Ayrıca kan akışının normal düzeyde olmasında da görev alırlar. PLT testi yapılarak kandaki trombosit seviyesi belirlenebilir. Çeşitli sebeplerden ötürü PLT seviyesi düşük veya yüksek çıkabilir ve her iki durum da hastalıklara yol açar.
Sayıları kan tahliliyle saptanan PLT hücreleri kanın pıhtılaşmasını sağlayan, kırmızı ve beyaz kan hücrelerinden de küçük olan renksiz yapılardır. Bu yapılar şekil olarak tabağı andırır ve yüzeyleri de proteinle kaplıdır. Proteinle kaplı olduğu için kan damarının duvarına yapışır ve yaralanma sırasında kanı pıhtılaştırıp kan akışını durdurur. Trombositler kemik iliğinde üretilip yavaş yavaş kana karışır.
PLT sayısı kişiden kişiye ve yaş gruplarına göre farklılık gösterebilir. PLT'nin normal değeri her mikro litrede yani litrenin milyonda birinde 150.000-400.000 arasındadır. 3 yaşa kadar ideal PLT seviyesi 130.000-400.000 arasında, 4 ve 5 yaş için 180.000-500.000 arasında, 6 ve 12 yaş için 160.000-500.000 arasındayken 15 yaş üzeri için 130.000-400.000 arasındadır.
PLT testi neden istenir sorusu üzerine düşünüldüğünde uzun süren ve durmayan kanama, en küçük bir yaralanmayla dahi çok kan kaybedilmesi ve vücutta görülen sebepsiz morluklar öne sürülebilir.
Trombosit düşüklüğü en ufak bir yaralanmanın bile ciddi kan kaybına yol açmasına neden olabilir. Trombosit yüksekliğinde ise kan, damar içinde pıhtılaşır, kan akışını durdurabilir ve ölüme bile sebep olabilir. Yüksek trombosit yüzünden PLT hücreleri dalakta birikir.
Kanda 150.000'den az miktarda trombosit bulunması PLT düşüklüğüne yol açar. 50.000 seviyesinin altındaki trombosit ise hayati tehlike barındırır. PLT düşüklüğünün tıp dilindeki adı trombositopeni hastalığıdır. Trombositin yüksekliği de düşüklüğü de sağlık için oldukça sakıncalıdır.
Kanın pıhtılaşmasını sağlayan hücre pulcukları erken yıkıma uğradığında kan hacmi artar ve pıhtılaşması zorlaşır. Trombosit düşüklüğü nedenleri ise şu şekildedir:
Vücutta takip edilmesi gereken trombosit düşüklüğü belirtileri şu şekildedir:
Trombosit düşüklüğü pek çok sağlık sorununu da beraberinde getirir. Hamilelikte erken doğum riskine yol açar. Özellikle normal bir vücut olayı olan regl döneminde kanamanın artmasına yol açabilir. Trombosit sayısı 10.000'in altına inerse beyin kanamasına neden olabilir.
PLT düşüklüğü tedavisi için öncelikle PLT yıkımına neden olan sebeplerin tespit edilmesi gerekir. Gerektiğinde doktor tarafından ilaç tedavisi de uygulanır. Ayrıca kişinin alacağı önlemler de oldukça yararlıdır. Tedavideki asıl amaç PLT düşüklüğü nasıl yükseltilir hususu üzerine odaklanmayı gerektirir.
PLT seviyesini doğrudan yükseltmeye yarayan herhangi bir ilaç bulunmamaktadır. Bunun yerine PLT yıkımını engelleyen ilaçlar kullanılır. İçeriğinde steroid bulunan prednizon gibi ilaçların kullanımı doktor tarafından önerilebilir. Hastalığın kritik seviyeye ulaştığı hallerde kan plazması nakli başvurulan diğer yöntemlerdendir. Uygulanan tedavilere yanıt alınamazsa son çare olarak dalağın alınması gerekebilir. Splenektomi adlı bir ameliyat gerçekleştirilir. Böylece PLT adlı hücrelerin daha az yıkıma uğraması sağlanır ve trombosit kaybı azaltılır.
PLT yüksekliği nedenleri pek çok etmene bağlı olabilir. Genellikle kemik iliğinin işlev bozukluğuna bağlanır. Ancak yüksekliğin kemik iliği haricinde farklı bir aksaklığa bağlı olup olmadığının da kontrol edilmesi gereklidir. PLT yüksekliğinin nedenleri şu şekilde sıralanabilir:
Bebeklerde PLT yüksekliği de rastlanabilen bir vakadır. Bebeklerde trombosit seviyesi normalde yetişkinlere göre daha yüksektir. Bebeklerde PLT yüksekliği nedeniyle tromboz denilen kanın pıhtılaşma riskinin arttığı görülebilir.
Vücudun olması gerekenden fazla trombosit üretmesiyle trombositz adı verilen PLT yüksekliği hastalığı ortaya çıkar. PLT yüksekliğinde, normal değer olan 400.000'in üzerinde trombosit bulunur. PLT yüksekliği hangi hastalığın belirtisidir diye düşünüldüğünde gut hastalığı akla gelebilir. Nadiren görülse de diğer belirtiler:
PLT yüksekliğinin tedavisi için trombosit seviyesinin normal düzeye inmesi gerekir. Hamilelikte PLT yüksekliği görüldüğünde doktor tarafından aspirinle tedavi yöntemi uygulanabilir. Aspirin PLT yüksekliği çeken çoğu kişiye önerilen bir ilaçtır.
Kanser hastalarına da hidroksiüre adı veren trombosit düşürücü bir ilaçla tedavi uygulanır. Bir diğer ilaç ise anagrelide adı verilen daha az yan etkili ilaçla tedavi de tercih edilebilir. İnterferon alfa ise trombosit yüksekliği çeken kişilere ömür boyu kullanması tavsiye edilen bir diğer ilaçtır.
İlaçlara ek olarak plateletferez adı verilen bir yönteme de başvurulur. Hastanın damar yolu açılır ve bir makine vasıtasıyla kan işlenerek trombositlerinden ayrıştırılır. Süzülen kan vücuda geri verilir. Plateletferez yöntemi felç gibi oldukça kritik durumdaki hastaların tedavisi için uygulanır. Gerektiğinde iki seans halinde bu yönteme başvurulabilir.