Teknolojinin gelişmesiyle beraber aslında popüler kültür denilen olgu bambaşka bir noktaya taşındı. Popüler eserlerin ardından saklanan gizemi Sherlock Holmes edasıyla çözmeye geliyoruz. Bu yazı bittiğinde koskocaman bir ‘Vay be’ diyeceğinize eminiz. Hazırsanız başlıyoruz...
MFÖ Grubu’nun “Peki Peki Anladık” şarkısı “Hastasıyız dede” sloganıyla gönlümüzü fetheden bir isme yazılmıştır. Mazhar Alanson ve Ayhan Sicimoğlu uzun süredir yakın arkadaştır. Hatta bir dönem İpucu Beşlisi ismini verdikleri bir müzik grupları dahi vardı. Bu bilgiyi öğrendiğinizde “Peki Peki Anladık” şarkısını bir kez daha dinlemenizi rica ediyoruz. Şarkının sözlerinde Ayhan Sicimoğlu’nun 10 parmağında olan 10 marifeti de göreceksiniz.
"Peki peki anladık
Her şeyden sen anlarsın
Peki peki anladık
Her şeyi sen bilirsin
En güzel grubu sen kurdun
En güzel ritmi sen buldun
En iyi dalgıç sensin
En güzel filmi sen çektin"
Barış Manço’nun “Alla Beni Pulla Beni” şarkısındaki o tiz kadın vokal, ünlü sanatçının kuzenş Deniz Tüney Aliefendioğlu’dur. Deniz Hanım aslında bir piyanist olarak hayatına devam ediyordu. Bir gün kuzeni Barış Manço’nun ısrarı üzerin stüdyoya girdi ve bu şarkıda ünlü sanatçıya eşlik etti. Deniz Hanım müzik öğretmeni olmasına rağmen bir daha stüdyoya girmedi.
Acıların kadını olarak bilinen Bergen çoğu kişi tarafından alaylı bir sanatçı olarak bilinse de aslında konservatuar eğitimli bir viyonsel sanatçısıdır. İlkokulu bitirir bitirmez öğretmenlerinin yönlendirmesi ile Ankara Devlet Konservatuvarı’nın sınavına giren Bergen, piyano bölümü birincilikle kazandı. İki yıl boyunca viyolonsel ve piyano öğrencisi olarak okudu. Maddi imkansızlıklar nedeniyle okulu bırakmak zorunda kalan Bergen’in sahne yaşamı da bu noktada başladı.
Müslüm Gürses geçirdiği bir trafik kazasında öldü zannedilerek morga konuldu ve yaşadığı tesadüf eseri ortaya çıktı. 1978 yılında Tarsus’tan Adana’ya dönerken ciddi bir kaza geçiren Müslüm Gürses, direksiyon başındaki şoförle öldüğü zannedilerek morga kaldırıldı. Müslüm Gürses’in bacaklarının hareket ettiğini bir hasta bakıcının fark etmesi üzerine hayata geri döndü. Bu kazadan sonra Müslüm Gürses kör olma ihtimali ile karşı karşıya kaldı ve koku alma yetisini bir süreliğine kaybetti.
Megastar Tarkan’ın yeni popüler olmaya başladığı yıllarda “Kıl Oldum Abi” şarkısı büyük ses getirmişti. Bu şarkının bir diğer özelliği ise klibinde oynayan top sakallı dansçının Yılmaz Erdoğan’ın abisi ve Gülben Ergen’in eski eşi Mustafa Erdoğan olmasıdır.
Başrollerini Türkan Şorya ve İzzet Günay’ın paylaştığı Vesikalı Yarim filmi 1968 yılında çekildi. Filmin hapishane sahneleri ise İnönü Stadyumu’nun koridorlarında çekildi.
Türkiye'nin ilk transseksüel şarkıcısı Bülent Ersoy değil, Aylin Berkay namıdiğer Serbülent Sultan'dır. 1952 doğumlu Aylin Berkay, cinsiyet geçiş ameliyatını 1972 yılında gerçekleştirdi. Sahne hayatına önce dansöz olarak başladı ama daha sonra şarkıcılığa geçiş yaptı. Hatta bir dönem plakları Türkiye'nin çok satanlar listesine girdi. Bülent Ersoy'un çıkışıyla birlikte Aylin Berkay isminin yerine Serbülent Sultan ismini kullanmayı tercih etti. Pembe kimliği olmasına rağmen 12 Eylül döneminde yaşadığı zorluklar sebebiyle yurt dışına gitmek zorunda kaldı ve hala yaşamına orada devam ediyor.
Orhan Veli'nin hayatını kaybetmesine sebep olan belediye çukuru, Ankara - Hacı Bayram civarındadır. Ankara'yı bilenler Ulus'a, Ulus'u bilenler ise Hacı Bayram'a oldukça hakimdir. Anafartalar Caddesi üzerinde bulunan Üç Nal Lokantası, Orhan Veli'nin liseden arkadaşı olan Şinasi Baray'ın açtığı ve edebiyat dünyasının müdavimi olduğu bir meyhaneydi. Yine her zamanki Üç Nal ziyaretini yapan Orhan Veli, buradan dönerken bir belediye çukuruna düştü ve başından yaralandı. Fakat bu konunun çok üstüne düşmeden İstanbul'a gitti. Arkadaşı ile öğlen yemeği yerken fenalaştı ve hastaneye kaldırıldı. Hastanede "Alkol zehirlenmesi" teşhisi konuldu önce ama sonradan beyin kanaması geçirdiği anlaşıldı.
Kemal Sunal'ın "Şiki Şiki Baba"lı, ağzına kadar dolmuş minibüslü filmi "Atla Gel Şaban"da Şaban diye birisi yok; Kemal Sunal'ın adı Niyazi’dir. Filmin ismi ve karakterin adı aslında kimsenin gözüne batmayan durumlardan biridir. Kemal Sunal’ın dediğine göre bu farklılığın temel nedeni yapımcının dikkatsizliğiymiş.
