirtiyor. "Evimizde kokudan oturamıyoruz. Tamamen zehirli olan bu gazı her gün soluyoruz. Kuyuların üzerinde zehirli gaz uyarısı var ama bunu imha etmek için herhangi bir önlem söz konusu değil." diyor.

Köylerinde petrol arama ve çıkarma çalışmalarını sürdüren TPAO ve Perenco şirketinin kuyu ile toplama merkezi arasında petrol aktarımı sağlayan boruları tarlalarından geçirdiğini belirten Sezgin, bu yüzden büyük zarar gördüklerini kaydediyor. Sezgin, borulardan sızan ham petrol nedeniyle tarlaya bir şey ekemediklerini vurguluyor. Köy halkının neredeyse tamamının bu şirketler hakkında suç duyurusunda bulunduğunu anlatan Sezgin, "Maalesef şu ana kadar bir gelişme olmadı. Zararımızın karşılanmasını istiyoruz. Şirketlere dilekçe vermek için muhatap bile bulamıyoruz." şeklinde konuşuyor.

Alcık köyündeki petrol çalışmasını ilk kez 1960 yılında Shell firması yapmış. Shell'in petrol sahalarını 1995 yılında Perenco firmasına satarak Türkiye'den çekilmesiyle Alcık köylülerin sıkıntıları da başlamış. Çiftçilerden Recep Oğul, Perenco şirketinin tarlalardan geçen işlevi biten petrol borularını öyle bıraktığını söylüyor. Yeni döşenen boruların da hemen her yerinde sızıntılar olduğunu belirten Oğul, tarladaki boruların tarım aletlerine de büyük zarar verdiğinin altını çiziyor. Oğul, "Boruların tarladan çıkarılmasını istiyoruz. Boruların en az 2 metre yerin altından döşenmesi gerekirken, şirketler kolay diye yüzeyden döşüyor. Küçük bir sıkıntıdan dolayı tarlaya bir daha ürün ekilemiyor." diyor.

Çiftçilerden Mehmet Mazi de petrol atıkları yüzünden köy halkının hayvanlarını başka bölgelere götürerek otlattığını söylüyor. Alcık köyünün hemen yer yerinde patlayan boru ve tarlaya sızan ham petrol yüzünden hayvanların zehirlenebileceğini belirten şunları söylüyor:"Petrol kokusundan köyde oturamıyoruz. Sızıntı ve borular yüzünden tarım yapamıyoruz. Zehirlenecek diye hayvanlarımız otlatamıyoruz. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Yetkililer köye gelip durumu görsünler"

Alcık köyü sakinlerinin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunmasının ardından Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğü Gıda Çevre Kontrol Şube Müdürlüğü ekiplerinin köyde incelemelerde bulundu. Alcık köylüleri, ekiplerin incelemelerde bulunduğu sırada petrol şirketlerinin zehirli gaz vanalarını kapattığını öne sürüyor.

En Çok Aranan Haberler