İSTANBUL (AA) - Kanun hükmünde kararname (KHK) ile Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeki görevinden çıkarılan Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu'nun yargılandığı davada esas hakkındaki mütalaasını açıklayan savcılık, sanığın ''terör örgütü propagandası yapmak" suçundan 7 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.
İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanık İbrahim Kaboğlu ile avukatları katıldı.
Beyanı sorulan Kaboğlu'nun avukatlarından Metin İriz, dosyada müvekkilinin cezalandırılmasını gerektirecek herhangi bir delil bulunmadığını ve soruşturma dosyasının dava dosyasına konulması taleplerinin reddedildiğini belirterek, iddianameyi yazan savcının dava konusu "barış bildirisi"ni daha sonra dosyaya delil olarak göndermesinin hukuka aykırı olduğunu iddia etti.
Avukat İriz, herhangi bir ara karar veya soruşturmanın genişletilmesi talebi olmadan dosyaya konulan 4 evrakın çıkarılmasını talep etti.
Kaboğlu'nun avukatlarından Arzu Becerik, mahkemenin bağımsızlığına net müdahaleler olduğunu ve Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk Masası'ndan gelen, "davada ne tür işlemler yapıldığının" sorulduğuna dair 22 Ocak 2018 tarihli evrakın mahkemeyi baskı altına alma amacı taşıdığını savunarak, bu evrakların dosyaya girmesiyle Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ihlal edildiğini öne sürdü.
Savcılık soruşturma evraklarının tümünün dosyaya eklenmesini de isteyen Becerik, yürütme organının "barış bildirisi" açıklamaları üzerine savcılıkların harekete geçtiğini, talimat üzerine soruşturma açıldığı izlenimi edindiklerini ve müvekkilinin KHK ile ihraç edilmesinden hemen sonra ifadeye çağrıldığını iddia etti.
Mahkeme heyeti, bazı evrakların dosyadan çıkarılması ve savcılık evraklarının dosyaya eklenmesi taleplerini, yargılamaya herhangi bir yenilik katmayacağı gerekçesiyle reddetti.
- "Metne rıza gösteren ödüllendiriliyor, göstermeyen yaptırıma maruz kalıyor"
Savunması sorulan İbrahim Kabloğlu, avukatlarının belgelerin dosyadan çıkarılması talebine katıldığını belirterek, dava konusu metne rıza gösterenlerin KHK ile işten çıkarılma, gözaltına alınma, istifa ettirilme ve tutuklanma gibi 10 ayrı yaptırıma maruz kaldığını ifade ederek, metne imza attığı halde hiçbir yaptırıma tabi tutulmayanların da bulunduğunu söyledi.
Herhangi bir yaptırıma maruz kalınmaması gerektiğini ve bu belgenin hukuken bir yaptırımı gerekli kılmadığını anlatan Kabloğlu, şöyle konuştu:
"Yaptırıma rıza gösteren bir kişi ödüllendirildi. (Necati Polat) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargıçlığına aday gösterildi. Yaptırımı kabul etmeyen biri ise, ki o benim, KHK ile işimden atıldım ve mahkemede yargılanıyorum. Gideceğim yer belki de hukuksal haklardan mahrum bırakılmak. Ben hükümetten ödül beklemiyorum ama tablo bu. O kişi dünya çapında ödüllendirilmektedir. Ben ise dünya çapında yaptırıma maruz bırakılıyorum. Çünkü yurt dışına çıkış yasağım da var. O kişinin AİHM yargıçlığına seçilmesi olası. 47 devletin taraf olduğu bağlayıcı kararlarda imzasının olmasına aday gösterilmiş bulunuyor. Bu davanın da AİHM'e gitmesi olasıdır. Benim hakkımda verilen karar, aynı metne rıza gösteren yargıç tarafından incelenecek. Bu derin bir çelişkidir, dikkat edilmesi gereken bir husustur. Bu çelişki giderilmedikçe yargılama hukuka aykırılık teşkil edecektir. Mahkemeler derin ayrımcılık işine alet edilmemeli. Ama metne razı biri ödüllendiriliyor, diğeri cezalandırılıyor. "
- Savcılık mütalaası
Davaya ilişkin görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, hazırladığı esas hakkındaki mütalaasını okudu.
PKK/KCK terör örgütü, eylemleri ve akademisyenlerin imzaladığı "barış bildirisi" isimli metinden bahsedilen mütalaada, bu metni imzalayan akademisyenler arasında bulunan İbrahim Kaboğlu'nun, "silahlı terör örgütünün basın yoluyla propagandasını yapmak" suçundan 1 yıl 6 aydan 7 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık ve sanık avukatlarına mütalaaya karşı beyanlarını hazırlamaları için süre vererek, duruşmayı 23 Ekim'e erteledi.