Prof. Dr. Mustafa Aydın: ‘’ermeni Soykırımı İddialarının Şu Anda Alman Meclisine Taşınması Şaşırtıcı’’

Almanya Federal Meclis’inin Ermeni soykırımı iddialarını tanıyan tasarıya onay vermesi ile ‘sözde Ermeni soykırımı’nı tanıyan ülkelere bir yenisi daha eklendi. 3 milyonun üzerinde Türk’ün yaşadığı Almanya’da böyle bir konunun şu anda gündeme gelmesini ‘anlamsız ve şaşırtıcı’ olarak yorumlayan Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aydın, alınan kararın nedenlerini değerlendirdi.Dün yapılan oylama ile Almanya Federal Meclisi 1915 olaylarını ‘soykırım’ olarak tanıyan tasarıyı oy çokluğu ile kabul etti. Kararın ardından Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu Türkiye’ye geri çağırılırken, Türkiye Büyük Milleti Meclisi Genel Kurulu onaylanan tasarıyı kınadı.Almanya’da kabul gören tasarıyı değerlendiren Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aydın, ‘’Amerika, İsviçre, Fransa gibi ülkelerde bu tür kararlar gündeme geldiğinde bu ülkelerde çok sayıda Ermeni kökenli insanın yaşadığı ve dolayısıyla siyasi anlamda da bu kişilerin bir güç oluşturduğu, o nedenle bu kararın alındığı düşünülür. Ancak Almanya’ya baktığımızda 3 milyonun üzerinde Türkiye kökenli Alman vatandaşının bulunduğunu biliyoruz. Bu açıdan konunun Almanya gibi bir ülkede gündeme gelmesi enteresan. Konu gündeme gelmeden önce buradaki Türklerin etkin bir siyasi güç oluşturarak bu durumu önleyememeleri ise bir zafiyet olarak yorumlanabilir. Diğer yandan Almanya’daki Ermeni azınlığın Türkleri aşıp bir baskı unsuru oluşturarak konuyu gündeme getirmediğini de biliyoruz. Bu noktada kabul edilen tasarının meclise kadar nasıl taşındığının nedenleri üzerinde durmak gerekiyor’’ diye konuştu.‘’ALMANYA GÜNAH ÇIKARIYOR’’Sözde Ermeni soykırımı konusunun Almanya’da gündeme gelmesini 3 ana sebebe bağlayan Prof. Dr. Aydın şunları söyledi: ‘’İlk olarak muhalefet, Başbakan Angela Merkel’i sıkıştırmak için bir takım yollar deniyordu, bu da onlardan biri oldu. İkinci bir neden olarak Almanya’nın uzun yıllardır günah çıkartan bir ülke olmasını göstermek mümkün. Almanlar, bir devlet veya bir devletin bazı vatandaşları bir takım hatalar işlemişse bunların açığa çıkarılıp konuşulması ve bundan üzüntü duyulmasının önemli olduğunu düşünüyorlar. Herkesin iyileşmesi için bunun gerekli olduğu kanaatindeler. O açıdan bu konunun da böyle bir yönü olduğunu düşünüyorum. Hem tartışmalara hem de alınan karara bakıldığında bu olayda Almanya’nın rolü ile ilgili de bir günah çıkarma söz konusu. Alınan kararın üçüncü bir nedeni ve arka planında ise Avrupa’da şu anda Türkiye’ye karşı oluşmuş olan genel tepkisel ortam var. Bu tepkinin sebebi ise Türkiye ile Avrupa Birliği arasında imzalanan ve Avrupa’ya yönelen mülteciler ile Türk vatandaşlarına vize serbestisi konularını birleştiren anlaşma. Bu iki konunun bir araya getirilmesi Avrupa kamuoylarında rahatsız edici bir pazarlık olarak algılanıyor. Sadece Türkiye’ye değil bu anlaşmayı yapan Avrupa Birliği liderlerine karşı da bir tepki söz konusu.’’MERKEL OYLAMADA NEDEN YOKTU?Tasarı oylanırken Başbakan Angela Merkel, Başbakan yardımcısı Sigmar Gabriel ve Dışişleri Bakanı Frank - Walter Steinmeir’in mecliste yer almamasını da değerlendiren Prof. Dr. Aydın, ‘’Belli ki orada bulunmanın Türkiye ile olan ilişkilere zarar vereceğinin farkındalar. Bir yandan hükümet olarak bu işi desteklememiş olduklarını göstermeye çalıştılar ama diğer taraftan da iç siyasi endişelerle parlamentoda buna karşı çıkmadılar. Benim tahminim önümüzdeki dönemde oylamaya katılmamayı bahane göstererek Türkiye ile ilişkilerin bozulmamasına gayret gösterecekler. Türkiye’nin bunu nasıl okuyacağını ise bekleyip göreceğiz’’ ifadelerinde bulundu.‘’TÜRKİYE ERMENİ SORUNU KONUSUNDA YENİ BİR YOL HARİTASI ÇİZMELİ’’Şu ana kadar Ermeni soykırımı söylemini tanıyan ilk ülkenin Almanya olmadığını ve bunun devamının da gelme ihtimalinin yüksek olduğunu dile getiren Prof. Dr. Aydın, ‘’Bu tür krizler hiçbir ülke ile sürekli hale gelmedi; dolayısıyla Almanya ile de bir süre sonra ortam yatışacaktır. Fakat bu meseleyi başka açıdan ele almak gerekiyor. Bu tür konularda olay son noktaya gelmeden önce Türkiye’nin müdahale etmesi lazım. Konu ortaya çıktığı anda farklı unsurlar üzerinden müdahale edilerek çözüme gitmek gerekiyor. Ayrıca Türkiye bu meseleyi Ermenistan ile ilişkiler kapsamında ele almalı ve işler bu noktaya gelmeden bu duruma engel olmalı’’ diyerek sözlerini noktaladı.