DUYGU YENER - Sağlık sorunları nedeniyle erken doğum yaparak 27 haftalıkken 940 gram ağırlığında bir kız bebek dünyaya getiren Sinem Tekin, yoğun bakım ünitesinde yaşam savaşı veren bebeğini bir saat görebilmek için her gün 160 kilometre yol katediyor.
Ankara'nın Polatlı ilçesinde yaşayan 29 yaşındaki sağlık personeli Sinem Tekdoğan Tekin, hamileliği sırasında ortaya çıkan hipertansiyon nedeniyle Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesinde erken doğum yaptı.
Tekin'in, Ecem Aymina adını verdiği bebeği, yenidoğan yoğun bakım ünitesinde 16 gündür tedavi görüyor.
Sinem Tekin, hamileliğinin 27'nci haftasına kadar her şeyin yolunda gittiğini ancak aniden ortaya çıkan hipertansiyon nedeniyle bebeğini doğurmak zorunda kaldığını ifade ederek, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Tansiyon bebeğin kalp atışlarını yavaşlattığı için 27'nci haftada sezaryenle doğum yaptım. 3-4 kilogram ağırlığında bebek hayali kurarken 940 gram bebekle karşılaşmak ilk zamanlarda çok küçük geldi. Şimdi alıştım, gözüme normal bebekler gibi büyük gelmeye başladı. 16 gündür yoğun bakımda. Çok sancılı bir süreç. Aklınızdaki tek soru 'Yaşayacak mı?' Ailelerimizin desteğiyle ayakta durmaya çalışıyoruz."
Polatlı ilçesinde yaşadığını, bu yüzden bebeğini görmek için her gün kilometrelerce yol gelip gittiğini ifade eden Tekin, "Onunla buluştuktan sonra saatler, dakikalar çok hızlı geçiyor. Anne olduğumun farkına varıyorum. Kucağıma alıp onun sıcaklığını hissettiğimde her şey bir anda değişiyor. Kokusu ve sıcaklığıyla birbirimizi daha yakından tanımayı öğreniyoruz." diye konuştu.
- "Küçük elleriyle yaşama tutunmaya çalışıyorlar"
Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Uzmanı Prof. Dr. Cüneyt Tayman, 37 hafta, 2 bin 500 gramın altında dünyaya gelen bebeklerin 'prematüre' olarak adlandırıldığını ve her yıl dünyada 15 milyon bebeğin gözlerini dünyaya erken açtığını söyledi.
Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) verilerine göre 5 yaşın altındaki bebek ölümlerinin sebeplerinden birinin prematüre doğumlara bağlı ortaya çıkan komplikasyonlar olduğuna işaret eden Tayman, bu bebeklerin görme, işitme, konuşma, akciğer, kalp, mide ve bağırsak sorunlarıyla karşı karşıya kaldıklarını aktardı.
Prof. Dr. Tayman, normal gebelik süresinde doğmayan bebeklerin akciğer, kronik hastalıklar, astım ve bronşit gibi rahatsızlıklarla karşı karşıya kalabildiklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Bu bebeklerin tedavi süreçleri çok uzun. Hem aileler hem de bebekler için uzun bir süreç. Taburcu olanları biz 'kahraman' olarak nitelendiriyoruz. Aileleri de 'kahraman' aileler olarak nitelendirebiliriz. Her gün buraya gidip geliyorlar. Çocuklarının başında duruyorlar. Çocuklar çok ciddi yoğun tedavilere maruz kalıyorlar. Küçük elleriyle yaşama tutunmaya çalışıyorlar. Ailelere de elimizden gelen desteği yapmaya çalışıyoruz. Zor bir süreç. Aylarca hastaneye gelmek zorunda kalıyorlar. Psikolojik ve manevi destek aileler çok önemli."