HABER

Prof. Dr. Emin Gürses savunmasına başladı

İSTANBUL (İHA) - Ergenekon davasının devam eden duruşmasında savunmasına başlayan tutuklu sanıklardan Prof. Dr. Emin Gürses, 40 yıllık çocukluk arkadaşları ile

yaptığı cinsel içerikli konuşmalarında iddianameye konulduğunu belirterek, "Bunu hazırlayanlar Müslüman olamazlar" dedi.

Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda Doç. Dr. Habip Ümit Sayın'ın avukatlarının savunmasının tamamlanmasının ardından tutuklu sanıklardan Prof. Dr. Emin Gürses'in savunmasına geçildi. Gürses savunmasında, "Ben mahkemelere genellikle bilirkişi olarak girerdim. Böyle bir durumda ilk kez giriyorum. Emin Gürses'in evine hiçbir savcı, tüfekli, çelik yelekli, kasklı 20 tane polis gönderemez. Benim emniyette ve savcılıkta küfür ettiğim söyleniyor. Ben küfür etmem, sadece söverim. Benim bu tutuklananlar listesine nasıl konulduğumu ve daha sonra listeden nasıl çıkarıldığımı ve bir süre sonrada 'çok konuşuyor' denilip beni listeye ekleyenleri biliyorum. Süleyman Demirel, Fehmi Koru, Nazlı Ilıcak 'bu operasyon dış destekli, ABD destekli' diyorlar. Biz bunu diyemez miyiz? İstanbul Valiliği bana Mossat tarafından takip edildiğimi söyleyip, koruma verdi. Ben sadece 15 yıl yüksek tahsil yaptım. 21 yıl etnik terör üzerine çalıştım. Emekli bir tümgeneral bana okumam için bir yazı göndermiş ve buna iddianamede yer verilmiş. Tümgeneral bana yazı gönderemez mi, tümgeneral gavur mu? İddianamede bir yakınımın cenazesine Veli Küçük ve Sevgi Erenerol'un da katıldığı söyleniyor. Bir başka yakınımın cenazesine ise çok sayıda zengin kişi ve siyasilerde katıldı. Ama bu iddianamede yer almıyor" dedi.
Prof. Dr. Emin Gürses savunmasının devamında, "Sabah namazında sordum Allahıma, 'iftira nedir' diye. Bana 'emin kolum, iftira şeytanın diğer adıdır' dedi. iftiraya karşı savunma yapmak çok zor. Ben ihtilalciyim. Allah'a şükür ihtilalciyim. Atatürk'te ihtilalciydi" şeklinde konuştuktan sonra sanıkları göstererek, "Burada da bazı ihtilalciler vardır" deyince, sanıklardan bir kısmının 'var, var" dediği görüldü.

Daha sonra savunmasına devam eden Emin Gürses, "Burada Müslüman çok. Beni bir sürü Müslüman arar. Gece 02.00'da da arar. Bir gün 12-13 yaşlarında bir çocuk 'hocam yanındayız' dedi. Çok şaşırdım çünkü ilk defa birisi bana 'yanındayız' dedi. Genelde 'arkandayız' derlerdi. İddianamede birçok kez terör tanımı yapılmış. Bu tanımları yapanlar benim öğrencim olsaydı dersten atardım. Çünkü ben terör dersi veriyorum. Bunlar hep yanlış yapılmış. İddianamede halkı silahlı isyana tahrik ettiğim söyleniyor. 10 aydır içerdeyim, bir ayaklanma ortada yok. Danıştay saldırısından sonra Muzaffer Tekin ile ilgili bir televizyonda Tekin'in bu tür işlerle ilgilisinin olmayacağını söylemiştim. Muzaffer Tekin tutuklandıktan sonra avukatlarıma 'Tekin'i kurtarın' demiştim. Çünkü Tekin'in suçlarla ilgisinin olmadığını biliyorum. Bu kısım iddianamede Tekin'i cezaevinden çıkartmaya çalıştığım şeklinde yer alıyor. Siz yarın Tekin'i serbest bıraktığınızda bunlar 'mahkemede Ergenekoncu mu?' derler. İhtilal suç ise ben ihtilalciyim. Elimden gelse ihtilal yaparım. Fazla şey bilmenin zararlarını 50 yaşında öğrendim. Allah bir derken de aslında 'Allah bir diyorlar' demek lazım. Bunu suç sayabilirler. Ben cezaevinde değilim, hapishanedeyim. Cezaevi suçlular içindir, hapishane için zorla alınanlar içindir. Beni buraya zorla getirdiniz. Aslında benim için iyi oldu. Üst kat ve alt kattaki komşuların çocukları gürültü yapıyorlar, çalışamıyordum. Allah'tan dua ediyordum, sakin bir yere düşeyim diye. Dualarım yerine geldi. Şimdi gürültü yok, çalışıyorum. Beni tam yerine koydular ama anahtarı vermeyi unuttular" dedi.

Tutuklanmasının rica üzerine gerçekleştiğini iddia eden Gürses, "Bu ricada ABD'den geldi. 'İsrail Gazze'yi alacak' diyordum. Şimdi İsrail Gazze'yi boşaltıyor. Ben bunu değince neden suç oluyor, şimdi insanlar bunun için yürüyor. Uzmanlık alanında yaptığım konuşmalar halkı isyana tahrik olarak değerlendirilmiş. Halkın haberinin olmadığı telefon görüşmelerimde isyana tahrik olarak değerlendirilmiş. 40 yıllık çocukluk arkadaşlarımla yaptığım cinsel içerikli konuşmalara da iddianamede yer verilmiş. Bunu hazırlayanlar gavurlar, Müslüman olamazlar. 'Emin Gürses'i halkın gözünden nasıl düşürürüz' deyip bu konuşmaları iddianameye koymuşlar. Ama 'ben Allah'tan korkarım, zina yaparım' cümlemi iddianameye koymamışlar. Bu operasyona TSK'yı kışkırtma operasyonudur. Ama TSK bu oyuna gelmiyor. Siz yıllardır hakimsiniz, ağır cezada görev yapıyorsunuz. Ağır Cezadaki hakimler bir adamın gözüne baktı mı ne bok olduğunu anlar. Emniyete götürüldüğümde bir kısmının tezlerine danışmanlık yaptığım gençler Ergenekon'dan alındığımı söylediler. Sonra söz ettikleri örgüt ile ilgili konuştuk. Ben onlara 'sizin anlattığınız Gladyo' dedim. Ben sürü terör örgütü inceledim ama böyle bir örgüt görmedim. Semih Tufan Gülaltay'ın Gladyo ile ilgili konuşmalarını dinleyin. O konuşmaları dikkate alırsanız dünyanız içinde, ahiretiniz içinde çok iyi yaparsanız. Gladyo'nun üzerine gitmeli ve Gladyo'yu ortaya çıkarmalısınız" diye konuştu.

Emin Gürses savunmasını şöyle sürdürdü;
"Bana 'Kafkasya'ya neden sık sık gidiyorsun' diye soruyorlar. Ben Rizeliyim, Kafkasya ile ilgili kitap yazıyorum. Ama bana sormuyorlar 'neden İngiltere'ye gitmiyorsun' diye. Çünkü gavur memleketi kıymetlidir. Fransız devriminde adalet kavramı yoktur. Türk devriminde bu vardır. Atatürk diyor ki 'Cumhuriyet kimsesizlerin, kimsesidir.' Bu söz üzerine bir kitap yazılır. Bana bu ülkede terörist diyenin alnını karışlarım. Bir yazar diyor ki, 'Kemalist terörist Allah'tan korkmaz, kuldan utanmaz.' Bana terör
örgütü üyesi diyorlar. Benim ömrüm memlekete hizmetle geçmiş, devletin üst tabakaları bana 'terör örgütlerini nasıl bitiririz' diye sorular soruyorlar. Sizin DGM'de çoğu hakim ve savcı bu konuda bana danışıyor. Ben bunlar için para almıyor. Üniversiteden aldığım para bana yetiyor da, artıyor. Başkası derki 'yetmez.' Benim ki artıyor da bereketi boldur, haramı yoktur. Savcı Zekeriya Öz'e dedim ki 'bu soruşturmada perdelemeye dikkat et.' Bana dedi ki 'ben profesyonelim.' Gördük profesyonelliliğini.
Şimdi işin içinden çıkamıyor. Savcı Mehmet Ali Bey'de çok uğraşmasın, altında kalabilir. Ben büyükleri olarak bunları söylüyorum."

Savunmasına devam eden Gürses, "Ben yüzlerce hakim, savcı tanıdım. Bayan hakimler daha cesur. Yanlış anlamayın" deyince Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, 'Üzerimize alınmıyoruz zaten' diye yanıt verdi.
Gürses daha sonra, "Talimat açık. Mustafa Kemal'in talimatı. Bunu da örgütün talimatı olarak yorumluyorlar. Mustafa Kemal diyor ki 'memleketim ve milletin saadeti için çalışacağız. Gerekirse şiddetle çalışacağız.' Mustafa Kemal'in talimatlar savcılar ve hakimler içinde geçerlidir. Benden örgüt üyesi olarak şüpheleniliyorsa, demek ki ülke kötü durumdadır. Tutuklanmamın devamı sırasında kuvvetli suç ve dosyanın kalındığı hep gösterildi. Arkadaşlarımla cinsel içerikli konuşmalar yapmam mı kuvvetli suç şüphesi. İhtilalci olduğumu söylemem mi kuvvetli suç şüphesi? 'Orgeneraller içeri alınmamalı, ortada güç gösterisi var, yazıktır' demem mi kuvvetli suç şüphesi. Bir telefon konuşmamda 'Hablemitoğlu ve Uğur Mumcu gibi beni de vururlarsa İsrail ve ABD Konsolosluklarını havaya uçururlar' demişim. Bu savcıları üzmüş. Dün Çağlayan'da 200 bin kişi toplandı. İsrail Konsolosluğu kapatılsın diye. Savcılar o zaman onları da alsınlar" şeklinde konuştu.

Savunmasında Hrant Dink cinayetine de değinen Gürses, "Hrant Dink'i devlet öldürdü. Hrant Dink'in öldürüleceğini Trabzon'da herkes biliyordu. Bu kahvehanelerde bile konuşuluyordu. Emniyet 10 ay, jandarma 8 ay öncede haberdardı. Devlete Dink cinayeti ile darbe gelmiştir. İhtilal içinde siyasi ve sosyal değişimleri barındırır. Darbede ise bir hırsız devrilir, başka hırsız onun yerine gelir. Bunu ABD yapar, ihtilali ise halk yapar. Ben Hrant Dink'i övmüşümdür. Hrant Dink Diyarbakır ve Fransa'da Türkiye
lehine konuşmalar yapmıştır. Bartholomeos Trabzon'a giremediği günden beri Trabzon üzerine pislikler atıldı. Bu işin bilirkişisi benim" dedi.

Gürses, savunmasının bir bölümünde Şengün'e, "Öbür dünyayı biliyorsunuz" deyince Mahkeme Başkanı Şengün, "Bilmiyoruz" dedi. Bunun üzerine Gürses, "Cehennem büyüktür, zebanileri çoktur" dedi.
Gürses savunması sırasında sık sık, hızlı konuştuğundan ötürü konuşmalarının anlaşılmadığını, emniyet ve savcılık ifadesinin kısmen eksik ve yanlış yazıldığını ifade etti. Savunması sırasında Karadeniz şivesini kullanan Gürses'in bazı sözleri üzerine ise salonda gülüşmelere neden oldu.
Duruşmada şu sıralar Gürses, savunmasına devam ediyor.

En Çok Aranan Haberler