ANKARA (İHA) - İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, insan hak ve özgürlükler alanında önemli bir dönemeçte bulunulduğuna dikkat çekerek, valilerden toplantı ve gösteri yürüyüşleri sırasında amacını aşan şekilde aşırı güç kullanılmamasını istedi.
İçişleri Bakanı Aksu, görev yeri değişen ve yeni atanan valilere Ankara Polis Moral Eğitim Merkezi'nde bir konuşma yaparak bazı uyarılarda bulundu. Bakan Aksu, valilerin, en kutsal sembol olan, "Türk bayrağı"nı araçlarında bulundurma şerefine sahip görevliler olduğuna dikkat çekerek, bu büyük onurun aynı zamanda, önemli mesuliyetlerin de yüklenilmesi anlamına geldiğini söyledi.
"Kanaatimce, valilerimize yüklenen en önemli misyon, Türk bayrağının manevi ağırlığını iyi taşımak olmalıdır. Bu noktadan hareketle, devlet-millet birlikteliğinin sağlanması, halkın dert ve ihtiyaçlarının karşılanması, toplumsal değer yargılarıyla barışık olunması gerektiğini ifade etmeliyim" diyen Aksu, halkla ve onun değer yargılarıyla bütünleşmenin ne haftanın bir-iki gününü "halk günü" yapmak ve ne de sınırı belirsiz bir şekilde "popülizm" hastalığına yakalanmak anlamına gelmemesi gerektiğini vurguladı.
İnsan hak ve özgürlükleri alanında, önemli bir dönemeçte olunduğuna dikkat çeken Aksu, "Bürokrasimizi, il düzeyinde sevk ve idare eden sizlere bu anlamda büyük sorumluluklar düşmektedir. Bu noktada valilerimizin şahsi ilgileri son derece önemlidir. Sizler, insan hak ve özgürlükleri alanında değişime öncü olduğunuz takdirde; uyum süresinin daralacağından hiç kuşku duymuyorum. Bunun aksini düşünmek bile istemiyorum" dedi.
Aksu, şöyle sözlerini sürdürdü: "Hükümet olarak biz "işkenceye ve kötü muameleye sıfır tolerans" diye yola çıkıyoruz. Bu durumda il valisinin hiçbir biçimde kötü muameleyi görmezden gelmesi mümkün olamaz. En ağır biçimde takdir etmesini bekleriz. Mesela, basın açıklamaları ve toplantı ve gösteri yürüyüşleri sırasında, yasaların çizdiği sınırı, yani amacını aşan bir şekilde, aşırı güç kullanılmamasını istiyoruz. O halde valiler, bu konuda da gerekli tedbirleri mutlaka almak zorundadırlar. Ezcümle, biz sizden özgürlük alanlarını genişletmenizi, olumsuz imaja oluşturacak uygulamalardan kaçınmanızı bekliyoruz.Çünkü, Türk demokrasisini evrensel kurallara uygun olarak geliştirmek konusunda, tarihi bir sorumlulukla karşı karşıyayız".
Herşeyi devletten beklememesini isteyen Aksu, Yunus Emre'nin 'Çeşmelerden bardağın doldurmadan kor isen, Bin yıl daha beklesen, kendi dolası değil' mısralarını okuyarak herkesin üretime katılmasını teşvik edilmesi gerektiğini söyledi.
Valilerden sefalet manzaralarına son vermelerini isteyen Aksu, "Artık, aç ve açıkta hiç kimsenin kalmaması gerekmektedir. Geçmiş yıllarda hep birlikte ibretle izlediğimiz gibi, soğuktan donarak ölen, çöplerden yiyecek toplayan insan manzaralarının ülkemizde yaşanmasını istemiyoruz. Biliyorsunuz, evsiz ve sokakta yaşayan insanlarla, sokakta çalışan çocukların oranı önemli bir yaşam kalitesi göstergesidir. Avrupa birliğine girme sürecini yaşayan Türkiye'mize yakışmayan bu gibi görüntüler, sizlerin dikkatle ürettiğiniz projelerle aşılabilir" diye konuştu.
Madde bağımlısı gençlere yönelik çalışmaları ihmal edilmesini isteyen Aksu, engelli vatandaşların kamu hizmetlerinden noksansız yararlanabilmeleri için tedbirler alınmasını istedi.
Yerel yönetim reformu çalışmaları hakkında da bilgi veren Aksu, "Biliyorsunuz, hükümetimizin bir önceliği de kamu yönetimi ve bu bağlamda yerel yönetimler reformu yaklaşık 1.5 yıllık bir maraton sonunda tasarılar yüce Meclis'ten geçti. Sayın Cumhurbaşkanımız Büyükşehir Belediye Kanunu onayladı. Diğer yasalar bir kez daha görüşülecek. Konuyla ilgili olarak arkadaşlarımız çalışmalarını devam ettiriyorlar. Yönetim anlayışı açısından yeni bir dönem başlayacağını söylemek durumundayım. Halka en yakın noktadan hizmetlerin sunulması prensibi uyarınca, il özel idareleri ve belediyeler hizmetlerde öncü hale geliyor. Bunun anlamı, konusuna, iline ve sorunlarına hazırlıklı iller, mevcut ve ilave kaynaklarla hızla kendi tespit ettikleri altyapı eksiklikleri giderebilecekler. Yani, valilerimiz için yeni bir performans yarışı başlayacak. Hangi il daha hazırlıklı ise sorunlarını anlamlı bir öncelik sırasına koymuşsa, planlamalarını tamamlamışsa, kaynakları harekete geçirmişse, yarışa o önde girecek. Bu nedenle, henüz önünüzde zaman varken, bu konuya ilişkin planlamalarınızı da gözden geçirmenizi salık veririm" şeklinde konuştu.
Yasadışı uyuşturucu ve silah ticareti ile yasadışı göç ve insan ticareti ile terörizm konularında, valilerden ülkenin özel durumuna uygun bir dikkat göstermelerini isteyen Aksu şöyle konuştu:
"Uyuşturucu konusunda hassasiyetinin bir başka önemi de, geleneksel uyuşturucu üreten ülkelerin ülkemizin hemen yakın doğusunda yer almasından kaynaklanmaktadır. Batı pazarına ulaşmak için, en yakın güzergah üzerinde bulunan ülkemizi kullanmak isteyen organize suç örgütleriyle, güvenlik birimlerimiz oldukça etkili bir mücadele vermektedir. Bu konuda elde edilen başarı uluslararası örgütlerce de teslim edilmiştir. Ancak, batı da yüksek fiyatlarla uyuşturucu almaya hazır bir pazar bulunduğu sürece, bu amansız mücadelenin devam etmesi gerekmektedir".
Yasadışı göç konusu ile insan ticareti hususunda valilere iki önemli görev düştüğünü söyleyen Aksu, "Yasadışı trafiğe konu edilen kişilerin insanca tutulabileceği yerlerin hazırlanması ve sivil toplum örgütlerinin mali katkı ve ilgisinin bu yöne kaydırılması birinci önemli göreviniz olmalıdır" dedi.
Bu konudaki ikinci hassasiyetiniz ise alacağınız etkili tedbirlerle, bu tarz iç güvenliğimize ciddi derecede tehdit oluşturan olayları engellemek olmalıdır.
Aksu sözlerini şöyle sürdürdü: "İdareciliğin okulu yoktur denilir. Belirli ölçüde bu söze değer vermek gerektiğine inanıyorum. İdarecilik mesleğinde yaşayarak öğrendiğimiz bir gerçek var ki, vali ilişkilerine özen gösterecek! Bu söz pekçok sıkıntının başlamadan çözülmesi için bir anahtar gibi. İlişkilerinde seviyeyi tutturabilen idareci başarılı olur. Eski bir idareci hali hazırda bir siyaset adamı olarak söylüyorum ki, "açıklık" ve "dürüstlük" ilişkilerde seviyenin korunması açısından son derece önemli. Özellikle, siyaset yapan gruplarla, sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle ve basınla ilişkiler; hükümet düzeyinde önemsenen ilişkilerdir. Bunu bütün meslek mensuplarının çok iyi bildiğinden eminim. Ancak, bu sözlerimi bir hatırlatma olarak algılamak gerektiğini düşünüyorum".
Aksu, Bilgi Edinme Kanunu'nun yönetimde saydamlık açısından devrim mahiyetinde bir yasa olduğuna dikkat çekerek, "Artık, olur olmaz her konuda, kamu görevlilerinin "devlet sırrı" kavramının arkasına sığınma imkanı yoktur. Dolayısıyla, icraatlarınızda hukuk devletinin temel ilkelerini göz ardı etmeyiniz. Ama, mevzuatın arkasına da saklanmayınız. İcra etmek, başarılı olmak kamu yararına risk almayı gerektirir. Risk almaktan kaçınmayınız" dedi.
Bakan Aksu, kamunun bilgi edinme hakkına saygı göstermenin ve kamuoyunu zamanında ve doğru bilgilendirmenin önemine dikkat çekerek, "Kamu görevi yapan basın mensuplarına bilgi vermek şüphesiz onların görev yapmasını kolaylaştıracaktır. Çünkü onların yaptığı kamu görevi, doğru bilgileri kamuya mal etmeyi gerektirmektedir" diye konuştu.