LEFKOŞA (İHA) - Başbakan Mehmet Ali Talat, İsviçre'deki müzakerelerin ardından BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın son halini verdiği planın artık çok daha fazla Kıbrıslı Türk'ün ve Rum'un gönül rahatlığıyla evet diyebileceği bir plan olduğunu söyledi.
Referandumda Kıbrıs'taki her iki tarafın da Annan Planı'nı kabul etmesi için gereken çalışmaları yapacaklarını belirten Başbakan Talat, "Plan, ufak tefek karmaşalar olmakla beraber kabul edilebilir hale geldi" dedi.
Başbakan Talat, geri verilecek topraklarda daha önce 30 ay olan geçiş döneminin son düzenlemeyle 50 güne düşürülmesinden endişe duyduğunu ve bunun çok zorluklar yaratacağını kaydetti.
Mehmet Ali Talat, dün akşam KTÖS lokalinde düzenlenen toplantıda, İsviçre'deki müzakereler ve Annan Planı'nın son hali hakkında Bu Memleket Bizim Platformu (BMBP) ile Ortak Vizyon'u oluşturan örgütlerin temsilcilerine bilgi verdi. Aralarında Çözüm ve AB Partisi Genel Başkanı Ali Erel'in de bulunduğu kalabalık bir grubun katıldığı toplantıda Başbakan Talat, soruları da yanıtladı.
Toplantının sunuş konuşmasını yapan KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil, tarihi günlerden geçildiğini ve bugüne dek birlikte paylaşılan sorumluluğu şimdi de paylaştıklarını söyledi.
Başbakan Talat, Annan Planı'nın ilk kez İsviçre'de müzakere edildiğini, bu yüzden planda denge korunarak epeyce değişiklikler olduğunu belirtti.
Çözüm yanlısı güçlerin mücadelesiyle siyasi yapı bugünkü hale gelmeseydi, müzakere etmeme gerekçeleriyle ilgili tartışmaların süreceğini kaydeden Başbakan Talat, zaman zaman sert tartışmaların yaşandığı İsviçre'deki toplantılar hakkında bilgiler verdi.
Talat, Annan Planı'nda İsviçre'deki müzakereler sırasında en köklü değişikliğin Kıbrıs Türk tarafının önerisiyle mülkiyet konusunda yapıldığına işaret ederek, malın üçte birinin iadesi, üçte birinin tazminatının alınması ve üçte birinin takas amacıyla kullanılacak olmasının her iki tarafa da avantajlar getiren bir formül olduğunu söyledi.
Bu yöntemle Rumlar'ın mallarını uzun vadeli kiralayarak sonunda sahip çıkacakları endişesinin ortadan kalktığını, Rumlar'ın ne kadar mal alabileceğinin belirginleştiğini, mülkiyetin değişik bölgelerden dengeli şekilde iadesinin sağlanacağını kaydeden Başbakan Talat, mülk iadesi ve tazminat şeklinde uygulanacak düzenlemeyi "insan haklarına uygun bir yöntem" diye niteledi.
Başbakan Mehmet Ali Talat, en büyük tartışmayı Karpaz konusunda yaşadıklarını belirterek, bu formülü Karpaz dahil diye önerdiklerini ama Rumlar'ın karşı çıktığını; sonuçta BM'nin bunu "geri dönecekler mallarının tümünü, dönmeyecekler üçte birini alacak" diye formüle ettiğini anlattı.
Tüm bunların Rumlar'ın hakkından birşey almak olmadığını vurgulayan Başbakan Talat, her iki taraf için mal mülk konusundaki düzenlemenin daha tatmin edici olduğunu ifade etti. Senatoya seçilecek 24 Kıbrıslı Türk ve 24 Kıbrıslı Rum'un anadil temeline göre seçileceğine işaret eden Talat, bunun siyasi eşitlik için çok önemli oldğunu kaydetti.
Talat, plana göre Türkiye AB'ye tam üye olunca, Kuzey'e geçecek Rum oranındaki yüzde 21'lik sınırlamanın kalkacağını, bunun nedenini sorduğunda kimseden cevap alamadığını, sonuçta demografik yapının bozulmaması için Kıbrıs Türk devletinde yaşayanların üçte ikisinin anadilinin Türkçe; Kırbıs Rum devletinde yaşayanların üçte ikisinin anadilinin de Rumca olması koşulunun geldiğini belirtti.
Planda Türkiye'yi tatmin etmek için Kuzey'e yerleşebilecek Rum oranının yüzde 21'den 18'e indiğini; Türkiye AB'ye girince Türk askerinin tamamen çıkarılması yerine 650 Türk askerinin adada kalmasının plana girdiğini; iade edilecek topraklardaki sınır düzenlemelerinin süresinin 3 yıldan 3.5 yıla çıkarıldığını anlatan Başbakan Talat, 1 Ağustos'a kadarki geçiş sürecinde 3 Kıbrıslı Türk ve 3 Rum bakanın görev yapacağını; 1'er aylık sürelerde iki de eşbaşkan olacağını; 13 Haziran'da ise tüm seçimlerin yapılacağını kaydetti.
Başbakan Mehmet Ali Talat, Kıbrıs Türk tarafının istediği ayrıklıkların (derogasyon) AB birincil hukuku yapılmasının büyük ölçüde sağlandığını ifade ederek, adaptasyon sürecinin arkasından tüm ayrıklıkların birincil hukuk sayılabileceğini, AB yetkililerinin en kısa sürede bu konuda girişim başlatacağını söylediğini bildirdi.
Talat, Annan Planı'ndaki son düzenlemelerle polis sayısının artırıldığını, Merkez Bankası'nın kuzeyde bir yıl süreyle şubesi olacağını, Merkez Bankası guvernörünün ilk 7 yıl Kıbrıslı Türk olacağını; Güney'de veya Kuzey'de istimlak edilmiş malların parası alınmamışsa, eşdeğer amacıyla kullanılabilmesinin sağlandığını kaydetti.
Planda Rum tarafının isteklerinin de yerine getirildiğini, geri verilecek topraklarda BM'nin rolünün artırıldığını, geçiş döneminin 30 aydan 50 güne düşürüldüğünü belirten Başbakan Talat, "Papadopulos 'AB'ye gireceğiz' diyerek bunda ısrar ediyordu. Bu düzenleme yüzünden çok zorluklar yaşayacağız. Göreceksiniz.. Ben dahi endişe ediyorum. Keşke biraz daha zaman tanınsaydı" dedi.
Başbakan Mehmet Ali Talat, KKTC'deki T cetveli uygulamasının plan için işe yarayacağını belirterek, Rumlar'ın Kuzey'deki mallarına karşılık alacakları bonoları Güney'de kullanabileceğini söyledi.
Talat, düzenlemeye göre eski eserlerin federal devlete; madenlerin federal devlet işletmesinde kurucu devlete ait olacağını belirterek, limanların ve havaalanların da bu statüde olacağını bildirdi.
"KABUL EDİLEBİLİR HALE GELDİ" Başbakan Talat, "Artık çok daha fazla Kıbrıslı Türk'ün ve Rum'un gönül rahatlığıyla evet diyebileceği bir plan ortaya çıktı. Planın kabul edilebilmesi için, Rumlar'ın da kabul etmesi için ne çalışma gerekiyorsa yapacağız. Plan, ufak tefek karmaşalar olmakla beraber kabul edilebilir hale geldi" diye konuştu.
Üç tane aidiyetin (kimliğin) içiçe girmesini "planın en güzel tarafı" diye niteleyen Talat, bunların ana dil, kurucu devlet ve federal devlet vatandaşlıkları olduğunu ve gelecekteki bölünme ile sürtüşmelerin bu yöntemle azaltılmış olacağını kaydetti.
Başbakan Mehmet Ali Talat, daha sonra katılımcıların sorularını yanıtladı. KKTC'deki Türkiye kökenlilerin nüfusu konusunda devletin elinde kesin bir kayıt olmadığını, doğum ve ölüm kayıtlarının çok çağdışı olduğunu belirtti.
Talat, bugüne dek 53 bin vatandaşlık verildiğini ama bunlardan 44 bininin kimlik kartı aldığını; 9 binin kimlik kartı almadığına göre KKTC'de yaşamadığının anlaşıldığını kaydederek, poliste 1990'dan önceki döneme ait ülkeye giriş ve çıkış kayıtlarının da bulunmadığını söyledi.
Bu konulara açıklık getirebilmek için İçişleri Bakanlığı'nda yoğun bir çalışma sürdüğünü, birkaç gün içinde Türkiye kökenlilerle ilgili listenin hazırlanacağını belirten Başbakan Talat, rakamın Annan Planı'ndaki gibi 45 bin civarında olacağını sandığını açıkladı. Başbakan Talat, ülkede 60 bin de kaçak bulunduğunun tespit edildiğini bildirdi.
Talat, BM'ye 10 Nisan'a kadar vatandaşlığa alınacak TC kökenlilerle ilgili 45 bin kişilik listeyi vermek zorunda olduklarını belirterek, aksi halde toplumsal sorunlar yaşanabileceğine işaret etti. Aynı şekilde Rum tarafının da vatandaş yaptıklarının listesini BM'ye sunacağını kaydeden Başbakan Talat, bu listelerin yeni devletin ilk resmi gazetesinde yayımlanacağını; 3 aylık müracaat süresi tanınacağını ve yanlışlıklarla haksızlıkların düzeltilmesi fırsatı olacağını anlattı.
Referandumda sandık seçmen listesindeki seçmenlerin oy kullanacağını belirten Talat, Türkiye AB'ye girdikten sonra Türkiyeliler'in kalmak için Kıbrıs'ı çok fazla tercih edeceğini sanmadığını; hatta anlaşmadan sonra AB vatandaşlığını alıp gidecekler de bulunacağını söyledi.
Talat, Türkiye'nin anlaşmadan sonra Kıbrıs'a para verip vermeyeceğinin belli olmadığını anlattı.
Başbakan Mehmet Ali Talat, geçici dönemde Dışişleri ve Savunma, Telekomüniksyon ve Ulaştırma, Ekonomi ve Finans bakanlıklarının Kıbrıslı Türk; Maliye, Avrupa ve İçişleri bakanlıklarının ise Rum olacağını belirtti.