KONYA (İHA) - Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Ömer İzgi, Türkiye'nin Avrupa Birliği'nin vazgeçemeyeceği seçeneği, AB'nin ise Türkiye'nin seçeneklerinden biri olduğunu söyledi.
İzgi, Konya'nın Doğanhisar İlçesi'ne bağlı Başköy Beldesi'nde habercilerin sorularını cevapladı. AB Komisyonu Başkanı Romano Prodi'nin açıklamasıyla ilgili olarak, "Prodi, şahsi düşüncesini ortaya koymuştur. Bu, bugünden konuşulacak bir konu değil. Bu konuda daha büyük gelişmeler kaydedilebilir. Önümüzde daha bir aylık bir süre var. Şimdiden bu konuda bir şey söylemek yanlış olur" dedi.
TBMM Başkanı İzgi, müzakere tarihi verilmezse Türkiye'nin tutumu ne olur sorusuna ise, "Böyle bir şey olursa Türkiye Avrupa Birliği konusunda bir takım şeyleri yeniden ele almalıdır. Sanıyorum o konuda hükümet bir kararlılık içerisindedir. Tarih verilmediği takdirde başta Gümrük Birliği olmak üzere bazı konular yeniden gözden geçirilebilir" diye konuştu.
"TÜRKİYE ARANAN ÜLKE OLACAKTIR" Türkiye'nin kendi bölgesindeki oluşumu ile ilgili soru üzerine İzgi, şunları söyledi:
"Türkiye, bölgesinde lider bir ülkedir. Özellikle Avrupa Birliği dışında kaldığı zaman daha çok aranan ve kendisiyle işbirliği kurulmak istenen bir devlet haline gelecektir. Her zaman söylüyorum: Türkiye'nin seçenekerinden biri Avrupa Birliği'dir. AB'nin ise vazgeçemeyeceği seçeneği Türkiye'dir. Bugün Avrupa piyasasını bu anlamda kabul etmiş, ancak uygulama bakımından farkılılık üzerinde duruyor. Sanırım Avrupa Birliği Türkiye'yi kendi içine almaktan ziyade özel bir statü ile kendisi ile işbiliği halinde bir devlet olarak tutma düşüncesinde. Türkiye böyle bir işbirliği önerisini kabul etmeyecek. Bu itibarla Türkiye, Avrupa Birliği'ne alınmadığı takdirde kendi bölgesinde bir oluşum kurar ve bu oluşumun en güçlü üyesi olarak yerini alır. Bu oluşumla da hem Ortadoğu'da, hem Kafkasya'da etkin rol üstlenen bir devlet haline gelir. Avrupa Birliği bu konuyu iyi hesap etmeli. Amerika, bunu hesap edebiliyor ve Avrupa Birliği'ne, 'Türkiye'yi üye olarak alınız' diyor. Türkiye kendi bölgesinde yeni bir oluşum oluşturabilecek hem güce hem potansiyele sahip. Umarım Avrupa Birliği bunları ve Türkiye'nin özel statü ile yaşayacak bir ülke olmadığını görür."
"KANUNLARA DİRENME OLMAZ"
İzgi, AK Parti hakkındaki kapatma davası ile ilgili olarak da "Mevcut yasalar çerçevesinde sayın Erdoğan'ın hiçbir siyasi partiye üye olabilmesi mümkün değil. Siyasal partilere üye olmayan bir kişinin o partinin genel başkanı olabilmesi mümkün değil. 'Biz yasama organıyız. Bu konuyu takip eden biz değiliz. Bunu yargı organları takip eder' dedik. Bunun ardından sayın Kanadoğlu'nun Erdoğan'ın genel başkanlıktan ayrılmadığı için AK Parti hakkında kapatma davası açtığı söylendi. Bu bizim ve her hukukçunun düşüncesiydi. Kanunlara karşı direnme iyi bir yol değil. Kanuna karşı direnme, devlete karşı direnme olur. Bu hiç iyi olmaz. Bunu AK Parti'nin kendi içinde çözeceğine inanıyorum" diye konuştu.
İzgi, Kıbrıs Rum Kesimi'nin Avrupa Birliği'ne alınması ile ilgili olarak ise, "Biz böyle bir Avrupa Birliği üyeliği kabulünü de razı olmayız. Kıbrıs'ta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti diye bir devlet daha var. Güney kısmı alarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni almamakla yeni bir ayrımcılık örneğini ortaya koyuyorlar. Türkiye'nin AB'ye giriş sürecinde Yunanistan'ın yanında ret oyu verecek 2. bir devleti daha almak istiyorlar. Bunlara hükümet olarak tabii ki karşıyız. Rum kesiminin Avrupa Birliği'ne alınması halinde Türkiye'yi kendi bölgesinde yeni oluşum peşine koşturur. Türkiye'nin oluşum oluşturmasını istemiyorum. Ama bunu gerçekleştirirse, bu Avrupa Birliği için olumsuz bir oluşum olur" dedi.