LEFKOŞA (İHA) - Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Ömer Sabancı, Rum tarafından "hayır" çıksa da Rumlar'ın AB'ye gireceğini belirterek, Kuzey'den çıkacak "evet" sonucuyla Kıbrıs Türk halkının da ödüllendirilmesi gerektiğini ifade etti. KKTC'de yapılan seçimden çıkan çözüm mesajından cesaret alan Türk hükümetiyle bugünkü noktaya gelindiğini kaydeden Sabancı, "Dileğimiz adalıların çoğunun birlikte yaşama iradesi göstermesidir" dedi.
KKTC İşadamları Derneği (İŞAD) ve Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından düzenlenen "Kıbrıs ekonomisi ve yatırım olanakları" konulu ortak seminer bugün gerçekleştirildi. "Kıbrıs Ekonomisi ve Yatırım Olanakları" konulu seminer, Lefkoşa'da Açık Öğretim Fakültesi Konferans Salonu'nda saat 10.00'da başladı. Semineri Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Hayati Güven, KKTC, Türkiye ve Güney Kıbrıs'tan işadamları ile yabancı büyükelçilik mensupları izledi.
İKİ OTURUM YAPILDI İŞAD Başkanı Ünsal Özbilenler ve TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı'nın açılış konuşmalarıyla başlayan seminerde, iki oturum yapıldı. "1 Mayıs sonrası Kıbrıs ekonomisi" başlıklı birinci oturumu TÜSİAD Dış Politika Danışmanı Soli Özel yönetti. Bu oturumda, Ekonomi ve Turizm Bakanı Ayşe Dönmezer, "Genişleyen AB ve Kıbrıs ekonomisinin geleceği"; TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Cem Duna, "Ticaret akımlarında olası gelişmeler"; Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Ali Erel, "Yatırımlarda olası gelişmeler" konularını işlediler.
TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Şadi Gücüm'ün yönettiği, "Kıbrıs ekonomisinin gelişme dinamikleri" konulu ikinci oturumda, Tarım ve Orman Bakanı Raşit Pertev, "Tarım sektörünün sorunları ve potansiyelleri", TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Oktay Varlıer, "Sanayi ve hizmetler sektöründe beklentiler"; TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Aras, "Finans sektörü ve uluslararası bankacılık" konularında konuştu.
İŞAD Başkanı Özbilenler, seminerin açılış konuşmasında, gerek çözüm gerek ekonomi açısından attıkları adımlardan dolayı KKTC ve Türkiye Hükümetlerine teşekkür ederek, Annan planının 40 yıllık müzakerelerin özeti olduğunu, Kıbrıs Türk halkının bu plana evet demesi gerektiğini söyledi. Yatırım iklimi bulunmayan KKTC'ye bunca yıldır yatırımcı gelmediğini anlatan Özbilenler, plana evet denilmesi halinde Kızey Kıbrıs'ta yatırım ikliminin oluşacağına işaret etti ve özellikle Türkiye'li işadamlarının yatırım için Kuzey Kıbrıs'a geleceğini kaydetti. Türkiye'nin bunca yıldır KKTC için büyük fedakarlıklarda bulunduğunu dile getiren İŞAD Başkanı Özbilenler, Kıbrıslı Türkler'in referandumda evet diyerek Türkiye'ye diyet borcunu ödemesi gerektiğini ifade etti.
SABANCI: "EVETLE KIBRIS TÜRK HALKI ÖDÜLLENDİRİLMELİ" Açılış konuşmasını yapan TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı da, Annan planının içerdiği riskler ve derogasyonlarla ilgili belirsizliğe rağmen Kıbrıs Türkleri'nin ve Türkiye'nin ortak çıkarlarına hizmet ettiğine inandıklarını dile getirdi.
KKTC'de yapılan seçimden çıkan çözüm mesajından cesaret alan Türk hükümetiyle bugünkü noktaya gelindiğini kaydeden Sabancı, plandaki olumlu noktaları sıraladı ve "Dileğimiz adalıların çoğunun birlikte yaşama iradesi göstermesidir" dedi.
Rum tarafından "hayır" çıksa da Rumlar'ın AB'ye gireceğine işaret eden Ömer Sabancı, Kuzey'den çıkacak "evet" sonucuyla Kıbrıs Türk halkının da ödüllendirilmesi gerektiğini belirtti. Sabancı, Kıbrıs Türk halkının "evet" demesi halinde Kuzey Kıbrıs'ta daha cazip yatırım ortamı oluşacağını, Kıbrıs Türkleri'nin "eveti" halinde Türkiye'nin, Kuzey Kıbrıs'ın gümrük birliğiyle AB'ye entegresini önermesini istedi.
DÖNMEZER: "1 MAYIS İTİBARIYLA YENİ BİR EKONOMİK DÜZEN İLE KARŞI KARŞIYA KALINACAK" Bugünkü seminerin "1 Mayıs sonrası Kıbrıs ekonomisi" başlıklı birinci oturumunda ilk konuşmayi yapan Ekonomi ve Turizm Bakanı Ayşe Dönmezer, "Genişleyen AB ve Kıbrıs ekonomisinin geleceği" konusunu işledi. Dönmezer konuşmasına, KKTC'nin mevcut ekonomik durumunu ve yatırım ortamıyla ilgili bilgi vererek başladı, Annan planı çerçevesinde kuzey ve güneyin ekonomik entegrasyonunda yatırım ortamıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Ayşe Dönmezer, KKTC'nin mevcut ekonomik durumunun, ülkenin tanınmamışlığından, ekonomik ambargolardan ve uygulanan yanlış politikalardan dolayı sürdürülemez bir yapıda olduğuna işaret ederek, KKTC'de serbest piyasa koşullarının benimsenmiş olmasına rağmen sistemin gerektirdiği yasal ve kurumsal altyapının, rekabet ve antidamping yasaları gibi yasaların oluşturulmadığını ifade eden Dönmezer, ekonomik yapının sürdürülebilir bir duruma getirilmesi, yatırım ortamının iyileştirilmesinin yapılacak reformlarla mümkün olableceğini kaydetti.
1 Mayıs itibarıyla Annan Planı çerçevesinde yeni bir ekonomik düzen ile karşı karşıya kalınacağını söyleyen Ayşe Dönmezer, bu yeni düzenin maliye politikaları üzerinde de bir etki yaratacağını belirtti. Yeni uygulamalar ile kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınabileceğini ifade eden Dönmezer, bu uygulamalar ile ekonomide çözümle birlikte ortaya çıkacak canlanmadan bütçe gelirlerinin gerekli katkıyı almasının mümkün olacağını kaydetti ve reformların şart olduğunu vurguladı. Dönmezer, finansmanın hayati bir konu olduğuna değindi ve uluslararası alandan kredi ve hibe talebinde bulunulduğunu, reformlar için de kapsamlı program ve uygulama gerektiğini kaydetti.
DUNA: "AYRI EKONOMİK SÜREÇ HIZLANIR" 24 Nisan'da yapılacak olan referandumda evet demenin önemine deazbilenler, plana evet denilmesi halinde Kızey Kıbrıs'ta yğinen TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Cem Duna, TC'li işadamlarının Kıbrıs'a değil de Bulgaristan, Romanya gibi ülkelere yatırım yaptığına işaret ederek, bunun "öngörülebilirlik unsurundan" kaynaklandığını açıkladı. Referandumdan evet çıkması halinde şeffaflık ve öngörülebilirliğin ortaya çıkacağını kaydeden Duna, bunun bir paradigma değişikliği anlamına geleceğini ifade etti.
Bugüne kadar AB tarafından KKTC'ye uygulanan ambargonun zincirleme etkileri beraberinde getirdiğini kaydeden Duna, zaman içerisinde KKTC ekonomisinin dünya ticaretinden soyutlandığını belirtti. Kıbrıs'ın bir bütün olarak AB üyesi olması halinde Kuzey Kıbrıs'ın geleneksel olarak ihracatının yüzde 60'ını gerçekleştirdiği AB pazarının geri gelmesi ve daha da genişlemesi anlamına geleceğini belirten Duna, KKTC'li işadamlarının ortak ticaret anlayışına uyacak olmalarının da yeni bir dinamizm doğuracağını kaydetti. 'Evet'lerle anlaşmanın sağlanması veya Türk tarafının 'Evet'iyle ambargoların hafiflemesi gibi iki senaryo olduğuna değinen Cem Duna, Rumlar'ın 'Hayır', Türkler'in 'Evet' demesi halinde ayrı bir ekonomik sürecin hızlanacağını söyledi.
EREL: "'HAYIR' DENİLİRSE KÖTÜ EKONOMİK YAPI ARTARAK DEVAM EDECEK" İlk otutumun son konuşmacısı Ticaret Odası Başkanı Ali Erel de, izolasyon, Türkiye'nin etkisi ve kötü yönetim nedenleriyle ekonominin Rum tarafının çok çok gerisinde kaldığını, birçok olumsuzluklar bulunduğunu, bunlardan birinin kötü kokuların geldiği ihale sistemi olduğunu anlattı. 'Hayır' denilirse kötü ekonomik yapının artarak devam edeceğini, 'Evet' denilirse ekonominin düzelmeye başlayacağını ifade eden Ali Erel, bunca yıldır çözümsüzlüğü Türk tarafının savunmasından dolayı AB'nin de olası çözümsüzlüğü yine Türk tarafının yaratacağına inanarak mevcut durumu daha da kötüleştirecek taslak hazırladığını, kendilerinin buna karşı girişim başlattıklarını söyledi. Kıbrıs Türk halkının referndumda 'Evet' diyeceğini kaydeden Erel, kendisinin Rumlar'ın da 'Evet' demesini beklediğini ifade etti.
Yatırım iklimi olmamasından dolayı geçmişte Türk işadamlarına Kuzey Kıbrıs'ta yatırım yapmaları yönünde çağrı yapamadıklarını, ancak 25 Nisan'dan sonra süratle birlikte yatırım yapma imkanlarının oluşacağını dile getiren Erel, esen rüzgarların çağdaş ve çözüm yönünde çaba gösteren Türk tarafının lehine olduğunu, Rum tarafının hayır demesi halinde kendilerine ikinci bir referandumun yaptırılabileceğini söyledi.
PERTEV: "KKTC GERİDE KALDI, REFORM ŞART" Bugünkü seminerin "Kıbrıs ekonomisinin gelişme dinamikleri" konulu ikinci oturumu, Tarım ve Orman Bakanı Raşit Pertev'in "tarım sektörünün sorunları ve potansiyelleri" konulu konuşmasıyla başladı. Güney'in AB normlarına uyumda önemli kaynaklar elde ettiğine işaret eden Pertev, KKTC'nin tarım ve gıda güvenilirliği konusunda epeyce geride kaldığını belirtti ve referandum sonucu ne olursa olsun reformun şart olduğunu vurguladı.
Bundan böyle çiftçiye ürünü için destek verilmeyeceğini, verilecek desteğin sektörü çarpıtmamasının gerekli olacağını dile getiren Raşit Pertev, tarımda özellikle sağlık kriterlerinin yerine getirmlenler, plana evet denilmesi halinde Kızey Kıbrıs'ta yilmesinin söz konusu olacağını belirtti. Devlet kurumlarının birçoğunun özelleştirileceğini ifade eden Pertev, çözüm halinde Kıbrıs Türkleri'ne tarım ve çiftçilik için toprak kalmayacağının söylendiğine değinerek, 1 milyon 500 bin tarıma uygun arazinin 300 bininin Rum tarafına verileceğini, bunun da tarımı daha sağlam temellere oturtmaya fırsat olabileceğini söyledi. Pertev, Kuzey Kıbrıs'ta tarımın yolunun çizileceğini, Kıbrıs'ın geleneksel ürünlerinin (harup, zeytin, nar ve badem) yetiştirilip ihraç edilmesine gidilmesinin gündeme geleceğini belirtti.
VARLIER: "ÇÖZÜM HALİNDE TURİZM AÇISINDAN ATILACAK BÜYÜK ADIMLAR VAR" TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Oktay Varlıer de konuşmasında, Kıbrıs'ın enerji ve su sorunu bulunduğuna dikkat çekerek, bunlara temelden çözüm gerektiğini ifade etti. Türkiye'den aktarılan paralarla KKTC'deki mevcut ekonominin sürdürülmesinin mümkün olmadığını kaydeden Varlıer, anlaşmanın önemine dikkat çekti.
Türkiye'den getirtilecek suyla özellikle seralarda tarım ürünü elde edip ihracata yönelmenin gündeme gelebileceğini dile getiren Varlıer, çözüm halinde turizm açısından da atılacak büyük adımlar olduğunu, yaklaşık 50 bin yatak kapasitesi yaratılabileceğini, Kıbrıs Türk, Rum, Türkiye ve Yunanistan işadamlarının ciddi işbirliğine gidebileceğini söyledi. Varlıer, çözüm veya Rum tarafının hayırı Türk tarafının evetiyle Kuzey'e yatırımların başlayacağını bildirdi. Turizmin inşaat sektörünü de geliştireceğini ifade eden Oktay Varlıer, anlaşmaya varılması halinde özellikle üniversiteler dikkate alınarak Kıbrıs'ın eğitim merkezi olabileceğini de kaydetti.
TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Aras ise, "Finans sektörü ve uluslararası bankacılık" konularında konuştu.
Aras, herşey için para gerektiğini, bugün Güney ile Kuzey arasında mali sektör açısından büyük fark bulunduğunu anlattı. Aras, sözlerinin sonunda 24 Nisan'dan sonra bambaşka bir Kıbrıs olacağını ifade etti.