ESKİŞEHİR (İHA) - Mardin'in Kızıltepe İlçesi'nde, Ahmet Kaymaz ile 12 yaşındaki oğlu Uğur Kaymaz'ı terör örgütü militanı oldukları gerekçesiyle öldürdüğü iddia edilen 4 polis memurunun tutuklanması talebini bir kez daha reddeden mahkeme, olay yerinden çekilen CD'lerdeki görüntüleri izleyecek. Ertelenen duruşma sonunda mahkeme başkanı, sakin bir duruşma olduğu için avukatlara teşekkür etti.
21 Kasım 2004 tarihinde Mardin'in Kızıltepe İlçesi'nde, Ahmet Kaymaz ile oğlu Uğur Kaymaz'ın güvenlik güçleri tarafından terörist sanılarak öldürüldüğü iddiasıyla Mardin Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan ve güvenlik sebebiyle Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi'ne nakledilen davada tutuksuz yargılanan polis memurları Mehmet Karaca (35), Yaşafettin Açıksöz (35), Salih Ayaz (36) ve Seydi Ahmet Döngel (35), bir kez daha hakim karşısına çıktı. Duruşmada, öldürülen Ahmet Kaymaz'ın kardeşi Reşat Kaymaz (26) ile 20 avukat da hazır bulundu.
Mahkemede, Kaymaz ailesinin avukatlarından Kemal Aytaç, söz alarak, sanık avukatlarının bilirkişi raporu için verdikleri dilekçede siyaset yapmakla suçlayarak, "Biz buraya siyaset yapmaya gelmedik. Kimse hukukun önüne başka bir değer koymasın. O zaman hepimiz hukuku arar hale geliriz. Buraya Uğur Kaymaz ve Ahmet Kaymaz olayını tartışmaya geldik" dedi.
Bunun üzerine sanık avukatlarından Veysel Güler ise, Kaymazlar'ın avukatlarının siyaset yaptığını ifade ederek, "Hem siyaset yapacaksınız hem de karşı tarafı suçlayacaksınız. Bu mantıklı değildir. Biz hukuk dilini kullanıyoruz. Ülke genelinde yaşanan gerçekleri dile getiriyoruz. Uğur Kaymaz'ın ölüm yıldönümünde, terörist başı Abdullah Öcalan'ın resimleriyle terör örgütü PKK'nın bayrakları yan yana getirildi. Topluluğu yöneten kişi de, avukat Hüseyin Cihangir'dir. PKK, niçin Kaymazlar'a sahip çıktı? Bu açıdan örgüt bağlantısını ortaya çıkarıyoruz. Midyat'ta yakalanan terörist C.T, savcılıkta ve mahkemede verdiği ifadelerinde, olayda ölen kamyon şoförü Ahmet Kaymaz'ın örgütün C-4 ve benzeri patlayıcı maddelerini taşıyarak, örgüte lojistik destek sağladığını ve örgütün kendileri için kayıp olarak değerlendirdikleri Ahmet Kaymaz'ın intikamını almayı planladığını itiraf etti. Çocukken çekildiği fotoğrafıyla ilkokul öğrencisi gibi lanse edilen Uğur Kaymaz'ın yaşı da, doğu bölgesinde çocukların okula geç gönderilmesi ve maktulün sınıf tekrarı yapması dikkate alındığında 14-15-16'dır" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Diyarbakır ziyaretinde, terör örgütünün çocukları kullandığını ifade ederek, ebeveynleri evlatlarının örgüte alet olmaması için uyardığını hatırlatan Güler, Irak kamplarında terör örgütü elemanlarının, kaçırıp eğitim verdikleri çocuklarını almak isteyen Güneydoğu Anadolu annelere şiddet uyguladığını yansıtan gazete küpürlerini de mahkeme heyetine sundu.
Bu arada, Kaymazlar'ın avukatları, olay yerinde çekilen görüntüleri içeren CD'lerin mahkemede izlenmesini, olay yerinde keşif yapılmasını, maktullerin yanındaki kovanların hangi silahlardan çıktığının tespit edilmesini ve sanıkların tutuklanmasını talep etti.
MAHKEME BAŞKANI, AVUKATLARA TEŞEKKÜR ETTİ Mahkeme heyeti, bir süre ara verdiği duruşma sonunda sanıkların tutuklanması ve olay yerinde keşif yapılması taleplerini bir kez daha reddettiğini açıklarken, olay yerinde çekilen görüntülerin yer aldığı CD'leri 14 Haziran tarihinde gerçekleştirilecek duruşmada izlemeye karar verdi. Ayrıca, mahkemenin maktul baba-oğulun yanında bulunan boş kovanların da hangi silahlardan çıktığının tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınmasını kararlaştırdığı duruşma, eksikliklerin tamamlanması için 19 Temmuz'a ertelendi.
Mahkeme Başkanı Osman Açar, geçen celsenin aksine bu kez duruşmada karşılıklı sözlü tartışmaya girmeyen her iki tarafın avukatlarına, celsenin sakin geçmesinden dolayı teşekkür etti.
Duruşma çıkışı gazetecilere açıklama yapan sanık avukatlarından Veysel Güler, yasal hakkını kullanan kimseye ceza verilemeyeceğini dile getirerek, şunları söyledi:
"Bu olay, tamamıyla yasa sınırları içerisinde gerçekleşmiştir. Meşru müdafaa şartları içerisinde yapılan saldırı karşısında güvenlik güçleri karşılık vermiştir. Karşımızdaki kişilerin aile yapısı, geçmişleri, yakalanan teröristler ve özellikle terör örgütü PKK'nın ölen kişileri aşırı derecede sahip çıkması, benimsemesi ve tüm örgütün yakalanan elemanlarının ifadesinde de, bu olayın intikamının alınacağı şeklinde beyanların dile getirilmesi karşısında, bu ailenin PKK'nın çok ciddi bir şekilde mensubu, sempatizanı, bununla ilgili bir takım bağları olduğu ortaya çıktı. Bu konu, dosya içinde sunulan delil ve belgelerlerle de anlaşıldı. Meşru şartlar içerisinde güvenlik güçlerinin yaptığı bir savunma söz konusudur. Aslında bu davanın açılmaması, takipsizlik kararı verilmesi lazımdı. Ancak, bir takım baskılar karşısında güvenlik güçleri kendilerinin adeta bu konuda koruyucu bir kalkanı olmadığından dolayı bu tür hadiselerle her zaman karşı karşıya gelmektedir. Yargılanmaktan korkmuyoruz. Güvenlik güçlerinin yaptığı, yasa içerisinde bir savunmadır. Dosyadaki tüm deliller, yapılan fiiller, karşı tarafın elindeki silahlar, olayın oluş şekli, biçimi, olayın gerçek yüzünü ortaya koydu. Sanıkların mevcut deliller ve dosya kapsamı doğrultusunda beraat edeceklerine inanıyoruz."
Kaymaz ailesinin avukatlarından Hüseyin Cihangir de, "Katılan vekilleri olarak bu duruşmanın olumlu geçtiği kanaatindeyiz. Olayı aydınlatacak maddi gerçeğe ulaşabileceğimiz iki talebimiz kabul edildi. Taleplerimizle ilgili deliller geldiğinde dosya büyük ihtimal açığa kavuşacaktır" şeklinde konuştu.
Kaymaz'ların avukatlarından Kemal Aytaç ise, "Mahkemede, olay yerinde çekilen CD'deki görüntüler izlenecek, zabıt altına alınacak. Önemli olan buydu. Bir de hangi silahtan çıktığı belli olmayan kovanların da tespiti önemliydi. Bu iki talebimiz kabul edildi. Sanıkların baştan beri tutuklanmaları gerektiğini söylüyoruz. Böyle bir davada, sanık normal bir vatandaş olsaydı tutuklanırdı" dedi.
Duruşma sebebiyle şehir genelinde görev alan binden fazla polis, daha sonra normale döndü.