Milletvekili Prof. Dr. İdris Bal, kurtuluş savaşından sonra ülkenin içine düştüğü statükoculuk ve suya sabuna dokunmama politikasından dolayı Türkiye'nin çok şey kaybettiğini söyledi.
Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) 20. yıl etkinlikleri kapsamında İİBF Amfi II’de 'Türk Dış Politikası ve Türkiye’nin Yeni Vizyonu' konulu konferans düzenledi. Milletvekili Prof. Dr. İdris Bal, konferansta Türk dış politikası ve Türkiye’nin yeni vizyonunu anlattı. Yapısal faktörlerin ülkelerin dış siyasetini belirlediğini kaydeden Bal, “Hareket ede ede, belirli davranışları koya koya teamül haline gelmiş prensip haline gelmiş durumlar vardır. İşte bu çerçevede Türk dış siyasetine baktığımız zaman bir denge politikası vardır. Bu durum sadece Türkiye için değil tüm ülkeler için geçerlidir.” şeklinde konuştu.
Türk siyasetinde statükoculuk siyasetinden de söz eden Prof. Dr. İdris Bal, şunları söyledi: “Statükoculuk, olanı muhafaza etmek, olan neyse olanı muhafaza etme anlamına gelir. Hemen ikinci bir soru, olanı kim muhafaza etmek ister? Hali hazırdaki durumundan, şimdiki durumdan en fazla nemalanan, kar eden, kıymetli, ayrıcalıklı pozisyonu olanlar durumu muhafaza etmek ister. Ama bir realite var ki biz statükocu bir politika takip ettik, bizim dış siyasetimizin prensiplerinden bir tanesiydi. Diyeceksiniz ki bu mantıklı mıydı? Osmanlı I.Dünya Savaşı'na giren bir ülke. Onun toprak büyüklüğünü düşünün. Milyon kilometre karelerle hesap edilen bir toprak büyüklüğünden öyle bir noktaya geliyorsunuz ki bağımsızlığınızı korumak için bir kurtuluş savaşı yapmak mecburiyetinde kalıyorsunuz ve duraklıyorsunuz. Allah bir daha ülkemizi kurtuluş savaşı yapmak mecburiyetinde bırakmasın. Zira Mehmet Akif’e diyorlar ki İstiklal Marşı’nı değiştirelim mi? O da diyor ki, 'Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın.' Zira o çocuk oyuncağı değildir. İstiklal Marşı yazmak için, değiştirmek için bir daha istiklal mücadelesi vermemiz gerekiyor. Bizim dış siyasetimizi anlarken statükoculuğu bir kenara asla atamayız. Dolayısıyla bu kurtuluş mücadelesi sonrası benim hiç kimsenin toprağında da gözüm yok, müdahil de olmam. Zar zor bağımsızlığınızı korumuşsunuz, ama uzun vadede bu statükoculuk politikası en yalın anlamıyla suya sabuna dokunmama olarak ortaya çıkmış, zira siz deseniz ki ben karışmıyorum Irak’a, ben karışmıyorum Filistin’e, ben karışmıyorum Bosna’ya ya da ben karışmıyorum Kafkaslar'da ne olup bittiğine. Karabağ’a karışmıyorum diyebilirim, ama karışmıyorum dediğiniz hadiseler gelip sizin yakanızdan tutarsa onun bedelini ödemek zorunda kalırsınız.”
Abdulhamit’in hatıralarından “Biz çadırımızı aç sırtlanların yolu üzerine kurmuşuz” sözüne atıf yapan İdris Bal sözlerine şöyle devam etti: “Biz öyle netameli, sorunlu bir yerdeyiz ki zayıf olma gibi bir lüksümüz yok. Zayıf olduğumuz zaman gelen vurur giden vurur. Hatta Türkiye için derler ya özellikle biz gücümüzü kaybettikten sonra Türkiye için bazı Batılılar şöyle diyor: Türkiye öyle bir ülkedir ki sarardıkça sulanan uzadıkça budanan bir ülke. Tamamen kullanacaksınız ama kontrolden çıkmaya başladığı zaman budayacaksınız. Baktınız hafif aşağıya düşüyor sulayacaksınız. Türkiye’nin bu fonksiyonundan dolayı Türkiye’nin ben oraya da karışmam, Balkanlara da karışmam demesi bana sorarsanız, doğru olmamıştır. Bu statükoculuk politikası, suya sabuna dokunmama haline gelmek bize bedeller ödetmiştir.”
“BİZ DARBELERLE UĞRAŞIRKEN YUNANİSTAN AB’YE GİRDİ”
Prof.Dr. İdris Bal, Fatin Rüştü Zorlu’nun 'Yunanlılar bir havuza atlasa hemen peşlerinden biz de atlarız, velev ki o havuz boş olsa dahi' sözünü hatırlatarak, bu veciz sözün 'Yunanistan bir ülkeye yakınlaşıyorsa peşinden biz de yakınlaşalım. Bir örgüte giriyor mu, biz de girelim. Niye? O ülkenin, o örgütün desteğini alır arkasına, geçmişte yaptığı gibi bize kök söktürür.' şeklinde anlaşılması gerektiğini belirtti. Bal, bu nedenle Yunanistan’ın Avrupa Ekonomik Topluluğu(AET)'na başvurumasından hemen 15 gün sonra Türkiye’nin de başvurduğunu aktardı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz