Hintli bir çocuk ile Bengal kaplanının Pasifik Okyanusu'nda bir filikada hayatta kalma mücadelesini konu alan 'Pi'nin Yaşamı' kitabının yazarı Yann Martel İstanbul 'da Müşteri Çağında Pazarlama Zirvesi'ne katıldı.
Zirve'de konuşan Martel, İstanbul'a ilk kez bundan 25 yıl önce geldiğini söyleyerek, sırt çantasıyla tüm şehri gezdiğini anlattı. Film çekilirken senaryonun 120 kez yazıldığını belirten yazar, kitabının filme dönüştürülme sürecini şöyle anlattı: "Hollywood sürekli hikaye peşinde koşar ve gişe yapacağını düşündüğü hikayeleri satın alır. Benim kitabımı filme uyarlamak istediklerini öğrendiğimde bunun zorlu bir süreç olacağını biliyordum. Çünkü kitapta basit gibi görünen hikayenin filme aktarılması çok zor.
Her şeyden önce bir çocuk ve kaplanı aynı filikaya koymanız gerekiyor. Öte yandan kitap ve film, iki farklı dili konuşan mecralar. Mesela kitapta 3 kelimeyle anlattığım geminin batış hikayesi, filmde uzun ve etkileyici betimlemelerle anlatılıyor. Ancak genel itibariyle film kitaba sadık kalınarak kurgulandı. Filmde özellikle Pasifik Okyanusu ve Hindistan'daki sahneler çok etkileyici ve harika tasarlanmış."
Pi'nin Yaşamı filmi için 4 ayrı kaplan kullanıldı
Normalde Hollywood filmlerinin 50-60 günde çekildiğini söyleyen Martel, Pi'nin Yaşamı'nın 120 günde çekilebildiğini söylüyor. Film için 4 ayrı kaplan kullanıldığını belirten Martel, sözlerine şöyle devam ediyor: "Her kaplan farklı açılardan güzel kareler veriyor, bu sebeple filmde 3'ü Fransa 'dan, 1'i Kanada'dan gelen 4 ayrı kaplan kullanıldı. Filikada çocukla geçen sahnelerde gerçek kaplan kullanamadılar. Bunun için de bilgisayar ortamında gerçeğinden ayırt edilemeyen bir siber kaplan yaratıldı. Mesela filikadan suya atlayan kaplan gerçek bir kaplandı, çünkü bu büyük kediler doğal bir yüzme yeteneğine sahiptir. Ancak filikaya çıkma sahnesinde bilgisayarda yaratılan kaplan kullanıldı."