New York'un kalabalığı sizi bunalttıysa ve hala doğu kıyısında büyük bir şehir gezmek istiyorsanız, Philly muhtemelen gitmeniz gereken doğru yer olacak. Bu şehir, büyük bir şehirden beklediğiniz her şeyi sağlamasına rağmen (müzeler, heybetli bir gökyüzü manzarası, farklı havalardaki muhitler, mükemmel parkları, zengin mutfağı), New York'un daha az turist çeken bir benzeri gibi. Çünkü, Philadelphia'nın en önemli parçası, eğer Philly Cheese Steak'ı yani peynirli bifteğini yok sayarsak, buranın en önemli tarafı tarihidir.
Eski bir sömürge şehri (İngiliz İmparatorluğu'nun Londra'dan sonra en büyük ikinci şehir) ve Amerikan Devrimi'nde oynadığı rolle iz bırakan bir şehirdir. Şehrin merkezinin hemen yanında bulunan Delaware Nehri'nde kurulmuş olan eski şehrin etrafında biraz yürüdüğünüzde, bu tarihi izleri göreceksiniz. Anayasa Salonu, Özgürlük Çanı ve Bağımsızlık Salonu gibi tarihi binalara ev sahipliği yapan bu yerdeki çekilen fotoğraflar, eve döndükten sonra binlerce mil uzakta olan Avrupa'da bir şehir gibi görünüyor ve karıştırılıyor. Burada gidilmesi gereken bir sürü müze mevcut.
Ülkedeki en önemli müzelerin bazıları bu şehirdedir; Milli Anayasa Merkezi, Philadelphia Sanat Müzesi ve Doğal Bilimler Akademisi. Son olarak, Fairmount Park ya da zarif Rittenhouse Meydanı gibi yerleri keşfedin, ya da merkezden biraz daha uzaklaşarak Güney Philly'deki İtalyan Pazarı'nı bulun ve buradaki ilginç etnik karışımı ve mükemmel kafeleri, fırınları ve restoranları gezin.