YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Prof. Dr. Güz, Dikkat Eksikliği Konusunda Uyardı

 Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hatice Özyıldız Güz, "Dikkat eksikliğinde tanıda geç kalınırsa

Ondokuz Mayıs Üniversitesi ve Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) nedeniyle ailelerin panik duygusu yaşamaya başladıklarını ifade eden Güz, şunları kaydetti: "Çoğu aile 'aslında zeki çocuk, dersin başında oturuyor ama yapamıyor' gibi yakınmaları dile getiriyor. Çocuğun söylediği ise 'aslında bildiğim soru ama yapamadım, derse oturuyorum ama aklım başka yere gidiyor' şeklinde. Peki bu çocuklara ne oluyor. Dikkat eksikliği eskiden beri bilinmesine rağmen günümüzde daha iyi anlaşılan ve erişkin dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu olarak da yaşam boyu süre gittiği belirlenen bir hastalık. Genelde hiperaktivite sorunu olan kişilerde tanı daha kolay konulmakta ancak sadece dikkat sorunu varsa 'isterse yapar, tembel, bilgisayar başında hiç dikkati bozulmuyor' gibi sözlerle aile arasında çatışmalara neden olmaktadır." Dikkat eksikliği olanlarda dersin başına oturamama, sürekli bahane uydurarak dersten kalkma gibi sorunların ortaya çıktığını vurgulayan Güz, "Sık unutkanlıklar, okumayı sevmeme, zamanı iyi kullanama, görevleri özensiz ve uzun sürede yapma veya erteleme, en ufak bir uyaranda diğer tarafa yönelme gibi belirtiler olur. Sınavlarda beklenenden düşük not alma, konuyu bildiği halde yanlış cevap verme veya ufak hatalarla yanlış sonuç çıkarma, uzun sorulardan korkma, zamanı doğru kullanamama sık görülen yakınmalardır" ifadelerini kullandı. Dikkat eksikliği tanısının anne ve baba görüşmesi, öğretmenden bilgi alınması, dikkati ölçen testler ve klinik muayene ile konulabileceğini vurgulayan Güz, "Dikkat eksikliğinde tanıda geç kalınırsa öz güven eksikliği, okul, aile ve arkadaşlar ile sorunlar, başka psikiyatrik hastalıkların eklenmesi, akademik başarıda düşme gözlenir. Aile veya öğretmen bu durumdan şüphelendiğinde ise ailenin 'çocuğum deli mi, niye doktora götüreyim, bundan olumsuz etkilenir mi' gibi çekinceleri, okulun ise 'biz direk söylersek yanlış anlaşılır mıyız' gibi kaygıları olmaktadır. Diğer bir sorun ise çocuğa ilaç verilmesidir. Oysa hafif vakalarda ilaç değil terapi, ancak ağır durumlarda ilaç tedavisi gerekmektedir" dedi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler