PKK'nın yeni hedefi kaymakamlar

Nurhak, Ekinözü ve Hizan’da meydana gelen terörist saldırıların, terör örgütünün gündemde kalma ve kaos ortamı oluşturma gayretinin bir sonucu değerlendirildi.
Van’ın Başkale ilçesinde meydana gelen terörist saldırısı sonrasında 3 askerin şehit olması ve Başkale Kaymakamı Bilgehan Bayar ile korumasının yaralanması, Ekinözü ilçesinde meydana gelen terör saldırısını akıllara getirdi. Ekinözü İlçe Kaymakamı Gazi Kaya’nın 10 dakika önce bölgeden geçmiş olması ve sonrasında teröristlerin aynı yol üzerinde Jandarma Trafik Timi’ne saldırması terörist saldırıların merkezinde idari yöneticilerin olup olmadığı sorusunu akıllara getirdi. Teröristler, dün gece de Bitlis'in Hizan ilçesindeki kaymakamlık konutuna roket ve uzun namlulu silahlarla saldırdı. Saldırıda polis memuru Yasin Hörbek şehit düştü.
Hükümetin terörle mücadele için polisleri de devreye sokma çalışmasının arkasından bu saldırıların gelmesi dikkat çekti. Konu ile ilgili değerlendirmede bulunan Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner, kaymakamların özellikle hedef seçilip seçilmediğini bilmediğini, bu doğrultuda elde yeterli bir veri bulunmadığını kaydetti. Son dönemde örgütün polisi hedef aldığına, özel harekat meselesinin gündeme gelmesiyle birlikte bunun daha da arttığına dikkat çeken Laçiner, “Bu talimatlar telsiz konuşmalarında açıkça veriliyor. Ama yaklaşık 1- 1,5 yıldır zaten bir polisi hedef alma vardı. Bu hedef alma etkin çalıştıkları düşüncesiyle oldu belki. Son dönemde ise PKK, polisi özel olarak hedef alıyor ama topyekun bir eylem kararı da söz konusu. Yani kolay, zor demeden her yerde çeşitli eylemler yapmaya çalışıyorlar. O yüzden saldırılar, yoldaki trafik ekibine kadar tabiri caizse düşmüş durumda.” dedi.
Eski MİT mensubu Mahir Kaynak da esas itibariyle operasyonun PKK’nın, Kürtlerin operasyonu olmadığını kaydederek, iki yabancı servis ya da başka bir güç odağının okuma yazma bilmeyen Kürtleri kullandığına dikkat çekti. Kaynak, “Şu anda yapmak istedikleri şey Kürt-Türk yakınlaşmasını baltalamak, çözümü baltalamak. İkincisi de ordunun itibarını düşürmek. Türkiye’nin sivili, askeri, hep birlikte bu işe karşı çıkacağız.” değerlendirmesinde bulundu.