Taraf gazetesinden Lale Kemal'in haberine göre; Hükümet politikalarına yakın bir kaynak, PKK'nın, uzun süreli ateşkes sağlaması ve sonrasında tasfiyesi amacıyla örgüt ile ilintili olan bütün aktörlerle müzakere sürecinin hızlanacağını ve bu yolla PKK'nın faaliyet alanının daraltılacağını belirtiyor. Aynı kaynağa göre, "Ankara Öcalan'ı artık devre dışı bırakıyor gibi, Öcalan'sız oyun kurulması görüşü" ağır basıyor.
PKK DEVRE DIŞI
Hükümet politikalarına yakın kaynak, yeni stratejiyi şöyle özetliyor; "Müzakerelerde PKK'yı devre dışı bırakmak ve örgütü, beslendiği sistem içinde zayıflatmak. Yeni süreç, tamamen dış politika ağırlıklı olacak, PKK'nın sınırötesi alanı daraltılacak. Önümüzdeki asıl müzakere süreci, PKK'yı beslendiği sistem içinde zayıflatmak amacıyla ilgili aktörlerle başlayacak. Bu aktörlerin başında ABD geliyor. Müzakere sürecinde, PKK'nın kendisini sıkışmış hissetmesinin sağlanması hedefleniyor. PKK ile görüşmeye gerek kalmayacak."
Devlet içinde, Güneydoğu'da Öcalan'ın ciddi bir taban desteğine sahip olmakla birlikte sivilleri de hedef alan şiddet eylemlerini durdurmada etkin olmadığı görüşü de çoktandır ortaya çıkmış bulunuyor. Son KCK operasyonlarında avukatları da tutuklanan Öcalan, uzun süredir kimseyle görüştürülmeyerek kendisine devlet tarafından tecrit politikası uygulanıyor.
ERDOĞAN UZUN SÜRELİ ATEŞKES İSTİYOR
PKK, diğer yıllardan farklı olarak, kış aylarında da eylem yapacağını yaklaşık iki hafta önce açıklamıştı. Dolayısıyla, örgütün, Türkiye topraklarında birimlerini muhafaza ettiği belirtiliyor. Bu gelişmeden de hareketle, Başbakan Erdoğan'ın, "Kış geçsin de bakarız" düşüncesinden ziyade PKK'nın uzun süreli ateşkes ilan etmesini sağlamayı amaçladığı belirtiliyor. Erdoğan'ın, Kürdistan Bölgesel Hükümeti Lideri Mesud Barzani ile Ankara'da yaptığı görüşmede, örgütü uzun süreli ateşkese ikna etmesini Kürt liderden istediği biliniyor. Türkiye, buna karşılık, sınırötesi operasyonları durdurabilir.
Hükümet, PKK'nın askeri yöntemlerle zayıflatılmadan demokratik adımların atılamayacağını da değerlendiriyor.
ASIL MÜZAKERE AKTÖRLERLE
ABD'nin 2003 Mart ayında işgal ettiği Irak'tan bu yıl sonuna kadar tüm askerlerini çekecek olması ve 'Arap Baharı' ile Suriye dahil yanı başımızdaki halk isyanları, Kuzey Irak'ta üslenen PKK'ya karşı, bölgesel yeni bir plan yapılmasını da gerektiriyor.
Türkiye, ABD çekildikten sonra Iraklı Kürtler'in bölgedeki güvencesi olma arayışında. Iraklı Kürtlerin de, buna karşılık PKK'ya karşı olduklarını göstermeleri ve böylece örgütün eskisi kadar rahat edemeyeceğini görmesi gerekiyor. Türkiye, artık PKK'yı müzakereler için muhatap almak yerine bu örgütün varlık göstermede cesaret aldığı başta ABD, Barzani, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, İran ve İsrail gibi ülkelerin yanı sıra Avrupa nezdinde birebir müzakerelere ağırlık verecek.
Türkiye, yumuşak güç araçlarıyla aslında bir süredir başlattığı müzakere sürecinde PKK'nın uluslararası bir sorun haline getirilmemesine özen gösteriyor. Türkiye'nin, PKK'nın faaliyet alanının daraltılması amacıyla dış politikaya ağırlığın verildiği yeni süreçte, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı görevine, eski Irak Özel Temsilcisi ve Bağdat Büyükelçisi Murat Özçelik'in atanmış olması dolayısıyla tesadüf değil.