Alınan bilgiye göre, Sütlüce Mahallesi'nde 19 Ocak tarihinde berber koltuğunda tıraş olan kayınbiraderi Mehmet Çetin Şengül'ü (29) silahla öldürdükten sonra kaçan ve 2 gün önce cinayeti işlediği dükkanın karşı sokağındaki kayınpederinin evini basıp, kayınvalidesi Hamiyet Şengül (53) ile kendisine boşanma davası açan eşi Ayşe Korkar'ı (26) tabancayla öldüren, kayınpederi Metin Şengül'ü (65) de ağır yaralayan Ömer K.'nın (29) yaptığı katliama şahit olanlar, yaşadıklarını İHA muhabirine anlattı.
"KAYINBİRADERİ VE BALDIZINI ARADI, BULSAYDI ONLARI DA VURACAKTI"
Olayda ağır yaralanan Metin Şengül'ün kız kardeşi Şükran Şengül, "Yeğenimin toprağındaki su daha kurumamıştı. Taziye evinde duamızı yaptık. Taziyeye gelenlerin bir kısmı evde bulunuyordu. Gençler hava almak için dışarı çıkınca eve geldi. Demek ki, en yakın yerdeydi, evi gözetliyordu. Silah sesleri üzerine her birimiz bir odada kendimizi yerlere attık. Katil, eli silahlı, cani, gözü dönmüş. Dışarıdakileri taradı. Biz de kapıya kanepe dayadık. Ya dışarıdakilerin tamamını öldürdü, ya da mermisi bitti diye düşündük. Bu arada, kayınbiraderi ile baldızını öldürmek için aradığını fark ettik. En son iş bittikten sonra bizim odanın kapısına dayandı. 5-6 kez 'açın kapıyı, polis' dedi. Ben de nereden bileceğiz senin polis olduğunu dedim. Ne camdan bakabiliyor, ne de kapıdan çıkabiliyorduk. Büyük korku yaşadık. 3 gün içinde 3 can verdik. Bizi acımızla başbaşa bıraktılar. Bir can verdik yetmedi, 2 can, bir ağır yaralı daha. Şu anda ağabeyimin durumu da kritik. Daha hayati tehlikeyi atlatamamış. Sanki, cani hala bizi gölge gibi takip ediyor, peşimizde gibi hissediyorum. Ben daha çok mağdurlara sahip çıkılmasını istiyorum. Biz bunu hak etmemiştik" dedi.
Ayşe Şengül ise, "İçeriye silahıyla daldı. Hiç durmadan üst üste tabancayla ateş etti. Herkes yere yattı. Amcamın oğlu Metin Şengül yere yığılınca, ben bir boşluk bulup, yardım istemek ve polise haber vermek için kendimi sokağa attım. Kurtarın, katil içeride, herkesi vuruyor, öldürüyor diye bağırdım. Kimse imdadıma yetişmedi. Belki o insanlar erken müdahale edebilseydi kurtulur, ölmezlerdi. Bizim canımız yandı, bundan sonra böyle ihmal olup başka canlar yanmasın" diye konuştu.
"YARALI AMCAMI DIŞARI ÇIKARIP İLK MÜDAHALEYİ BAŞIMDAKİ YAZMAYLA YAPTIM"
Ağır yaralı Metin Şengül'e ilk müdahaleyi başındaki yazmayı çıkarıp kendisinin yaptığını ifade eden Taze Tuna da, şunları söyledi:
"Önce Hamiyet Şengül'ü vurdu. Ondan sonra kadınların içerisine daldı. Eşine 'Ayşe' diye haykırdı. Ondan sonra ben karşısına çıktım. Bana 'sen çık' dedi. 'Çık' deyince, Metin amcama 4 el sıktığını gördüm. Sonra yine eşine bağırdı. Onu istedi. Ben o arada, amcamı nasıl kapmış, götürmüşüm bilmiyorum. Arka sokağa çıkardım. Sonra polisleri çağırdım. Katil içeride deyip, feryat ettim. Daha sonra başımdaki yazmayı açtım, Metin amcamın koluna bağladım. O anda amcanın kanı durdu. Bu arada ambulans geldi, ondan sonrasını bilmiyorum."
"CENAZELERİN ÜZERİNDEN GEÇTİK, PERİŞAN OLDUK"
Nurcan Şengül ise, "Birden girdi, taradı. Canımızı zor kurtardık. Bir de içeride yanıyorduk. Korkudan kapıya kanepeyi dayadık. Kanepe sobadan tutuştu. Kanepeye su döküp yangını söndürdüm. O an beni görünce, 'yenge' dedi. Neden böyle yaptın? Hem kendini, hem yuvanı yıktın dedim. Ben, 'intikam alacağım, ocakları söndüreceğim, daha hırsımı alamadım, hedeflerim belli, siz korkmayın' dedi. Canımız tehlikedeydi. Onun elinde silah var. Cepleri mermi doluymuş. 2 mermiyi ayırmış. O kişiler de belliymiş, onları arıyordu. Şok olduk. Ben kapının arkasındayım, ama tabancayla ateş ediyor. Eşini, kayınvalidesini, kayınpederini vurmuş, artık diğerlerini arıyor. O, silah atıyor durmadan, sonradan polisi aramak aklımıza geldi. 155'i aradık, polisler geldi. Bir de ambulans gönderin dedim. Can pazarı yaşandı. Kız kardeşi yanına gidip, 'yapma ağabey' diye bağırdı. O an, kime hedef aldı bilmiyorum. Bir ara silahı kendine dayadı sanırım. Çünkü, kelime-i şahadet getirdi. Ben yere vuruyorum, vur kendini, kurtuluşun olmayacak vur diyorum. Çocukları babasının evindeymiş. Çocuklarını görme sözü üzerine teslim oldu. Daha şokumuzu atamadık. Geleceğini bekliyorduk. Hanımına 'sen beni boşarsan, mezarını hazırla, geniş kaz, hepinizi gömeceğim' demiş. Cenazelerin üzerinden geçtik ve perişan olduk. Bu, olacak bir şey mi, buna dayanılır mı?" ifadelerini kullandı.