ANKARA (İHA) - Toplumcu Demokratik Parti Genel Başkanı Sema Pişkinsüt, solun geçmişten ders alarak, ortak bir program çerçevesinde ve ilkeli bir tutumla güçlerini birleştirmesi gerektiğini söyledi.
Parlamento'da bir basın toplantısı düzenleyen Pişkinsüt, 1993 yılında Sivas Madımak olayının yıldönümü olduğunu hatırlatarak, "Sivas'ta yaşanan katliamı barışa ve kardeşliğe indirilmek istenin kara bir leke olarak lanetle anıyoruz" dedi.
Sivas olaylarının hesabının yargıda yarım yamalak sorulduğunu iddia eden Pişkinsüt, "Siyasi hesabı hiç sorulmadı. Basiretsiz yönetim üstelik yönetimin bir kanadını da sol bir parti oluşturuyordu, ne bu olayların üzerine kararlılıkla gidilebildi, ne bedelini ödedi, ne de özeleştiri yaptı. Sivas olaylarından alınacak en büyük ders inançların siyasete alet edilmesinin ne ölçüde toplumu tahrip edebileceği gerçeğidir. O nedenle biz inanç temelinde siyaset yapılmasına şiddetle karşı olduk ve olmaya da devam edeceğiz" ifadelerine yer verdi.
Pişkinsüt solda birlik çağrısı da yaparak, şöyle konuştu: "Sivas olaylarında olduğu gibi kötü bir sınav vermek istemiyorsak, toplumun temel sorunlarını çözme yönünde çaba göstermek, güçlerimizi bir araya toplamak zorundayız. Bugün Türkiye'nin sorunlarını ancak gerçek sol çözebilir, yapılanların hesabını öncak böyle bir sol sorabilir. 22 yıldır sağ iktidarların ülkeyi ne hale getirdikleri ortada. Bundan sonra da yeni bir şey vaat etmiyorlar. Bu nedenle sol geçmişten ders almalı, ortak bir program çerçevesinde ve ilkeli bir tutumla güçlerini birleştirmeli, halkın karşısına yalnız iktidar alternatifi olarak değil, tek başına iktidar alternatifi olarak çıkmalıdır. Tarih, gelinen bu aşamada siyasi kıskançlıkla, öznel nedenlerle hareket edenleri, solun tek başına iktidar olmasının önünü kesecekleri asla affetmeyecektir".
Basın mensuplarının sorularını da cevaplandıran Pişkinsüt, sağlık karnesindeki fotoğraf başörtülü olduğundan dolayı İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kabul edilmediği ve bu yüzden de hayatını kaybettiği iddia edilen 71 yaşındaki Medine Bircan'ın durumunun hatırlatılmasına, "Hala doğruluğuna inanmıyorum" dedi.
Her insanın yaşama hakkı olduğunu savunan Pişkinsüt, böyle bir olayın gerçek olmasının affedilir bir yanı bulunmadığını, ancak bu olayda dini duyguların istismar edildiği şüphesi taşıdığını vurguladı.