İstanbul Sariyer'de polisin düzenlediği operasyonda vurulan ve ağır yaralanan Dilek Doğan yaşam savaşını kaybetti. Polis kurşunu sonucunda ağır yaralanan Dilek Doğan, tedavi gördüğü Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Akşam saatlerinde öldüğü bilgisi edinilen Dilek Doğan'ın cenazesi, geniş güvenlik önlemleri altında hastaneden alınarak, zırhlı araçlar eşliğinde Yenibosna'daki Adli Tıp Kurumu'na getirildi. Adli Tıp ve hastane çevresinde de polis ekiplerinin geniş güvenlik önlemi aldığı görüldü. 25 yaşındaki Dilek Doğan'ın öldüğünü duyan yakınları hastaneye akın etti. Dilek Doğan'ın ağabeyi Emrah Doğan, yakınlarına sarılıp gözyaşı döktü.
CHP'Lİ MİLLETVEKİLLERİ HASTANEDE
Hastaneye gelerek aileye başsağlığı dileyen CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, "Acıyı paylaşmaktan başka bir şey ifade edemiyorum. Hesap soracağımız vahim olayların sayısı artıyor bu hükümette. Sadece bunu söyleyebilirim" dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş da şunları söyledi:
"İstanbul polisi tarafından önceki günlerde evine girilerek kurşun sıkılan Dilek Doğan'ı ne yazık ki kaybettik. Dilek Doğan'ın katladilmesi, Ahmet Davutoğlu'nun halkı tehdit etmesini boşa çıkarmıştır. Çünkü Davutoğlu, 'Biz iktidardan düşersen beyaz Toroslar gelir' demişti. İşte ak Toroslar geldiler ve Dilek'i vurdular. Faili meçhul cinayetler hâlâ işleniyor. 24 yaşındaki bir genç kız, evine arama yapmaya gelen polise 'Ayakkabınızla girmeyin' dediği için katledildi. Ve bugüne kadar herhangi bir soruşturma başlatılmadı. Kamuoyu baskısı yüzünden başlatılan göstermelik soruşturmayla sorumlular aklanmaya çalışıyor. Ve Dilek Doğan vurulduğu gün, sırf kamuoyuna 'terörist' imajı verebilmek için göstermelik bir soruşturma açılıyor. Dilek Doğan'ın çalıştığı adres belli, evi belli. Kaçmıyor, bir yere gitmiyor.
Ama İstanbul'un göbeğinde ak Toroslarla gelen polislerin kurbanı oluyor. Biz bu cinayetin takipçisi olacağız. Sorumluların yargılanması için ailesiyle birlikte mücadele edeceğiz. Bu cinayeti yanlarına bırakmayacağız."
HASTANE VE ADLİ TIP ÖNÜNDE ÖNLEM ALINDI
Hastane önünde toplanan bazı gruplar da slogan atarak Dilek Doğan'ın ölümünü protesto etti. Gruptan bazı kişilerin hastane önündeki zırhlı polis araçlarına plastik duba savurduğu görüldü. Dilek Doğan'ın yakınları ise araçlara binerek Adli Tıp'a gitti. Adli Tıp Kurumu önünde de geniş güvenlik önlemleri alındığı dikkat çekti.
CENAZESİ ALINDI
Yenibosna'da bulunan Adli Tıp Kurumu'na getirilen Dilek Doğan'ın cenazesi yapılan incelemelerin ardından ailesi tarafından alınarak Sarıyer'de bulunan Boğaziçi Cemevi'ne götürüldü. Dilek Doğan'ın cenazesini taşıyan araç konvoy eşliğinde Sarıyer'e hareket etti. Doğan'ın cenazesinin defin işlemlerine kadar Boğaziçi Cemevi'nde bekletileceği öğrenildi.
SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI
Sarıyer'de düzenlenen terör operasyonu sırasında polisin silahından çıkan kurşunla yaralanarak kaldırıldığı hastanede dün gece yaşamını yitiren 25 yaşındaki Dilek Doğan için Sarıyer Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Boğaziçi Cemevinde tören düzenlendi.
Dilek Doğan'ın cenazesi gece Yenibosna’daki Adli Tıp Kurumu morgundan yakınları tarafından alınarak Fatih Sultan Mehmet Mahallesi'ndeki cemevine getirildi ve öğle saatlerinde cenaze töreni düzenlendi. Törene Dilek Doğanın babası Metin Doğan, annesi Aysel Doğan, ağabeyi Emrah Doğan’ın da bulunduğu aile fertleri, yakınları ve arkadaşları katıldı. Doğan’ın ailesi tören öncesi taziyeleri kabul etti. Törene katılanlar tarafından bir süre sloganlar atıldı. Cemevi bahçesine kırmızı bez ile sarılı üstü açık bir tabutla çıkarılan Dilek Doğan’ın cenazesi başında sevenleri ve ailesi gözyaşı döktü, saygı duruşunda bulunuldu. Yapılan törenin ardından Doğan’ın cenazesi yeniden cemevi morguna kaldırıldı. Tören sırasında tabut başında kırmızı flamalı ve tek tip kıyafetli kadınlar nöbet tuttu.
DİLEK DOĞAN NASIL VURULMUŞTU?
Polis kurşunuyla ağır yaralanan ve 10 dakika boyunca kalbi durduktan sonra hayata döndürülen ancak günlerce verdiği yaşam savaşını kaybeden Dilek Doğan'ın annesi Aysel Doğan olayı şöyle anlatmıştı:
“Polisler eve ayakkabı ile girdi. Kızım da ‘galoş giyin, sonra girin’ deyince tartışma çıktı. Silah sesi duydum ve kızım yere yığıldı. Kızımız vurulduktan sonra polislerle itiş kakış yaşadık. Sonra hastaneye getirdik kızımı. Benim kızım canlı bomba değil. Canlı bomba olsa evde mi yatar, neden vurdular?” diye sormuştu.
Polis, Dilek Doğan’ın vurulmasıyla ilgili açıklama yapmamıştı, ancak operasyonun Amerikan Başkonsolosluğu’na saldırıdaki ikinci kadını bulmaya yönelik olduğu öğrenilmişti. Anadolu Ajansı’nın iddiasına göre ise, Dilek Doğan, ev sakinlerinden birinin polisin silahına sarılıp tetiğe basması sonucu yaralanmıştı. Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Günay Dağ, polisin başka evleri de basarak kadın canlı bomba aradığını, Dilek Doğan’ın canlı bomba olmadığını söylemişti.
Dilek Doğan’ın babası Metin Doğan da şunları söylemişti:
“Evimize 4 polis ayakkabılarıyla girdi. Kızımı vuran polise ‘galoş giyin’ dedik. Onlar da ‘giymeyiz’ dediler. Sonra silahı bize doğrulttu. Bir anda kızımı vurdular. Kızımı öldü zannettim. Polisler panikleyip dışarı kaçmaya başladılar. Evde kesinlikle bir çatışma olmadı. Kızımız vurulduktan sonra polislerle itiş kakış yaşadık. Benim beş tane çocuğum var. Dilek benim tek kızım. Umarım sağlığına kavuşur.”
POLİSTEN AÇIKLAMA GELMEDİ
Öte yandan polis, Dilek Doğan’ın vurulmasıyla ilgili açıklamada bulunmadı ancak operasyonun Amerikan Başkonsolosluğu’na saldırıdaki ikinci kadını bulmaya yönelik olduğu öğrenildi. Anadolu Ajansı’nın iddiasına göre ise, Dilek Doğan, ev sakinlerinden birinin polisin silahına sarılıp tetiğe basması sonucu yaralandı. Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Günay Dağ, polisin başka evleri de basarak kadın canlı bomba aradığını, Dilek Doğan’ın canlı bomba olmadığını söyledi.