Politik Pazarlama Sürekli Olmalıdır

Gaziantep Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Tan, Politik pazarlama uygulamalarının malzemesini siyasi parti, partinin lideri veya partinin fikrinin oluşturduğunu ve bunlar içerisinde en önemlisinin siyasi partinin lideri olduğunu söyledi.

“Şartlar ne olursa olsun seçmen, bir siyasi partiyi tercih etme noktasına geldiği zaman ilk baktığı tercih kriteri o siyasi partinin lideridir” diye konuşan Yrd. Doç. Dr. Tan, “Bundan dolayı liderin hemen hemen her şeyi tercihte önemlidir. Liderin konuşmalarından tutun liderin aile yaşantısına, kıyafetinden tutun partisi üzerindeki etkinliğine kadar liderin her tutum ve davranışının seçmen tarafından bir karşılığı olmaktadır. Tam bu aşamada politik pazarlama uygulamaları devreye girmektedir” dedi.

Yrd. Doç. Dr. Tan, günümüzde bilim alanında önemli gelişmeler olduğunu, buna bağlı olarak insanların kişisel ve toplumsal ihtiyaçların da değiştiğini ifade ederek şunları söyledi:

"Bu değişiklik sadece fen bilimleri ile sınırlı kalmayıp, sosyal bilimler alanında da kendini göstermektedir. Doğal olarak pazarlama uygulamalarında da farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Bu farklılıklar, pazarlamaya yepyeni bir boyut kazandırmaktadır. Birçok sosyal kurum toplumda kendine bir yer edinebilmek için pazarlama eylemlerinden yararlanma yoluna gitmektedir. Siyasi partileri de bu kategoride düşünmek mümkündür. Her yönden gelişmiş batı toplumları ‘Politik Pazarlama’ ile bu eylemleri gerçekleştirmektedirler.”

Dünya siyasi literatüründe çok eski bir geçmişi olmasına rağmen “Politik Pazarlama” kavramının Türkiye’de çok kullanılan bir kavram olmadığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Tan, “Politik pazarlama; bir siyasi partiyi veya adayı potansiyel seçmenlere uygun hale getirmek, siyasi partiyi veya adayı en yüksek sayıdaki seçmen kitlesinin ve bu kitledeki her bir seçmenin tanımasını sağlamak, rakipleriyle arasındaki farkı ortaya koyup, en az maliyetle seçimi kazanmak için gerekli olan oyu elde etmek amacıyla kullanılan tekniklerin tümü olarak tanımlanmaktadır” şeklinde konuştu.

Yrd. Doç. Dr. Tan, “Politik pazarlama, bazı araştırıcılar tarafından ‘Politik İletişim’ olarak adlandırılmaktadır. Politik iletişim, politikanın yapıldığı her yerde ve her dönemde vardır. Politik iletişim olmadan başarılı politika yapmak mümkün değildir. İktidar olmak veya etkili bir muhalefet için politik iletişimin varlığı ve uygulanabilirliği kaçınılmazdır. Çok farklı sosyal boyutları olan politika, süreklilik gerektiren bir kavramdır. Sadece seçim kampanyaları kapsamında düşünülen bir politik pazarlama anlayışı bu sürekliliğe tezat teşkil eder. Asıl olan politik pazarlama uygulamalarının sadece seçim dönemlerinde değil, siyasi partinin bütün faaliyetlerinde her zaman göz önünde bulundurulmasıdır” ifadelerini kullandı.

“Politik Pazarlama” kavramının batıda, özellikle Amerika'da bir hayli popüler bir kavram olduğuna dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Tan, “Yeter, söz milletindir! sloganı çağdaş anlamda Türkiye'nin ilk politik pazarlama örneği olarak kabul edilmektedir. Ancak darbeler, muhtıralar politik pazarlamanın Türkiye'de gelişimine engel olmuştur. Çünkü politik pazarlama demokratik toplumlarda daha çok uygulanan ve buna paralel olarak da olumlu kazanımlar sağlayan bir kavramdır. Ülkemizde konu ile ilgili olarak yapılan sınırlı sayıdaki araştırmalar seçmen pazarının oldukça duygusal bir yapıya sahip olduğunu ortaya çıkarmıştır. Son yıllardaki değişimle birlikte seçmen taleplerinde de büyük bir değişim yaşanmaktadır. Türk seçmeninin son yıllarda gösterişi sevmediği anlaşılmaktadır. Eğitim ve kültür seviyesi yükseldikçe bilinçli bir seçmen profili karşımıza çıkmaktadır. Bir diğer önemli gelişme ise ekonomik ve sosyal sorunların had safhaya ulaştığı bizim gibi ülkelerde artık ideoloji ile ülke yönetimine talip olmanın yeterli olmadığı, bunun yerine artık ekonominin ilk sıraya yerleştiğinin anlaşılmasıdır”