PRP (Platelet-Rich Plasma), trombosit adı verilen kan hücrelerinden zengin bir doku kokteyli kan ürünüdür. Trombositler, kan içindeki diğer farklı hücre ve serumdan ayrıştırılarak toplanır. Trombositlerin ayrıştırılarak toplanma nedeni içerdikleri yüksek yoğunluktaki büyüme faktörleridir. Yara iyileşmesinin ve doku onarımının tetiklenmek istendiği her yerde kullanılırlar.
Tendon kas yaralanmaları ve yırtıkları gibi spor hekimliğinde, kalp cerrahisinde, saç zayıflığı ve güçsüzlüğünde, estetik dolgu amaçlı yağ transferlerinde, enfekte ve kontamine (mikroplu) kapanmayan yara tedavilerine destek olmak için, yüz/boyun, dekolte/el sırtı gençleştirme veya yenileme işlemi olarak, iz tedavilerinde, yanık ve travma cerrahilerinde, diş eti ve kemik cerrahisinde, akne izi tedavisi ve hormonal (androjenik) saç dökülmelerinde, saç ekiminde kısaca doku yenilenmesi gereken tüm işlemlerde yüz başta tüm beden alanında kullanılabilir.
DOKU KOKTEYLİ PRP İÇİNDE HANGİ BÜYÜME FAKTÖRLERİ BULUNUYOR?
Genel olarak PRP kokteyli, yeni damar oluşturmakla görevli büyüme faktörleri, fibroblast (kollajen üreten hücrelerin) büyüme faktörlerini, cilt büyüme faktörünü içerir ve doku yenilenmesini, yeni kollajen oluşumu, yeni hücre üretimini ve damarlanmayı artırarak sağlar.
Sonuçta PRP kullanılan bölgelerde daha kalın ve sağlıklı bir cilt elde edilmiş olur. Yüz yaşlanmasında karşılaşılan deri incelmesi, kırışıklık, gevşeklik, lekelenmeler, kuruluk, kollajen/elastin fibril sayı ve işlev yetersizliğine karşı PRP ile sağlanan kalınlaşarak sıkılaşmış ve nem oranı yükseltilmiş sağlıklı bir cilt, beraberinde yüz gençleştirmesini getirecektir.
Akne iz ve sekel tedavisi ile androjenik saç dökülmelerinde yine aynı mekanizmalarla etkili olunur. Bu özellikleriyle PRP, plastik cerrahi başta olmak üzere birçok farklı cerrahi disiplinde son yılların en popüler yardımcı tedavi protokollerinden biri kabul edilebilir.
PRP NASIL ALINIR VE UYGULANIR?
PRP için hastadan alınan yaklaşık 10-20 cc kan, trombositlerin elde edilebilmesi için özel bir santrifüj içinde belli devir/zaman aralığında hazırlanır. Yaklaşık 15-30 dakika alan bu süre sonunda uygulayıcı yine özel bir işlemle büyüme kokteyli içeren trombosit bulutunu süpürerek toplar.
Elde edilen bu 3-5 cc kokteyl hastaya 2 türlü verilebilir. İlki dermoroller veya dermapen yardımıyla iğnelerinin açtığı mikro deliklerden (microneedling) damla/emilme yoluyla, diğeri ise dolgu verir gibi deri içine enjeksiyonla girilerek. Bu amaçla iyileşme istenen tüm yüz ve beden alanlarına PRP verilebilir.
İYİLEŞME SÜRECİ NASILDIR?
Uygulama orta derecede ödem ve kızarıklığa neden olur. İşlem sonrasında ciltte aşırı kuruluğa ve gerginliğe neden olan kan ürününün (PRP) 2-4 saat süreyle toz, ter, güneş ve sudan uzak kalması istenir. Daha sonra önerilen herhangi bir yıkama sıvısıyla yüz (boyun vb.) yıkanır ve nemlendirilir.
Yüz üstü yatmak, aşırı terlemeye neden olacak spor yapmak, yüzü sert havlu ile silmek, arabada klima önünde durmak aynı gün yasaktır. Yapılan işlemin boyutuna veya kişinin iyileşme kapasitesine bağlı yer yer kabuklanma, yanma ve kızarıklık oluşabilir.
Uygulayıcı bu alanlar için en etkin ilaç tedavisi konusunda sizi bilgilendirmiş olmalıdır. Ertesi gün işe dönülür, seyahate çıkabilir ve duş alınabilir. Bir sonraki işlem 15-21 gün sonra tekrarlanmalıdır. Bu süre içinde ışıktan koruma sağlayıcı kremler ile cilt tipine göre seçilecek olan nemlendiricilerin kullanılması esastır.
PRP İLE HANGİ UYGULAMALAR KOMBİNE EDİLEBİLİR? PRP HANGİ DURUMLARDA YAPILMAMALIDIR?
Tüm yüz yenileme enerji bazlı işlemleri sonrasında uygulanan alana PRP yapılabilir. Epilasyon işlemleri ile PRP arasında en az 15 gün olması gerekir.
Kayak veya dağ tatiline çıkacak olanlara ve uzun süreli teknede tatil yapacak olanlara PRP yapılmaz. Uçuk varlığı, emzirme, kanser tedavileri, antibiyotik tedavisi veya adet periyodu gibi özel zamanlarda PRP yapılması tercih edilmemelidir. Derin enjeksiyon uygulamaları yapılacaksa nörotoksin (Botulinum Toksin-A) ve deri içine (intradermal) dolgu yapılmamalıdır.
YAĞ TRANSFERLERİNDE (LIPOFILLING) PRP KULLANIMI
Bir beden bölgesinden alınan yağ hücrelerinin (dokularının) bir başka beden veya yüz bölgesine nakledilmesinde PRP ile % 50 oranında yaşayabilirliğin artırıldığı gösterilmiştir. Bilindiği gibi bir beden bölgesinden alınan yağ greftlerinin (dolgularının) nakledildiği bir başka beden/yüz bölgesinde hayatta kalma oranı % 30-60 arasında değişmektedir. PRP, yağ hücrelerinin hayatta kalmasında anahtar bir rol oynar.
PRP İLE STANDART SONUÇLAR ALINABİLİR Mİ?
Sonuca etki eden birçok kullanıcı ve hasta değişkeni bulunduğundan olamaz. Tıbbi hiçbir uygulamada standard bir iyileşme yoktur. Her hasta kendi yara iyileşme performansıyla kendi sürecinde iyileşir.
Sigara içmek, gerçekçi olmayan beklentiler, yaş, tedaviye düzenli devam, genel sağlık ve uyku sorunları, sistemik ilaç kullanımı, duygusal çökkünlük veya konjonktürel stresler altında olmak sonuca etki eden (özellikle androjenik saç dökülmesi için yapılan PRP tedavilerinde) en önemli hasta değişkenleridir. Farklı PRP kitleri, değişik trombosit santrifüj süre/devir tercihleri, kanın damardan içine toplandığı tüplerin içindeki aktivatörler ile PRP uygulama teknikleri ise uygulayıcı değişkenleridir.
SONUÇLAR
Kişiden kişiye değişmekle ve uygulama tekniğine bağlı olarak 1-2 ay sonunda alınmaya başlar. Yüz gençleştirmede alınması beklenen değişiklikler, deride artırılan neme bağlı yumuşaklık, sıkılaşma ve yenilenmeye neden olan kırışıklık azalması, yüzdeki derin olukların silikleşmesi ve matlığın giderilerek parlaklık/ışıltı kazanılması, gözenek ve porların daralması şeklinde özetlenebilir.
Tüm bu etkiler sistemik ve yardımcı takviyelerin tedaviye eklenmesiyle sonucu çok daha belirgin hale getirir. Paradoksal olarak en dikkat çekici cilt ve saç sorunu düzelmeleri, ağır sigara içen uyku hijyeni bozuk gençlerde gözlenmekte.
Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı
Doç. Dr. Nedim Sarıfakıoğlu
www.ankaraestetikcerrahi.com
Facebook: @NedimSarifakioglu
Instagram: @nedimsarifakioglu
YouTube-Doç. Dr. Nedim Sarıfakıoğlu