HABER

Pratisyen hekimler de tam güne karşı

Pratisyen Hekimlik Derneği Başkanı Dr. Erdoğan Mazmanoğlu, tam gün yasasının getireceği çalışma şeklinin tamamen sözleşmeli ve iş güvencesinden yoksun olduğunu söyledi.

Mazmanoğlu, "Bu yasadan şu anda aldıkları maaşla ancak geçinebilen pratisyen hekimler daha çok etkilenecek. Yasayla ucuz iş gücü haline getirilecekler" dedi.

-PRATİSYEN HEKİMLER BİN 200 YTL İLE GEÇİNMEYE ÇALIŞIYORLAR-

Yasayla ilgili ANKA'ya değerlendirmelerde bulunan Dr. Mazmanoğlu, pratisyen hekimlerin ayda ortalama bin 200 YTL maaş aldıklarını ifade ederek "İş yeri hekimliği de yapamayacak olan pratisyen hekimler bin 200 YTL'ye geçinmek zorunda bırakılıyorlar. Öte yandan işçiler açısından, iş yeri ve iş sağlığı açısından büyük öneme sahip olan iş yeri hekimliğinin de yapılamayacak olması işçilerin sağlığını da tehlike altında bırakacak. Yani hem işçi sağlığı koruma altında olmayacak hem de pratisyen hekimler ek gelirden yoksun bırakılacak" diye konuştu.

-YASA PRATİSYEN HEKİMLERE DARBE VURACAK-

Türk Tabipleri Birliği Pratisyen Hekim Kolu Yürütme Kurulu Üyesi Dr. Utku Ersözlü ise, yasanın hekimlere darbe vuracağını ileri sürdü. Dr. Ersözlü, sağlık ocaklarında, acil servislerde, yoğun bakım ünitelerinde ve 112 Acil Yardım birimlerinde, çok sayıda ek iş yapan hekimin yer aldığını belirtti. Ersözlü, "Bu hekimlerin ağırlıklı olarak yaptığı ek iş "İş yeri Hekimliği"dir. Bunların yanı sıra muayenehane ya da poliklinik hekimliği ve özel hastane ya da tıp merkezlerinde acil servis ve yoğun bakım nöbetçi hekimliği de yapmaktadırlar. Bu uygulama ile pratisyen hekimler açlık sınırında yaşamaya mahkum edileceklerdir" dedi. Uygulamanın başlaması ile "kandırılmış hekim" grubu ortaya çıkacağını savunan Dr. Ersözlü, "Bu grup aile hekimliği pilot illerinde ek iş yapabileceği sözlerine kanarak Toplum Sağlığı Merkezi'nde kalmış hekimlerdir. TSM hekimleri içerisinde işyeri hekimliği yapan hekim sayısı da azımsanmayacak kadardır" diye konuştu.

-PRATİSYEN HEKİMLER EK İŞ YAPMAZSA AÇLIK SINIRINDA YAŞAYACAKTIR-

Ek iş yapmazsa pratisyen hekimlerin açlık sınırında yaşayacaklarını ifade eden Dr. Ersözlü, özel sektöre kaçışın ise kaçınılmaz olacağını ileri sürdü. Dr. Ersözlü, özel sağlık kuruluşlarının çok olduğu illerde bu kaçışın daha fazla olacağını savunarak "Mecburi hizmetini tamamlayıp büyük illere tayin yaptıramayan pratisyen hekimler de istifa kervanına katılacaklardır. Sonuçta büyük kentlerde belki hekim emeği ucuzlayacak ancak kamunun hekim ihtiyacı da artacaktır" dedi. Yasanın toplum sağlığını ilgilendiren boyutunun da göz ardı edilmemesi gerekliliğine işaret eden Dr. Ersözlü, şunları söyledi:

"Bu yasa çıktıktan sonra asli görevi koruyucu hekimlik olan sağlık ocakları hekim sıkıntısı çekecektir. Ayrıca bir kısım işyerleri hekimsiz kalacak ya da işyeri hekimliğini sadece poliklinik hizmeti olarak gören zihniyetin uygulaması sonucu kamu hastanelerinden hizmet satın alacaktır. Bu şekilde sadece poliklinik hizmeti düzeyinde verilen işyeri hekimliği hizmeti neticesinde zaman içerisinde iş kazaları ve meslek hastalıklarında da artış görülecektir."

-İŞ KAZALARI ARTABİLİR- TTB İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Kolu Başkanı Dr. Bülent Aslanhan, sunulan hizmetin gerek koruyucu işyeri hekimliği boyutunun gerekse de tedavi edici hizmetler boyutunun yıllardır SSK adına görülen hizmetler olduğunu ve kamusal olduğunu ifade etti. Dr. Aslanhan yasa tasarısında işyeri hekimliğinin hizmetlerini bir ‘özel' çalışma olarak değerlendirmenin ve kamuda çalışan hekimlerin işyeri hekimliği hizmetlerini sunmasının olanaklarını ortadan kaldırmaya çalışmanın bu alanda ciddi bir boşluk doğuracağını da sözlerine ekledi. Öte yandan Dr. Bülent Aslanhan, zaten yetersiz olan hizmet ağının zayıflamasının iş kazaları ve meslek hastalıkları konusundaki durumu daha da olumsuz hale getireceğini savundu. "İşyeri hekimliği hizmetleri toplum sağlığı merkezleri tarafından yürütülür" türünden bir düzenlemenin "işyeri hekimliği hizmetleri yürütülmese de olur" türünden bir düzenlemeden çok farkı olmadığını belirten Aslanhan, "İşyerlerindeki riskleri ve çalışan özelliklerini dışardan hissedip hizmet planlamaya çalışmak ister şirketler aracılığıyla ister toplum sağlığı merkezleri aracılığıyla olsun ihtiyacı karşılamayacaktır. Sorun sadece hekimlere istihdam yaratacak bir tartışmanın çok ötesindedir" dedi. Dr. Aslanhan şöyle konuştu:

"Eğer tam gün yasası zaten yetersiz olan işyeri hekimliğini hizmetlerini engelleyecek bir özelliğe sahip olacaksa, ölümlü iş kazaları, meslek hastalıkları açısından ortaya çıkacak tabloya buna neden olanların vicdanı rahatsız olmayacaksa, konuşmak, yorum yapmak, değerlendirmek anlamsızlaşacaktır. Sorun teknik değil vicdanidir. Vicdanların yitirildiği bir ortamda değerlendirme yapmak da anlamsızdır. Özetle iş yeri hekimliği hizmeti bir kamusal hizmettir. Bunu aksatacak her türlü girişim iş kazaları ve meslek hastalıklarına kapıyı aralamaktadır."

En Çok Aranan Haberler