Ege Üniversitesi (EÜ) Botanik Bahçesi-Herbaryum Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof.Dr. Yusuf Gemici ve EÜ Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı İmmünoloji Alerji Bilim Dalı Öğretim üyesi Doç.Dr. Aytül Zerrin Sin, alerjinin oluşumu ve alerjik hastalıklarla ilgili bilgi verdi. Uzmanlar, polenin daha yoğun olduğu sabahın erken saatlerinde dışarı çıkılmaması eğer çıkmak zorunda olanlar var ise yüksek binaların çevrelediği dar sokaklarda gezmeleri gerektiğini belirtti.
Polenlerden kurtulmak için alerjisi olanların ilk olarak ilaç kullanması gerektiğini belirten uzmanlar, diğer bir çözüm yolunun da vücudun polene bağışıklık kazandırılarak duyarsızlaştırılması olduğunu ifade etti. Polenlerin yol açtığı alerjik hastalıkların özellikle çocukluk ve gençlik çağlarında başladığını belirtilirken, değişen iklim şartları ile alerjik hastalıkların herhangi bir yaşta da ortaya çıkabildiği vurgulandı. Polen taneciklerinin gözle görülemeyecek kadar küçük oldukları için kapı ve pencerelerden kapalı ortamlara girebildiği; dışarıda giyilen giysilerle iç ortamlara taşınabildikleri, bu nedenle alerjik kişilerin evlerini, polen yoğunluğunun az olduğu akşam saatlerinde havalandırmaları, dışarıda giydikleri giysilerini ev içinde çıkartmaları öneriliyor. Özellikle rüzgarlı havalarda polen alerjisi olan kişilerin dışarı çıkmamaları gerekiyor. Polen alerjisinin kontrol altına alınmasını sağlayan ilaçların her yıl düzenli olarak kullanılması gerekiyor.
Prof.Dr. Yusuf Gemici, polen alerjisinde, polenin kendisinin alerjik olmadığını belirterek, "Vücudun yabancı madde gibi algıladığı polen vücuda girince doğal olarak hemen vücuttan atmak için protein salgılıyor. Aslında bu üretilen protein alerjik olarak çıkıyor. Bunlar da deride kaşıntı, gözlerde şişme ve yaşlanma, nefes daralmaları olarak kendini gösteriyor. Polen yaşamın soluğu hapşırığın sorumlusudur" dedi.
Rüzgar ve yüksek hava akımları sayesinde polenlerin 300 kilometre uzağa taşındığını belirten Prof. Dr. Gemici, "Ülkemizde bulunan 2 bin üzerindeki bitki türünün onda biri rüzgarla tozlaşır. En çok polen üretenler de rüzgarla döllenenlerdir ve 12.5 milyar polen üretir. Mesela, çam ormanındaki bir hektarlık alana bir ton polen düşer. Polenler ürün üretirler ve ürettikçe yaşam kaynağımız gıdayı ve oksijeni almış oluruz" diye konuştu.
Prof.Dr. Yusuf Gemici, suç işleyen birinin olay mahallinde bulunan özel bitkilerden polen alabileceği ve alınacak polen örneklerinin de mahkemelerde delil olarak kullanılabileceğini belirterek "Suçlu olarak yargılanan kişinin saç köklerinden ve tırnak diplerinden alınacak polen örnekleri kişinin suç mahallinin belirlenmesinde belirleyici olabiliyor. Yani bir polen tanesi insanı idama dahi götürebilir" ifadelerini kullandı.
Polenin daha yoğun olduğu sabahın erken saatlerinde dışarı çıkılmaması eğer çıkmak zorunda olanlar var ise yüksek binaların çevrelediği dar sokaklarda gezmeleri gerektiğini belirten Gemici, "Kişiyi işini yapmaktan alıkoyan ve havada milyarlarca bulunan polenlerden kurtulmak için alerjisi olanların ilk olarak yapacağı alerjik belirtilerin giderilmesi için ilaç kullanımıdır. Diğer bir çözüm yolu da vücudun polene bağışıklık kazandırılarak duyarsızlaştırılmasıdır. Kişiler maske kullanarak, pamukludan ziyade sentetik giyecekler giyerek ve mümkünse polenin yoğun olduğu saatlerde dışarı çıkmayarak kendilerini koruyabilirler" şeklinde konuştu.
Polenlerin yol açtığı alerjik hastalıkların özellikle çocukluk ve gençlik çağlarında başladığını belirten EÜ Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı İmmünoloji Alerji Bilim Dalı Öğretim üyesi Doç.Dr. Aytül Zerrin Sin de, "Değişen iklim şartları ile alerjik hastalıkların herhangi bir yaşta da ortaya çıkabildiğini görüyoruz" dedi.
Bitkilerin çoğunlukla mart, nisan ve mayıs gibi ilkbahar döneminde polen ürettiğini kaydeden Sin, "Polen üretim zamanları bitki türüne ve iklim şartlarına göre değişiklik gösterebilir. Bu bağlamda Ege Bölgesi iklim koşulları nedeniyle ve çok çeşitli bitki türlerinin bulunduğu; bunlarında çok sayıda polen ürettiği bir bölgedir" diye konuştu.
Polen taneciklerinin gözle görülemeyecek kadar küçük oldukları için kapı ve pencerelerden kapalı ortamlara girebildiği; dışarıda giyilen giysilerle iç ortamlara taşınabildiklerinin altını çizen Doç.Dr. Aytül Zerrin Sin, "Alerjik kişilerin evlerini, polen yoğunluğunun az olduğu akşam saatlerinde havalandırmaları, dışarıda giydikleri giysilerini ev içinde çıkartmaları önerilir" şeklinde konuştu.
Özellikle rüzgarlı havalarda polen alerjisi olan kişilerin dışarı çıkmamaları gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Sin, "Rüzgarlı havalarda polen taneciklerinin yayılımları ve havada ki yoğunlukları fazla olur. Yağmur ise polenlerin toprağa düşmesine neden olarak alerjik etki yaratmalarını engeller" dedi.
Çeşitli ilaçlar ile polen alerjisinin kontrol altına alındığını söyleyen Doç. Dr. Sin, şu önerilerde bulundu:
"Verilen ilaçların her yıl düzenli olarak kullanılması gereklidir. Ancak ilaçlar alerjinin sürdüğü sürece geçerli olacaktır. Alerji testi yapılarak sorunlu olan polenler saptanmış ise etkisi uzun süre olan aşı tedavisi de uygulanabilir. Ayrıca polen alerjisi kalıtsal bir özellik gösterdiği için ailesinde alerjik yakınmaları olanların alerji olma ihtimali daha yüksektir. Alerji uzmanlarına başvurmaları gerekmektedir."
(İHA)