KADIN

Polikistik over sendromunda beslenmede nelere dikkat edilmelidir?

İçerik devam ediyor
İçerik devam ediyor

Polikistik over, yumurtalıklarda küçük ve iyi huylu birçok kistin oluşumu ile gelişir. Adet düzensizliği, çocuk sahibi olamama, vücutta aşırı kıllanma, kilo artışı ve sivilce oluşumuna sebebiyet veren bir kadın hastalığıdır. Hormonal düzeni değiştirmesi nedeniyle kilo artışını engellemek için hasta beslenmesine çok dikkat etmelidir.

Polikistik over sendromunun oluşumunda ailesel yatkınlığın rolü olduğu gibi çevresel faktörler de belirleyicidir. Özellikle ailesinde obezite geçmişi bulunan kişilerde görülme oranı daha yüksektir. Kadınlarda en sık görülen hormonal bozukluk olan polikistik over sendromu, üreme çağındaki kadınların yüzde 15-20’sinde görülür. Bu hastalık iştah ve karbonhidratlara olan eğilimle birlikte kilo alımına da yol açar. Bu nedenle iştah artışı ve karbonhidrat tüketiminde artış gösteren kadınların dahiliye, beslenme ve kadın doğum doktorlarına danışmaları ve süreci birlikte takip etmesi gerekmektedir.

BESLENME ŞEKLİ TEDAVİYİ OLUMSUZ ETKİLİYOR

Polikistik over sendromu için ilaç tedavi süreci başlamasına rağmen bazı durumlarda olumlu sonuçlar alınmayabilir. Çünkü bu ilaçların tedavi edici özelliklerini azaltıp yan etkilerini arttıran bazı yiyecekler vardır ve bunların kontrol altına alınması şarttır. Aksi halde bu durum; hem yumurtalık kisti, hem insülin direnci hem de bu yiyeceklere eğiliminizi artıracaktır.

karbonhıdrat

Pirinç, patates, domates ve tarhana çorbası, beyaz ekmek, tatlı ve tuzlu hamur işleri, şeker içeren tatlı gıdalar, alkol ve tatlı meyveler sizin zaafınız olabilir. Fazla çay ve kahve tüketimi, turşu gibi aşırı tuzlu gıdaların tüketimini minimuma indirmek gerekir. Bu yiyecekler kontrol altına alınmazsa, alınmış olan ilaç tedavileri ve obeziteyle ilgili olumlu yönde gelişim olmayacaktır. Beslenme programınızda yapacağınız değişiklikler ile bu riski en aza indirmeniz mümkündür. Günümüzde gelişen teknoloji ile doğru tedavi uygulandığında bu hastalığın anne olmaya engel olmadığı görülmektedir. Her rahatsızlık gibi erken tanı ve tedavinin çözüm olduğunu unutmamak gerekir.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler