Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut, Afrin’den sonra Münbiç operasyonu olacaksa ABD’nin tavrının ne olacağı konusunda iyi çalışılması gerektiğini belirterek, "Çünkü Afrin Rus askerlerinin kontrolündeki bir yer iken Münbiç ABD askerlerinin bulunduğu bir yer. Türkiye, Rusya ve İran ile anlaşarak bu operasyonu başlattı denebilir. Çünkü, Rusya askerlerini Afrin’den tahliye etti. İran operasyona ses çıkarmadı. Olması gereken de buydu. Ancak Münbiç ABD’nin askerlerinin bulunduğu bir yer olduğu için onunla da anlaşmak gerekmekte. Eğer bu anlaşma başarılabilirse her şeyin çok daha kolay olacağını söylemek mümkün" dedi.Türkiye’nin sadece Afrin ilçe merkezini değil civarındaki bölgeyi de terör örgüt veya örgütlerinin kontrolünden alarak tehlikeleri bertaraf etmek istediğini ifade eden Prof. Dr. Kerem Karabulut, "Türkiye hep Suriye’den gelecek saldırıları önlemeyi veya oradan kaçanları kendi içine almayı denedi ve tüm insani görevlerini dünyaya örnek bir şekilde yerine getirdi. Ancak tıpkı insanlar gibi devletlerin de bir sınırı bir sabrı vardır. İş öyle noktaya geldi ki, artık Türkiye’nin Suriye’deki gelişmelerden etkilenmesi sadece geçici değil, gelecekte de devam edecek bağlantıları oluşmaya başladı. Sınırında batılı devletlerin desteği ile terör bölgesi oluşturulmaya başlandı. İşte bu durum, Türkiye’nin sabrının taştığı olaydır. Böylece haklı, meşru ve doğru bir şekilde Cerablus için ’Fırat Kalkanı’ operasyonunda olduğu gibi ’Zeytin Dalı Operasyonu/Harekatını da’ Halep’in büyük ilçelerinden biri olan Afrin’in kontrolünü sağlamak için başlattı. Afrin’den atılan bir roketin Kilis’in merkezinde lokantaya düşmesi ve yaralananların olması da Türkiye’nin bu müdahalesinin ne kadar haklı olduğunu göstermektedir. İşte bu gibi saldırıların devamlılığını önlemek ve terör ile komşu olmamak için Türkiye Afrin’e havadan ve karadan ÖSO ile birlikte operasyon başlatmış bulunmaktadır. Bu operasyonla kısa dönemde Türkiye; sadece Afrin ilçe merkezini değil civarındaki bölgeyi de terör örgüt veya örgütlerinin kontrolünden alarak Türkiye için yaşanan ve yaşanacak olan tehlikeleri bertaraf etmek istemektedir. Uzun dönem için de şu kazanımların elde edileceği söylenebilir; PYD’nin uzun vadeli Suriye’nin kuzeyine yerleşip güçlenerek Türkiye için tehdit olması önlenecek. Fırat Kalkanı’nda olduğu gibi yerel halkla birlikte yeni bir idari düzen kurulabilecektir. Böylece hem Türkiye’nin bölgedeki etkisi güçlenecek hem de kendisine yönelik tehditler yok edilerek Arapların, Kürtlerin ve Türkmenlerin bir arada yaşamaları sağlanabilecektir. Yani Suriye’nin kuzeyindeki dengeler değişmiş olacaktır" diye konuştu."Kritik dış destekler sağlanmalıdır"Şu anda sağlanan desteklerin devamlılığı için diplomatik ilişkilerin yoğunlaştırılması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Karabulut, "Özellikle Afrin’de etkin olan Rusya’nın desteği önem arz etmektedir. Rusya şu anda bu desteği vermekte. Çünkü askerlerini bölgeden boşalttı. Bunun uzun dönemli olması sağlanmalı. Çünkü özellikle hava sahasının kullanılmasında engel çıkmaması çok önem taşımakta. Özellikle kara operasyonlarında YPG’nin halkı canlı kalkan olarak kullanıp dünyaya olumsuz resimler verme çabaları olabilecektir. Tünellerde yakalanan YPG’li teröristlerin anlattıkları da bunu doğrulamakta. Onların örgüte katılmasının bile tehdit ve şantajlarla gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Köşeye sıkışan teröristlerin basit el yapımı veya batıdan elde ettikleri bombalar ile intihar saldırıları için dikkatli olmak gerekmekte. Bunu bölgedeki askerlere yönelik de yapabilirler. Nihayet Hakkari ve Ağrı/Doğubayazıt saldırıları da bunu doğrulamakta" dedi."söylemler Türkiye’nin Münbiç Operasyonunun zorluğunu ve ABD’nin nasıl ’terör sever’ bir ülke olduğunu göstermektedir""Afrin’den sonra Münbiç operasyonu olacaksa ABD’nin tavrının ne olacağı konusunda iyi çalışılmalı" diyen Karabulut, "Çünkü Afrin, Rus askerlerinin kontrolündeki bir yer iken Münbiç ABD askerlerinin bulunduğu bir yer. Türkiye, Rusya ve İran ile anlaşarak bu operasyonu başlattı denebilir. Çünkü, Rusya askerlerini Afrin’den tahliye etti. İran operasyona ses çıkarmadı. Olması gereken de buydu. Ancak Münbiç, ABD’nin askerlerinin bulunduğu bir yer olduğu için onunla da anlaşmak gerekmekte. Eğer bu anlaşma başarılabilirse her şeyin çok daha kolay olacağını söylemek mümkün. Fakat ABD Merkez Kuvvetler Komutanı (CENTCOM) General Joseph Votel’in açıklaması anlaşmanın olmasının çok zor olacağını göstermekte. Joseph Votel; YPG’ye destek vermeye devam edeceklerini, Münbiç’ten askerlerini çekmeyeceklerini ve YPG’ye DAEŞ ile mücadelesinden ötürü minnettar olduklarını söylüyor. Bu söylemler Türkiye’nin Münbiç Operasyonunun zorluğunu ve ABD’nin nasıl ’terör sever’ bir ülke olduğunu göstermektedir" dedi."Türkiye bu operasyonu yapmasaydı ekonomi olumsuz etkilenirdi"Operasyon ile akla gelen ilk sorulardan birisinin de "Ekonomi nasıl etkilenir?" sorusu olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kerem Karabulut, "Bilinen şu gerçekleri bir kez daha hatırlarsak; Türkiye PKK için 1985’ten günümüze kadar yaklaşık 700 milyar dolar harcamıştır. Yine Suriye’deki karışıklıktan kaçarak Türkiye’ye sığınanlar için 30 milyar dolar ve Fırat Kalkanı Operasyonu için milyarlarca dolar harcayabilmiş bir ülke. Eğer bu müdahale olmazsa, Irak’tan sonra ikinci bir terör bölgesi Türkiye’ye karşı oluşacak ki bunun ekonomik ve sosyal maliyeti çok uzun yıllar devam edecek. Bu nedenle, başlatılan bu operasyonun ekonomiye belli bir yükü olsa da uzun dönemli istikrar için de gerekli. Türkiye bu operasyonu yapmasaydı işte o zaman ekonomi olumsuz etkilenirdi. Çünkü bölgedeki terör ve istikrarsızlığın uzun süreli devam etmesi, yatırımları, turizmi ve iktisadi istikrarı olumsuz etkiler" dedi."ABD Türkiye yerine YPG’yi tercih ediyor"Prof. Dr. Kerem Karabulut, açıklamasını şöyle sürdürdü:"Türkiye, büyük, önemli ve stratejik bir devlet. ABD Türkiye ile bölgeye istikrar getirirse, sonrasında ’evli evine, köylü köyüne’ aşaması gelecektir ki, bu ABD’nin işine gelmemekte. Yoksa boşuna bu bölgeleri işgal etmiş olmakta. Yine bölgede kalıcı olmak istemesinin bir sebebi de Rusya ve İran’ın oradaki bağlantılarının ABD’nin çıkarlarıyla çelişmesi. Bu nedenle, Fırat’ın doğusunda kalmak istiyor. Buradaki temel maşa ise terör grupları Türkiye ile işbirliği yapınca; Türkiye ABD’ye DAEŞ ve diğer örgütler bitti. Haydi git evine diyecek. Bu ABD’nin emellerine hizmet etmediği için buna yaklaşmıyor. Bu sebeplerden dolayı ABD Türkiye yerine YPG’yi tercih ediyor.""ABD, Türkiye gibi çok büyük bir müttefikini kaybedebilir"Prof. Dr. Karabulut, "İlerleyen dönemlerde ABD’nin 4000’den fazla tır ile gönderdiği silahlarla yanlış yaptığını ve terörle değil, devletlerle işbirliği yapması gerektiğini anlayabilir. Çünkü ABD diyor ki; taraflar gerilimi tırmandırmamalı. Acaba hangi taraflar? PKK, PYD, YPG, KCK, DAEŞ gibi terör örgütleri taraf mıdır? ’Türkiye DAEŞ’e odaklanmalı diyor. Peki diğerleri terör değil mi? Eğer ABD her gün başka bir söyleme devam ederse, Türkiye gibi çok büyük bir müttefikini kaybedebilir ve böylece Rusya ciddi bir güç kazanır" dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz