Diyarbakır’da sansasyonel bir eylem hazırlığında olan terör örgütü mensuplarıyla birlikte hareket ettikleri iddiasıyla haklarında dava açılan 5’i tutuklu 6 sanık için hazırlanan iddianamede, örgütün yapmayı planladığı suikastın planları bütün detaylarıyla yer aldı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianame, 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. İddianamede, terör örgütünün 2012 yılı içerisinde Diyarbakır’da üst düzey bürokratlar ile hakim ve savcılara yönelik intihar eylemi ve suikast girişiminde bulunmayı planladığı ifade edildi.
İddianamede, sanıklardan M.A. ve Ş.A’nın Diyarbakır Devlet Hastanesi’nde güvenlik görevlisi olarak çalıştıkları, Lice’de ikamet eden sanık M.E.B’nin de diğer sanıklarla örgüt mensupları arasındaki haberleşmeyi sağladığı belirtildi.
Terör örgütü mensuplarının 2011 yılında kış yapılanmasına girmeleri nedeniyle sanıklarla bir süre görüşme yapmadıkları, 2012 yılı mayıs ayında sanıklardan M.E.B’nin, sanık F.K’nın işlettiği kahvehaneye gelerek, ”Sizi bekliyorlar” dediği kaydedilen iddianamede, sanıklar M.A, F.K, H.A. ve Ş.A’nın temin ettikleri bir araçla gittikleri Lice’nin Çavundur köyünde, Hebat, Baran ve Serkan kod adlı örgüt mensuplarıyla buluştukları bildirildi.
Sanıkların, örgüt mensuplarına, köye geliş gidişlerde araç bulmakta zorlandıklarını belirterek, kendilerine yardımcı olmalarını istedikleri kaydedilen iddianamede, örgüt üyelerinin de bir daha ki buluşmada araç almaları için kendilerine 13 bin lira verebileceklerini söyledikleri vurgulandı.
Sanıklar M.A, Ş.A, F.O. ve H.A’nın Haziran 2012’de örgüt mensuplarıyla aynı yerde yeniden buluştukları ve yapılacak eylemin planının anlatıldığı kaydedilen iddianamede, şu ifadelere yer verildi: ”Bu görüşmeler sırasında Baran kod adlı örgüt üyesi, Devlet Hastanesinde güvenlik görevlisi olduğunu bildiği şüpheli M.A’ya biri bayan 2 örgüt mensubunu yanına göndereceğini, bayan örgüt mensubunu hemşire kılığında hastaneye sokmasını, bu örgüt üyesinin, polise yapılacak bir eylem sonrası yaralı polislerin hastaneye geldikten sonra onları ziyarete gelecek üst düzey bürokratlara, hakim ve savcılara intihar türü eylem yapacağını, diğer erkek olan örgüt mensubunun da ona yardımcı olacağını anlattı.
Örgüt mensubu, şüphelilere, örgüt mensuplarının ihtiyaçlarının karşılamasını söyleyerek, bu eylemlerde kullanılmak üzere suça konu lav silahı, savunma tipi el bombası ve otomatik silah ile iki adet dolu şarjörü M.A. ile Ş.A’ya teslim etmiştir. Örgüt üyesi, şüphelilerden bu silahları Dicle Nehri üzerindeki Fiskaya Köprüsü’nün ayağına saklayarak bulundukları yeri gösterir krokiyi 2 gün içerisinde kendilerine getirmesini ve yine şüphelilerden eylem sonrasında eylemi gerçekleştirecek şüphelilerin saklanabilecekleri yerleri araştırmalarını ve kendilerine bilgi vermelerini istemiştir. Şüpheliler de teslim aldıkları poşet ve çuval içerisindeki silahlarla Diyarbakır’a hareket etmiştir”
İddianamede, sanıkların köyden ayrıldıkları araçla, Diyarbakır-Silvan karayolundaki Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü önünde uygulama yapan polisleri görünce durup, silahları sazlık alana attıkları belirtildi.
Aracın uygulamaya 500 metre kala durup ve içerisindeki bazı şeylerin dışarıya atıldığını fark eden polislerin durumdan şüphelenmesi üzerine araçta arama yapıldığı kaydedilen iddianamede, şahısların hareketlerinden şüphelenilmesi üzerine çevrede araştırma yapan polislerin suça konu silahları buldukları ifade edildi.
Terör örgütünün eylem planını uygulamak için Diyarbakır Devlet Hastanesi’ni seçtiği, bu nedenle hastanede güvenlik görevlisi olarak çalışan ya da çalışmış olan şahıslarla irtibata geçtiği belirtilen iddianamede, şöyle denildi: ”Örgüte karşı sempati besleyen şüphelilerin de bu çağrıya duyarsız kalmayarak 2011 Haziran ayından itibaren kırsaldaki örgüt üyeleri ile irtibata geçtikleri ve 2012 Haziran ayına kadar şüphelilerin müteaddit defalar kırsaldaki örgüt üyeleri ile görüştükleri, bu görüşmelerde her defasında aralarındaki irtibatı ve haberleşmeyi şüpheli M.E.B’nin sağladığı ve genelde bu şüphelinin Diyarbakır’a gelerek şüpheli F.K’nın kahvehaneye gidip burada notları F.K’ya iletmek suretiyle haberleşmeyi sağladığı anlaşılmaktadır.
Şüphelilerin de bu kahvehanede buluştukları ve burada organize oldukları, 10 Haziran 2012 tarihine kadar geçen süre zarfında örgüt üyeleri ile birçok kez görüşüp yiyecek ve içecek erzak götürdükleri ve kırsaldaki örgüt üyelerinin istediği hususlarda araştırma yaparak bilgi verdikleri ve örgütün Diyarbakır’da yapmayı planladığı eylem ile alakalı kırsaldaki üyeler ile birlikte plan yaptıkları tespit edilmiştir. Söz konusu eylemde kullanılacak silahları kırsaldan Diyarbakır’a sevk etmek suretiyle eylemlerini tamamlamayı amaçladıkları ve tespit edilemeyen bir çok görüşmelerinin de olabileceğinin değerlendirildiği anlaşılmıştır.
Fikir ve eylem birliği içerisinde olan şüphelilerin, 2011 yılı haziran ayından itibaren yaklaşık bir yıllık süre içerisinde örgüt üyeleri ile sık sık görüşüp onlara malzeme ve erzak götürmek ve istedikleri hususlarda araştırma yapıp bilgi vermek ve yapılacak eylemlerle alakalı ortam oluşturmak ve son olarak da eylemlerde kullanılmak üzere bomba ve tabancadan oluşan suça konu silahları kırsaldan şehir merkezine nakletmek şeklinde gerçekleşen eylemlerinin süreklilik ve çeşitliliği dikkate alındığında eylemlerinin yardım boyutunu aştığı ve kendilerinin örgüt üyesi olarak kabul edilmeleri gerektiği değerlendirilmektedir.” -30 yıla kadar hapis istemi- İddianamede, tutuklu sanıklar H.A, M.A, F.K, F.O. ve Ş.A ile tutuksuz yargılanan sanık M.E.B. hakkında TCK’nın 314/2. maddesinde yer alan ”Terör örgütü üyesi olmak”, 174/1-2. maddesindeki ”Tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurmak veya el değiştirmek” ile 6136 sayılı Kanun’un 13/2. maddesinde belirtilen ”Sayı ve nitelik bakımından vahim olan silah veya mermilerin satın alınması, taşınması ve bulundurulması” suçlarından toplam 30 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları talep edildi.
Sanıkların yargılanmasına önümüzdeki günlerde 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlanacak.