"Küreselleşme girdabında kültür neye evriliyor? Küreselleşmenin karşımıza çıkardıkları bir kültür mü, yoksa kültür sandıklarımız yalnızca tükettiklerimiz mi? Kültür, dijital eylemlerimiz ve modernite sevdasıyla dejenere mi oluyor?" sorularına cevap aradığı kitabıyla, Mehmet Hoca, çağa dair tespitlerini eleştirel bir yaklaşımla sunuyor. Son kitabı odağında, Prof. Dr. Mehmet Yahyagil ile mynet.com için bir söyleşi gerçekleştirdim.
Ergi Şener: Sizi daha yakından tanımak isteriz Hocam. Bize kısaca kendinizden ve akademik geçmişinizden, çalışmalarınızdan söz eder misiniz?
Mehmet Y. Yahyagil: Lisans eğitimimi Sosyal Hizmetler Akademisi’nde (Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksek Okulu) yaptım. Akademik yaşama da büyük bir istekle bu kurumda başladım. Daha sonra İngiltere’de University College of Swansea’de “Sosyal Politika ve Sosyal İdare” diplomasını aldım. Sonrasında, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde “Sosyal Yapı - Sosyal Değişim” konusunda Master derecemi tamamladım. Ardından da Marmara Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi olarak çalışırken aynı zamanda Örgütsel Davranış alanında doktoramı tamamladım. 1998’de katıldığım ve Profesörlük unvanını aldığım Yeditepe Üniversitesi’nde akademik kariyerimi tamamladım ama çalışmalarımı Yeditepe’de hala sürdürmekteyim.
Ergi Şener: “Küreselleşme Girdabında Kültür: Modern Zamanlarda Mutluluk Arayışı” kitabınızı yazmaya nasıl karar verdiniz? Kitapta paylaşmak istediğiniz ana fikir nedir?
Mehmet Y. Yahyagil: 21. yüzyılın dinamik ve etki alanı oldukça yüksek küreselleşme sürecinde, bu büyük gücün Dünya halklarının yaşamlarının her alanında nasıl bir rol oynadığını; bununla birlikte bu olgunun ders kitaplarında anlatıldığı gibi tüm insanları kucaklayacak olanaklar vaat ettiği söyleminin içi boş bir tez olduğundan hareketle yazmaya başladım. Modernitenin, modern olmasını istediğimiz yaşamın, küreselleşme sürecinde kimi zaman içi boş bir tarza dönüştüğünü ve sanki bir görevmiş gibi mutluluk olarak adlandırılan duyumsamanın çeşitli yansımalarını tanımlamaya çalıştım.
Ergi Şener: Kitabinizi özellikle kimlerin okumasını istiyorsunuz? Hedef kitleniz kimler?
Mehmet Y. Yahyagil: Akademik çerçeveye dayalı, fakat akademik dil kullanmadan ürettiğim bu yapıtın, kendini “düşünen insan”, “aydın birey” olarak tanımlayan herkese, işletme yönetici ve çalışanlarına ve kuşkusuz akademik kariyer yapanlara yararlı olacağı düşüncesindeyim.
Ergi Şener: Hofstede kültür konusunda en çok atıf alan uzmanlardan biri. Hofstede’nin kültür boyutları kapsamında Türk kurumsal hayatını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mehmet Y. Yahyagil: Hofstede’nin ve benzeri alandaki akademisyen ve araştırmacıların üzerinde anlaştığı belli sosyo-kültürel boyutlardan ikisi “belirsizlikten sakınma” ve “güç aralığı”dır (eşitsizliklerin kabulü). Ülkemiz insanlarının çoğunluğu, hatta eğitim almış olanları dahi otoriteye boyun eğen, risk almaktan çekinen, yaşamdaki eşitsizlikleri kadere bağlayan ya da olduğu gibi kabullenen bir düşünce yapısına sahiptir. İşte bu da Türkiye’de istenilen ölçüde ya da dünyada örnekleri görüldüğü şekilde yaratıcılık ve yenilikçilik çabalarının pek olmadığı; bireysel başarılar dışında, bilimsel alanda ve pratikte örnek olabilecek çalışmaların çok fazla öne çıkmadığı gözlenmektedir.
Ergi Şener: İş dünyası da hızla globalleşmekte ve dijitalleşmekte. Bu konudaki trendleri ve değişimi nasıl yorumluyorsunuz?
Mehmet Y. Yahyagil: Dijital (sanal) kültür ironik biçimde, her alanda günümüzün “gerçekliği” haline gelmekte. Her alanda analog yazılımdan dijital yazıma geçerek bilginin işlenmesi ve paylaşılması dijitalizasyon olarak tanımlanmaktadır. İnsanların iş ve sosyal yaşamlarında, Internet sayesinde, dijital araçlarla iletişim kurması ve iş stratejilerinde ve günlük yaşamlarında sıradan yaptıkları işlerinde dijitallleşmesi insanlık tarihinin 2000’ler öncesi dönemini klasik anlamda “tarihe” gömmüştür.
Ergi Şener: Her firma hayatta kalabilmek için dijital dönüşüm stratejilerini oluşturmak ve bu stratejileri doğru bir şekilde yönetmek zorunda. Bu süreçte organizasyon kültürü de önemli bir rol oynamakta. Dijital dönüşüm sürecinde kültürün yerini nasıl yorumluyorsunuz?
Mehmet Y. Yahyagil: Günümüzdeki işletmelerin, özellikle uluslararası ölçekte iş yapmayı amaçlayan kuruluşların bu günün değişen kültürel değerlerini anlayabilecek, eğitimli, uyum yeteneği yüksek çalışanlarla iş yapması temel koşuldur. İşletmedeki bireylerin örgüt vizyonu ve misyonu doğrultusunda evrensel değerleri paylaştığı bir kurum kültürünü oluşturmaları gerekir. Bu süreçte yönetici ve liderlerin kültürel çoğulculuğu yönetebilen, risk alabilen ve yeniliğe açık kişiler olması ise ayrı bir koşulu oluşturmakta.
Ergi Şener: Gençlere tavsiyelerinizi de almak isteriz?
Mehmet Y. Yahyagil: Gençlerin bugünün koşullarını anlayabilmesi için geçmişteki temel toplumsal ve kültürel oluşumları ve düşünsel akımların özetini kavraması bence ilk koşul. Uygarlık düzeyini belirleyen teknolojik devinimlerle, dijitalizasyonun yarattığı sanal kültürün aslında insan duygularını değiştirmediğini öğrenmesi ve olaylara eleştirel bakışla bakabilecek bir zihinsel yapıyı güçlendirmesi gerekmekte.
Ergi Şener: Son günlerde neler okuyorsunuz? Masanızın üzerinde hangi kitaplar var?
Mehmet Y. Yahyagil: Osman Balcıgil’in ilk Türk ve Müslüman sanatçı “Afife Jale” yapıtını henüz okudum. P.Finn ve P. Couvee’nin okumaya çalıştığım “Jivago Vakası” ile “Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e Mektuplar” şu an için baş ucu kitaplarım.
Ergi Şener: Bundan sonra yapacağınız çalışmalardan bahseder misiniz? Üzerinde çalıştığınız yeni bir proje var mi?
Mehmet Y. Yahyagil: “Dijital Kültür” üzerine bir çalışmayı büyük olasılıkla bir iş adamı ve doktora öğrencisiyle netleştirmeye çalışıyorum.