Pınar Altuğ ailesi ve efsaneleşen dizisi Çocuklar Duymasın hakkında Milliyet'ten Senem Aydın'a konuştu...
Dizi temposundan çıkıp, dinlenmek iyi geldi mi? Yaz nasıl geçiyor?
Henüz dinlenme safhasına geçemedim. ‘Çocuklar Duymasın’ sezon finalini çekeli iki hafta oluyor ama programın Ramazan özel bölümü yeni bitti. By Pınar Altuğ tekne teslimatları bitmek üzere, Selma by Pınar Altuğ Yaz Koleksiyonu ise mağazalara teslim ediliyor. Okul kapandı, artık tatil başlıyor.
Yine tekne tatili mi yapacaksınız?
Sekiz senedir yazlarımızı teknemizde geçiriyoruz. Rotamız iş tempomuza göre yön değiştiriyor. Bu yıl mağazam yok, dolayısıyla biraz daha özgür olabileceğiz. Seçime kadar yakın noktalardayız. Sonrasında sanırım biraz uzaklaşırız.
‘Çocuklar Duymasın’la yeniden ekrana döndünüz. Projenin sırrı ne sizce?
Ah, o sırrı bir çözsek... Oyuncular arasındaki ilişkilerin güzelliği ve tüm ekibin uyumu bir arada olunca bu büyü ortaya çıkıyor sanırım.
Dizi yeniden ekrana gelip, reytinglerde üst sıralarda yer aldı. Yıllar geçmesine rağmen projenin eskimemesini, ilgi görmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
‘Çocuklar Duymasın’, hayatın çok içinden bir dizi, karakterler herkesin evinde yaşadıklarını yaşıyor. Dolayısıyla izleyici de kendinden bir şeyler buluyor.
Meltem karakteri artık bir parçanız gibi oldu sanırım. Bu rol sizin için ne ifade ediyor?
Tabii ki özel. Hayatımın ciddi bir bölümünü Meltem olarak geçirdiğim düşünülürse, çok kıymetli. O çılgın, ben onun kadar değilim. Bazen senaryoyu okurken “Artık bu kadar da olmaz” dediğim zamanlar oluyor.
Bir yandan da program devam ediyor. Gündeminizde başka neler var?
Program yılbaşından beri yayındaydı, şimdi tatile girdik. Tekne tasarımları, mücevher koleksiyonu devam ediyor. Özellikle yeni yaz koleksiyonu çok ilgi görüyor. Bir yandan da kızımız Su, elbette ki hayatımızın odak noktası.
Bodrum Yalıkavak’taki takı mağazanızı neden devrettiniz?
By Pınar Altuğ, sadece mücevher değil, aynı zamanda tekstil koleksiyonumun ve porselenlerimizin de satıldığı bir mağazaydı. Ancak bu yaz yerimizi devrettik. Çok yoğun bir kış geçirdim, biraz dinlenmem lazım.
‘Gönlünüz varsa, ilişki yürür’
- Evliliğinizde 10 yılı devirdiniz. ‘Evlilik aşkı öldürüyor’ klişesine katılıyor musunuz?
Katılmıyorum, ben hâlâ kocama (Yağmur Atacan) aşkla bakıyorum ve aynı şekilde karşılık da alıyorum. Üstelik zaman geçtikçe aşkın üzerine sevgi, güven ve alışkanlık da ekleniyor.
- Günümüzde ilişkiler çok çabuk tüketiliyor. Uzun soluklu, mutlu bir evliliğin sırrı var mı?
Kocamın bir sözü var; ilk evlendiğimizde bana, ‘Seninle geçinmeye gönlüm var karıcım’ demişti. Gönlünüz varsa, o evlilik yürür.
- Sosyal medyayla aranız nasıl?
Fena değil, hesaplarımı kendim yönetiyorum. Ama sosyal medyasız yaşayamayan biri değilim. Görüyorum, elinden telefonu düşürmeyip, her anı görüntüleyip paylaşanlar var. Ben onu beceremiyorum, anı yaşamaya dalıyorum, çekmek aklımın ucundan bile geçmiyor. Hatta bazen arkadaşlarımın organizasyonlarından çıktığımda bakıyorum ki, hiç fotoğraf çekmemişim.
- Gelen olumlu ya da olumsuz eleştirileri kafanıza takıyor musunuz?
Hayır. ‘Klavye şövalyesi’ diye adlandırdığım bir kesim var, görünmeden ağzına geleni yazan. Onlar yazar, söyler de, ben acaba ne kadarını duyarım, işte o bana kalmış.
‘Bayram sofralarını önemsiyorum’
- Kızınız Su ile ilişkiniz nasıl? Büyüdüğünü izlemek nasıl hissettiriyor?
Kızım hayatımın merkezi, bu sene ilkokuldan mezun oldu. İlk kucağıma alışım dün gibi, ne ara bu kadar büyüdü? Artık anne-kız o kadar güzel vakit geçirebiliyoruz ki, bana arkadaşlık ediyor.
- Oyuncu olmasını ister misiniz?
Neden olmasın? Gerçekten anne ve babadan gelen geni var, iki sene önce beraber reklamda oynadık. Babası ve ben başta olmak üzere tüm ekibi kendine hayran bıraktı. Karar kendisinindir, eğer isterse biz ona iyiyi ve kötüyü anlatırız.
- Bayramı nasıl geçireceksiniz?
Ailemle beraber, teknemizde olacağız. Herkese güzel bir bayram ve yaz diliyorum.
- Bayramlarda ailenizle bir araya gelir misiniz?
Evet, mutlaka... Şimdi yaz başladığı için herkes başka bir yerde ama çoğunlukla güneyde buluşuyoruz. Bir şekilde bir araya gelmeye çalışıyoruz.
- Çocuğunuza bu gelenekleri yaşatıyor musunuz?
Mümkün olduğunca yaşatmaya çalışıyorum. Son birkaç senedir yaza denk geldiği için aile bireyleri de farklı yerlerde olabiliyor. Mümkün olduğunca bir araya geliyoruz. Aile olmasa bile eş, dost ve arkadaşlarla büyük bir bayram sofrasına oturmak en önemsediğimiz şey.