Öğünleri pizza, burger, cips ve diğer işlenmiş ürünlerden oluşan genç ve fit erkeklerin sperm sayısının taze besin tüketen erkeklere kıyasla dramatik biçimde daha az olduğunu ortaya koyan bir çalışma yayımlandı.
Harvard Üniversitesi’nin yürüttüğü çalışmada ABD’li ve Danimarkalı araştırmacılar öğünleri hazır yemeklerden oluşan erkeklerin ortalama en düşük sperm sayısına sahip olduğunu buldu. Daha az kırmızı et ve işlenmiş et yiyen, daha az şekerli içecek ve nişastalı karbonhidrat tüketen erkeklerin sperm sayısının daha fazla olduğu ortaya çıktı.
En yüksek doğurganlık seviyesinde olmalarına rağmen, sperm seviyesi düşük olan erkekler doğal yollarla çocuk sahibi olmakta zorluk yaşayabilir. Son bulgular hazır yiyecek tüketiminin doğurganlık krizini tırmandıran temel sebep olabileceğini söylüyor. Araştırmalar 1970’lerden bu yana ortalama sperm sayısının yüzde 60 azaldığını gösteriyor.
Çalışmada ortalama 19 yaşındaki 3 bin erkekten alınan sperm örnekleri incelendi.
Sheffield Üniversitesi’nde doğurganlık uzmanı profesör Allan Pacey, "Açık olan şu ki daha iyi beslenenler daha fazla antioksidan tüketiyor. Pizza, cips ve kırmızı et antioksidan stresi seviyesini artırıyor ve bu spermler için hiç iyi değil” dedi. Yeme alışkanlıkları ve doğurganlık arasındaki ilişkiyi inceleyen bu çalışma henüz hakemli bir dergide yayınlanmamış olsa da, Pacey sonuçlarının “güçlü” olduğunu söyledi.
Buna ek olarak Pacey, "genç yaşta kötü beslenmek hayat boyu devam edecek değişimlere sebep olabilir” ifadelerini kullandı. Spermlerin yaşam süreleri yaklaşık üç ay olduğundan, yeme alışkanlıklarını değiştirmek spermlerin sağlıklı hale gelmesine olanak sağlayabilir.
Çalışma her yıl Viyana’da düzenlenen European Society of Human Reproduction and Embryology (ESHRE) konferansında sunuldu.
ESHRE’nin başkanı Roy Farquharson, “pek çok erkek ilk büyük sağlık sorununu yaşayana kadar kendini yenilmez zanneder ve bu çoğunlukla doğurganlıktır” dedi. Farquharson doktorların doğurganlık kliniklerine başvuran erkeklerle sağlıklı yaşam biçimi değişiklikleri üzerine konuşması gerektiğini söyledi.
Kaynak: Independent Türkçe