YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Prof. Dr. İbrahim Öztek Türk Sporunun Daha İyi Bir Noktaya Gelmesi İçin Spor Bilincinin Yerleşmesenin Önemine Dikkat Çekti

Prof. Dr. İbrahim Öztek, Türk sporunun daha başarılı olması için hazırladığı çalışmalar hakkında İHA muhabirine...

Prof. Dr. İbrahim Öztek, Türk sporunun daha başarılı olması için hazırladığı çalışmalar hakkında İHA muhabirine bilgi verdi.

Judo, Karate, Kuraş, Aikido, Vuşu/Kungfu federasyonları eski Başkanı, Türkiye Olimpian Derneği Eşbaşkanı, TMOK Üyesi, Anadolu Aydınlar Ocağı Başkanı, Dünya Uyuşturucu ile Mücadele Eden Sporcular Federasyonu Onursal Başkanı gibi görevlerde bulunan, Emekli Tabip Albay Prof. Dr. İbrahim Öztek, Türk sporunu daha başarı bir hale getirmek için neler yapılması gerektiğini ve projelerini bilimsel olarak açıkladı.

15 yıllık federasyon başkanlığı ve 50 yıllık sportif birikimleri sonucu kazanmış olduğu tecrübelerinden yararlanarak hazırladığı bu çalışmayı, tüm antrenörler, spor adamları ve spor yöneticilerinin görüşlerine ve bilgilerine sunduğunu, bu çalışmaya onların da katkıları ile daha güzelinin, daha mükemmelinin yine Türk spor adamlarınca ortaya konabileceği çağrısında bulundu. Prof. Dr. İbrahim Öztek bu çalışmanın 50 yılın ürünü olduğunu, tüm mücadele sporlarının yönetmelik ve talimatlarının bu çalışmadan

çıktığını, denendiğini, Olimpiyat şampiyonu dahil sayısız şampiyonların yetiştirilmesinde etkili ve başarının anahtarı olduğunu vurguladı.

Geçtiğimiz yıl, Türk sporunun kalkınmasında uzun dönemli stratejik plan, çalışmalarına bu proje ile katkı vermeye çalıştığını belirten Öztek; "Sporda başarı için, her şeyden önce spor kültürü ve spor bilincinin tam olarak yerleşmesi ve çok iyi bilinmesi esastır. Tüm spor kurumlarımızın, spor otoritelerimizin, spor öğretmeni, spor yetiştiricisi, antrenör ve hakemlerimizin ezberi olması gereken, sporu spor yapan bu iki önemli özellik çok iyi kavranmalıdır. Bu iki özellik aynı zamanda olimpik hareket bilincini oluşturmaktadır" açıklamasında bulundu.

Prof. Dr. İbrahim Öztek'in yaptığı çalışmaları ise şöyle; Olimpik hareket bilincini oluşturan iki temel faktör;

1. SPOR KÜLTÜRÜ

2. SPOR BİLİNCİ

SPOR KÜLTÜRÜ:

Tüm spor dalları hakkında geçmişte, bugün ve gelecek için yazılı ve sözlü bilgileri, spor dallarının özelliklerini, kendi içinde tiplerini, kurallarını, insana ve milletine kazandırdıklarını içerir.

SPOR BİLİNCİ:

-Sporun yaşamın bir parçası olduğu,

-Her insanın spor yapması gerektiği,

-Spora ana okullarından başlanacağı,

-Sporun yüksek ideallerden biri olarak zihinlere yerleştirilmesinin gereği,

-Çocukların başlangıçta kesinlikle Atletizm, Jimnastik, Yüzme ve Mücadele sporlarından birine yöneltileceği,

-Sporun güçlü nesiller yetiştireceği,

-Sporcu nesillerin bilim, kültür, teknoloji ve ekonominin hazır ordular olduğu,

-Sporun sağlıktan ve milli savunmadan tasarruf sağlayacağı,

-Milletçe yapılacak sporun öneminin anlaşılırlığı,

-Sporun en iyi tanıtım aracı olarak, ülkelerin zenginliklerinin sergilendiği bir alan olduğu,

-Çağdaş dünyamızda savaşların artık spor sahalarında yaşandığı,

-Buradaki mücadelenin milletler ve devletler üzerinde büyük ölçüde sosyal kültürel ve psikolojik etkiler oluşturduğu,

-Sporun; devletin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, milli eğitim Bakanlığının, Silahlı

Kuvvetlerin, partilerin, resmi ve sivil tüm kurum ve kuruluşlar ile işyerlerinin bir numaralı politikaları arasında yer almış olmaları gerekliliği,

-Nihayet sağlam kafanın sağlam vücutta bulunacağı, gerçeğidir.

Bu iki sportif ana özellik, ona paralel olarak gelişen olimpik hareket bilincini tamamlar.

Olimpik Hareket Bilinci; Spor kültür ve Spor bilincinin yerleşip yeşerdiği, milletçe sporun öneminin anlaşıldığı, sporcu nesillerin akıl ve ruh sağlığının farklılığı ile sporun ahlaki ve insani boyutlarının üstünlüğünün tartışmasız kabul gördüğü toplumlarda, olimpiyat oyunlarına topyekün milletçe hazır olmaktır.

Bunun için;

1. İlköğretim, hatta ana okullarından itibaren çocuklara spor eğitimi dersleri verilmelidir.

2. Üniversitelerde spor yaygınlaştırılmalıdır.

3. Kulüpleşmeler, kurum haline getirilmelidir.

4. Ailelere topyekun spor bilinci aşılanmalıdır.

5. Milletçe sporun önemi kavranmış olmalıdır.

6. Nüfusun 1/5'inin lisansiye sporcu gibi yetiştirilmesini sağlayacak spor eğiticileri yetiştirilmelidir.

7. Bu eğitimin gerçekleştirileceği spor tesisleri oluşturulmalıdır.

8. Her spor dalında Milli takım seviyesinde birbiri ile yarışabilen yüzlerce sporcu yetiştirilmiş olmalıdır.

9. Bu sporcular, yaklaşık 300 spor dalında ülkesini başarı ile temsil ederek, her dalda madalya kazanabilmelidir.

10. Basın ve yayın organlarının sistemli bir şekilde spor kültür ve bilincini vurgulaması sağlanmalıdır.

11. Olimpiyat gibi bir organizasyon için, karşılıksız hizmete hazır en az 10 000 gönüllü yetiştirilmelidir.

Tüm bunlardan sonra olimpiyat düzenleme girişimlerinde bulunulmalıdır.

TÜRK SPORUNDA ÇAĞDAŞ YAPILANMA VE VERİMLİLİK İÇİN GEREKLİ PLAN VE PROJELER:

Çalışmalarımızın temelini dört ana konu teşkil etmelidir.

I. Sporu, yani tüm spor dallarını iyi tanıma, tanıtımını sağlama ve yaygınlaştırma,

II. Kitle sporunun geliştirilmesi ve geniş taban oluşturma,

III.Çağdaş sportif eğitim ve öğretim,

IV. Güçlü müsabık yetiştirme,

I. SPORU, YANİ TÜM SPOR DALLARINI İYİ TANITMA VE YAYGINLAŞTIRMA I. Sporun ne olduğu, çocuklara okul öncesi veya ana okulu çağında öğretilmelidir. Çocuklar sportif oyunlarla yavaş, yavaş sporun her dalı ile tanışmalı ve sevdirilmelidirler.

2. Tüm yarışma organizasyonlarında, gösterişli ve fantazik tekniklerin sergilendiği gösteri programları düzenlenmeli, müsabakalar müzik ve folklör etkinlikleri ile festival haline dönüştürülmeli, çevre il ve sporcularının da bu şenliğe katılımını sağlayarak, seyirci potansiyeli artırılmalıdır.

3. Tanıtıcı resimli bülten, broşür ve el ilanları ile el kitaplarına önem verilmeli, tanıtıcı konferans, seminer ve açık oturumlar düzenlenmeli, basın ve yayın organlarının tüm etkinliklere en az futbola verdikleri kadar önem duymaları, ilgileri ve katılımları sağlanmalıdır.

4. Televizyon kanalları, yurt içi ve yurt dışı yarışmalarını daha çok görüntülemelidir.

5. Eğitimsel olarak, şiddet içeren yabancı çocuk filmleri yerine, çocukların daha çok dikkatlerini çekecek, sportif amaçlı filmlere yer verilmelidir.

II. KİTLE SPORUNUN GELİŞTİRİLMESİ VE GENİŞ TABAN OLUŞTURMA 1. Her şey den önce spor, politikacının karıştırılmadığı devlet politikası olmalıdır.

2. Devlet, aile, okul, kulüp işbirliği giderek güç kazanmalıdır.

3. Devlet, anaokulu veya ilkokuldan itibaren tüm fertlerine spor yaptırmayı görev bilmeli ve tüm siyasi partiler bunu parti programlarında belirtmelidirler. Sporun, eğitimin ve yaşamın bir parçası olduğu bilinci ile hareket edilmelidir.

4. Ülkenin sosyokültürel veya ekonomik yapı dağılımı göz önünde bulundurularak, bilinçlendirilmiş öğretmenlerle ana okulu çağındaki çocuklar geleceğe yönelik sportif oyunlara alıştırılmalı, ilkokul çağında ise 7-8 yaşından itibaren fiziki yapı ve yeteneklerine göre temel spor dallarına yönlendirilmelidir. Temel spor ise yüzme, jimnastik ve atletizmdir. Bununla beraber genetik olarak yetenekli olduğumuz mücadele sporları da temel spor dalı olarak kabul edilmelidir.

5. Milli eğitim ve (Milli) spor örgütleri ortak çalışmalı, Temel ders eğitimi ile temel spor eğitimi birbirini aksi yönde etkilememelidir. Her iki örgüt birbirine yardımcı olmalıdır. "Sağlam Kafa ve Sağlam Vücut" eski Romalılardan günümüze insan eğitiminin bütünlüğünü gösteren bir kavramdır.

6. Spor kültür ve bilinci ile yetiştirilmiş öğretmenlerin, aileleri bilgilendirme teşvik ve yönlendirmeleri de son derece önemli olacaktır.

7. İlköğretimde sportif temel eğitimle şekillendirilen çocuklar, orta öğretimde yarışmacı sınıfında yerlerini almaya başlayacaklardır. 20-25 milyon çocuk ve gencin spor yapması ve bunların da dörtte birinin yarışmacı olduğunu düşünecek olursak, başarı için plan program ve projeler kendiliğinden oluşacaktır.

8. Yerel yönetimlere aktarılan spor etkinlikleri geniş tabanlı hizmeti sağlamalıdır. Her mahallede çok maksatlı pratik, prefabrik spor kompleksleri o mahallenin sportif potansiyelini oluşturacaktır.

9. Geniş bir tabandan gelen ve kitle oluşturmuş spor, lise ve üniversite kampüslerinde, artık rekor kırmaya yönelik tesislere sahip olmalıdır. Böyle olunca lise ve üniversite takımları uluslar arası alanda her spor dalında ülkenin ismini duyuracaktır.

10. Minik, yıldız ve ümit sporcular için yarışma sistemleri onların yapı taşlarını yok etmeye yönelik olmamalıdlmeır. Bu yaştaki sporcular çokça ödüllendirilmelidir. En basitinden sistem tarafından eğitimi kolaylaştırılmalıdır. Başarılı olduğu sürece devletten burs almalıdır.

1. Küçüklerin devam ettiği spor tesislerinde antrenör-sporcu ve antrenör-aile ilişkileri son derece candan, samimi fakat ciddiyetten uzak olmamalıdır.

12. Yaz okullarına gereken önem verilmeli, yaz tatili nedeni ile sportif çalışmalar tatil edilmemeli, yaz kampları ve gençlik kampları gibi etkinlikler çok iyi değerlendirilmelidir.

13. Okullar gibi ordu, emniyet güçleri, müessese ve kurum kulüplerine de önem verilmelidir. Zira bunlar geniş tabana sahip, kitlenin sportif olarak şekillenebileceği yerlerdir.

14. Eskiden fabrika ve büyük iş yerlerinde zorunlu tutulan spor ve kulüp etkinlikleri yeniden canlandırılmalıdır.

III. ÇAĞDAŞ SPORTİF EĞİTİM VE ÖĞRETİM 1. Eğiticiler iyi eğitilmelidir.

2. Eğiticilerin eğitim programlarında, Türk spor hukuku, Türk spor tarihi, Türk spor kültürü, pedagoji, psikoloji, beslenme, anatomi, spor fizyolojisi, sağlık, kondisyon, antrenman sistemleri ve sporcu performans test konularına gereğince önem verilmelidir.

3. Anadolu'nun değişik yörelerinde çalışan antrenör ve hakemler sık, sık merkezi bölgelerde toplanmalı, periyodik seminer ve kurslarla bilgileri tazelenmeli, gelişmeleri ve kaynaşmaları sağlanmalıdır. Bu kişilere ülke içinde yapılan uluslar arası turnuvalarda organizasyonla ilgili görevler verilmelidir.

4. Milli takım kamplarının süreleri uzun, sporcu sayıları fazla tutulmalıdır. Yedek sporcular, Türkiye şampiyonalarında derece almış, performans sahibi sporculardan seçilmeli, asil ve yedek sporcuların birbirlerini yetiştirmeleri sağlanmalıdır.

5. Milli sporcular ve tecrübeli müsabıklar antrenörleri ile birlikte değişik zamanlarda değişik bölgelere gönderilerek, o bölgelerin gelişmelerine katkı yapmalıdırlar.

6. Eğitim kurullarının oluşturduğu özel ekiplerle bölgelerde yapılacak çalışmalarla , teknik gelişim ve standardizasyon sağlanmalıdır.

7. Bölge faaliyetlerine ağırlık verilmeli ve bölgelerde gelecek vadeden sporcuların da milli takım kamplarına katılımları sağlanmalıdır.

8. Bölgeler ve milli takım kampları modern eğitim araç ve gereçlerine sahip olmalı , eğitici dergi, kitap ve filmlerle kitaplık ve arşivler zenginleştirilmelidir.

9. Ülkemizde uluslar arası seminer ve kursların çokça düzenlenmesine önem verilerek, çok sayıda eğitimcinin ve hakemin yararlandırılması sağlanmalıdır.

10. Avrupa ve dünyadaki sportif gelişmeler günü gününe takip edilerek, ülkemize aktarılmalıdır.

11. "İlim Çin'de de olsa gidip alınız" örneğinde olduğu gibi, sporcu ve antrenör, gerekirse bir ömür boyu, okul eğitimi ile birlikte sportif eğitimini o sporun en üst seviyede uygulandığı ülkelerde tamamlamalıdır. bu çocukların aileleri de başlarında menajer gibi yer almalıdır. Bu şekilde Kanada'da buz pateni eğitimi alan ve dünya şampiyonalarına katılan kızımız benzeri kabiliyetlerin yüzlercesinin devlet eli ile yetiştirilmeleri sağlanmalıdır.

12. Eğitimcilerin yurt dışında aldıkları eğitimi, ülkemizde uygulayacakları laboratuar tipi sistemler oluşturulmalı, önleri açılmalı ve kendilerine her çeşit olanak sağlanmalıdır.

IV. GÜÇLÜ MÜSABIK YETİŞTİRMEme 1. Antrenörler, Avrupa ve Dünya federasyonlarının açmış olduğu seminer ve kurslara gerektiğince katılmalıdırlar. Bu onları daha eğitimli görgülü ve bilgili kılacaktır.

2. Milli takım kamplarında branşlarına göre birden fazla antrenör görev yapmalıdır.

3. Yabancı antrenör çıkar yol olmamalıdır.

4. İllerdeki elit sporcular, milli takım kampları dışında merkezi bölgelerde ortak çalışmaya alınarak, birbirlerinden yararlanmaları ve bu arada iyi beslenmeleri sağlanmalıdır.

5. Çok sayıda sporcunun yarışabilmesini sağlamak için yurt içi uluslar arası turnuvalara önem verilmeli ve bu turnuvalar her kategori için düzenlenmelidir.

6. Lig müsabakalarına önem verilmelidir.

7. Ülke içinde yapılacak turnuvaların sayıları artırılmalı, Avrupa ve Dünya şampiyonalarına talip olunmalıdır.

Bu plan ve projeler bilimsel çalışmalar ışığında başarılı olacaktır.

BAŞARI İÇİN ŞAMPİYON SPORCUNUN ÖNEMİ

Şampiyon sporcu bebek gibi özenle bakılmalıdır.

1. Biz bir şampiyon sporcunun nasıl yetiştiğinin farkında değiliz.

2. Halbuki onlar bizim gurur kaynağımız,

3. Hatta milli kahramanlarımızdır.

4. Bu sporculara ulvi heyecan verilmelidir.

5. Sürekli ruhlarına hitap eden moral eğitimi uygulanmalıdır.

6. Yediğinden içtiğine, ilacına, giyimine, kuşamına, uykusuna, istirahatına, moral yapısına, tıbbi kontrollerine, hatta attığı adıma ve aldığı nefese kadar hepsi kontrol altında olmalıdır.

7. Özel doktoru, diyetisyeni, fiziko-terapisti, kondisyoneri, antrenörü, kamp müdürü ve psikologu onu bebek gibi özenle bakmalı, hafiye gibi takip etmeli ve moralini daima en üst seviyede tutmalıdır.

8. Bunun için, olimpik sporcunun kendini tümden teslim edebileceği; tekniğine, taktiğine, motive etmesine, spor kültürüne ve uluslar arası deneyimine inandığı, antrenör veya kondisyoner gibi, lider bir ağabeyine ihtiyacı vardır.

9. Antrenör; "ölümüne başaracaksın" dediğinde, sporcu da ölümüne başarmanın ne anlama geldiğini bilecektir.

İşte budur ulvi heyecan.

Türk beden eğitimi kültürü ve Çin örneği;

Başarılar kişisel kabiliyetler çerçevesinde tesadüfi veya mucizevi olmamalıdır. Türk'ler tarihte daima beden eğitimi kültürüne verdikleri önem oranında büyük devletler ve imparatorluklar kurmuşlardır. Bu kültür; alpliğin, cihangirliğin ve kaptutiliğin ön kültürüdür. Spor; akıl ruh ve beden gelişmişliği çerçevesinde güçlü nesiller oluşturur. Bu nesiller, bilimin kültürün teknolojinin ve ekonominin hazır ordularıdır. Bugün milletler, tüm zenginliklerini kültürlerini ve gelişmişliklerini spor alanlarında sergilemektedirler. Gelişmiş ülkelerin savaşları da olimpiyat arenalarına taşınmıştır. Son olimpiyatlarda Çin; büyük insan gücü, teknolojisi, dünya ekonomisindeki yükselişi, atomu ve uzay sanayindeki üstünlüğüne paralel olarak, 51 altın madalya ile bu alanda da büyüklüğünü kanıtlamıştır. Pekin olimpiyatlarında Amerika 36, Rusya ise 23 altında kalmıştır. Türkiye ise tek altınla yetinmiştir. Bugün sportif büyüklük, tüm büyüklüklerin mührüdür.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler