Burak GEZEN / ÇANAKKALE, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İlk olarak konuşan Prof. Dr. Ünlü, projenin eşi ve benzerinin olmadığını, dünyada ilk ve tek olduğunu söyledi. Kendilerinin geliştirip, 2008 yılında Bingöl'de başladıkları projeyi daha sonraki yıllarda Şanlıurfa, Bilecik ve Rize'de hayata geçirdiklerini belirten Prof. Dr. Ünlü, "Şimdi ise Çanakkale'deyiz. Gördüğünüz gibi ülkemizde bölge, şehir ayrımı yapmadan, her bir köşesine gitmeyi hedefliyoruz. Burada da Sağlık Bakanlığımızın desteğiyle, KETEM aracında rahim ağzı kanser taramaları, muayeneleri, jinekolojik muayeneler, simear testleri, mamografiler ve birçok sağlık taramaları yapacağız. Muayene edeceğiz ve yerinde böyle bir sağlık hizmeti verecek hocalarımız. Cumartesi günü, hocalarımız ÇOMÜ'de, daha önceden seçilmiş komplike vakaların ameliyatlarını yapacak" dedi.
RAHİM AĞZI KANSERLERİ VE AŞISINI ANLATTI
Prof. Dr. Faruk Köse de rahim ağzı kanserinin HPV denilen bir mikropla bulaştığını belirterek, "Mikropla bulaşan rahim ağzı kanserinin önlenmesinde, öncelikle korunmak söz konusudur ve aşısı vardır. Aşıyla korunmak da mümkündür" dedi. Prof. Dr. Köse, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Peki bu aşıyı yaptırırsak yüzde 100 korunduk, artık hiçbir şeye gerek yok mudur?' şeklinde sorular gelmektedir. Bu mümkün değildir. Çünkü halihazırda teknoloji sadece rahim ağzı kanserine neden olan bu mikrobun tipleri içerisinden topu topu iki tanesiyle ilgili koruma sağlayabilecek aşı geliştirebilmiştir. Bu iki tipe karşı koruma yüzde 100'dür. Ama bu iki tip, kanserlerin sadece yüzde 80'inden sorumludur. Diğer tiplerde hala kanser söz konusu olabilir. Birinci koruma aşı. Bugün tıpta net bilinen bir şey vardır ki, en kötü aşı bile en iyi tedaviden daha iyidir."
Rahim ağzı kanserinden korunmanın ikinci yönteminin tarama olduğunu anlatan Prof. Dr. Faruk Köse, "Bizim Ankara'da yaptığımız bir çalışma, şunu gösterdi; Türk kadınlarının sadece yüzde 13'ü, yani 10 kadından biri düzgün muayenelerine gidiyor. Bu düzgün muayenelerine giden kadınların sadece yarısından biz profesyoneller simear alıyoruz. Halbuki bu simeari alsak, kanser olmadan 15-20 yıl önce biz kansere gidişi görüp, gerekli tedavisini yapıp, bu duruma 'dur' diyebiliriz. Özetle rahim ağzı kanserinden hem aşıyla hem taramayla korunulabilir" dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz