UEFA Disiplin kurulunun Beşiktaş’a 1 yıl, Fenerbahçe’ye de 2+1 yıl Avrupa müsabakalarından men cezasının verilmesinin ardından İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan, İHA'ya özel değerlendirmelerde bulundu.
“GERİ DÖNÜLEMEYECEK BİRÇOK ZARAR SÖZ KONUSU”
O günden bu güne kadar geçen 2 yıl içinde çeşitli kanallarda, yüzlerce spor hukukçusuyum diyen insanlar da dahil olmak üzere çeşitli görüşler bildirdiğini belirten Prof. Dr. Ömer Özkan, "Sonucu geldiğimiz noktadan iyi gördük. Şuanda Avrupa’da iki takımımız çok ağır cezalar almış ve Türk futbolunun en kara günlerinin bizlere yaşatmışlardır. Spor hukuku hızlı bir hukuktur. Bu cezalar uygulansa bile geriye dönülmeyecek birçok zararlar söz konusudur. O ilk yıl 3 Temmuz sürecinde hemen bu belgeler ortaya çıktığında, bu belgeleri okuduktan sonra çok rahat cezalar verilebilirdi ve o sürede takımların yerleri değişebilirdi. Küme düşen takımlar olabilirdi. Küme düşmeyen takımlar olabilirdi ve puanlar silinebilirdi. Artık bundan geri dönüş yok" diye konuştu.
"ERTELENEN KARARLAR İŞE YARAMAYACAKTIR”
Spor hukukunun işleyişinin hızlı olduğuna değinen Özkan, "Çünkü spor camiası hızlı bir şekilde dönmektedir. Geriye dönüp baştan saralım diyemiyorsunuz artık. Olimpiyatlarda eğer bir sporcu dopingli çıkarsa, o gece hemen onun cezası verilmeli ve tahkim kurulu o gece o kararı vermek zorundadır. Çünkü ertesi gün o sporcunun yarışları vardır. 5 gün sonra, 15 gün sonra, 1 ay sonra verdiğiniz karar bir işe yaramayacaktır. Koşullar devam etmiştir” ifadelerini kullandı.
“ŞİKE SAHAYA YANSIMAMIŞSA, ŞİKEYİ KİM YAPTI”
Özkan, 3 Temmuz sürecinde Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) başında da eski bir takım yöneticisi olduğunu vurgulayarak, “Hatta o teklif etti. 'Gel biz seni 1 sene uzaklaştıralım. 20 puanınızı da silelim' dediler. Kabul etmediler. Çünkü kararın onlardan çıkması onurlarına dokundu. Bazı başkanlar işlerini rahat hallediyorlardı, bunu da hallederlerdi diye düşündüler ama sonuç ne oldu, rezillik yani. Herkesin gördüğünü bizim her iki federasyon da görmedi. Öncelikle bir etik kurulu kararı var ve şike görülüyor. Sonra aynı etik kurulu toplanıyor ve bütün belgeler ortaya çıktıktan sonra; ‘Şike yoktur, sahaya yansımamıştır’ diyor. Federasyonumuzun disiplin kurulu ve tahkim kurulu kararlarına bakıyorsunuz, şike sahaya yansımamış. Şike sahaya yansımamışsa şikeyi kim yaptı, oyuncular yaptı. Oyuncular neden ceza aldılar, o zaman soru cevap yok" diye konuştu.
"BU CEZALARLA KURTULDUKLARINA ŞÜKRETSİNLER"
İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ömer Özkan, UEFA’dan ceza alan Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın hem hukuki yönden, hemde hukuk dışı yollarla çok iyi savunma yaptığına vurgulayarak, "Bugün iki kulübümüz ve kulüp taraftarları üzülüyor, ‘İyi savunma yapmadık’ diye ama gayet iyi savunma yaptılar. Küme düşme cezası verilebilecek iken geçmiş örneği Juventus gibi bu takımlarımız küme düşme cezası almadılar. Demek ki, savunmalar gayet başarılıydı. Yapılan kulisler gayet başarılıydı. Ceza alan iki takımımızdan biri 1 yıl ile diğeri 2+1 yılla daha fazla ceza almaktan yırttılar. Sakın kimse düşünmesin ‘Hukukçular başarısızdı, bizi savunamadılar’ diye. Gayet güzel savundular bu takımları. Bu cezalar ile kurtulmalarına şükretsinler. Ben daha fazla ceza bekliyordum” şeklinde konuştu.
“BU BELGELERLE UEFA’DAN KURTULAMAZSINIZ”
Avukatların, önüne belgeler gelmeden ya da dosya gösterilmeden konuşma şanlarının olmadığına belirten Özkan, “Sonuç olarak, hiçbir avukat hangi dosyayı getirirseniz getirin bu davayı kaybedersiniz demez size. Biz neden konuştuk, gördüklerimizi söyledik ve dedik ki bu belgelerle UEFA’dan kurtulamazsınız. Türkiye’de bir çok müesseseyi aşabilirsiniz, o müessesenin yönetimini seçebilirsiniz, sizin sahibinizin sesi gibi hareket eden federasyonlar olabilir, oralarda akla hayale gelmemiş mazeretler uydurabilirsiniz ama UEFA’dan kaçma şansınız yok. UEFA’nın geçmişte vermiş olduğu buna benzer bir sürü kararları var. UEFA bu cezaları vermeseydi başka bir ülkeye nasıl ceza verebilirdi” dedi.
“FENERBAHÇE, EN HAFİF CEZAYI ALMIŞTIR”
Fenerbahçe’nin ceza almadığını ve en hafif ceza ile kurtulduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ömer Özkan, “Beşiktaş belki daha az bir ceza alabilirdi diye düşünüyorum. Toplum olarak bir sınavdan geçiyoruz. Bu günlerde hepimize verilmiş bir emir var, ‘En yakın akrabanız dahi olsa şahitliği doğru yapın’ diye. Bu belgeleri okuyup da başkasına, ’Şike yoktur, şike yapılmamıştır’ hangi akıl mantık sahibi insan söyleyebilir. Benim tuttuğum takım bunları yapmış olsaydı, bırakın o takımı tutmayı o şehirde oturduğumu bile söylemezdim. Bunu 2 sene içinde birçok televizyon kanalında da söyledim. Bizim takım kazansın ama nasıl kazanırsa kazansın veya iş hayatında para gelsin nasıl gelirse gelsin. Böyle bir mantık olmamalı” diye konuştu.
“HAKEM BAĞLANTILARI DA VAR”
Özkan, bazı yapılar kırılmadan, Türkiye’de futbolun değişmeyeceğini dile getirerek, “Bu süreç bize bir şey gösterdi ki; Türkiye’de bu kararlarla kalmamalı bunlar. Bu belgeleri okuyan herkes şike sürecini görmüştü. Yani 17’de 16 maçın nasıl bağlandığını görmüştü. Fakat bu süreci; ‘Televizyon kanallarında bu takımın suçu yoktur’ diye savunan spor muhabirleri ve yorumcular, şike ile suçlanan takımların suçsuz olduğunu savunmaya başladı. Eğer bu süreçten tamamen temizleneceksek, bu bağlantılarda ortaya çıkarılmalı. 2 senedir bu yalanları millete doğru olarak göstermeye çalışan spor muhabirleri neredeler. Çıksınlar söylediklerini bir kez daha söylesinler. Bu işler tek başına yapılacak işler değillerdir. Bu işlerin hakem bağlantıları vardır. Bazı hakemlerimiz Avrupa’da başarılıyken, Türkiye’de neden birçok maçları tartışılıyor. Çünkü Avrupa’ya gitmenin yolu, Türkiye’de böyle maç yönetmekten geçiyor. Bu yapılar kırılmadan Türkiye’de futbol temizlenmez” yorumunda bulundu.
“ŞİKEYE BAŞVURARAK, MARKA DEĞERİNE ZARAR VERDİN”
Kararın tahkim kuruluna gideceğini vurgulayan Prof. Dr. Ömer Özkan, “Cezanın ağırlaştırılma ihtimali bile vardır. Onun kararına karşılık CAS’a gideceklerini söylemektedirler. Şimdiye kadar bu kararların bozulduğu pek görülmemiştir. UEFA’nın bir marka değeri var. Sen şikeye başvurarak marka değerine zarar verdin. UEFA marka değerini mutlaka koruyacaktır” dedi.
Fenerbahçe’de bir kongre üyesinin Aziz Yıldırım, İlhan Ekşioğlu ve Şekip Mosturoğlu hakkında 5. Asliye Hukuk Mahkemesini vermiş olduğu yöneticilik yapamazlar kararını değerlendiren İstanbul Ticaret üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan, “Aslında bu idari kararı 14. Ceza mahkemesi verebilirdi. Herkesin beklediği oydu. Bu cezayı verdiğin zaman bu tedbir kararını da vermesi lazımdı. O günlerdeki Türkiye’nin kamuoyundan biraz etkilendi, herhalde o karar verilmedi. Bugün bir kongre üyesi müracaat etti ve bu tedbir kararını aldırdı. Onlarda başka bir mahkemeye gidip, ‘Müracaat edebilirler mi, kaldırabilirler mi’ yok şuan da öyle bir durum olacağını tahmin etmiyorum. Fenerbahçe camiası aslında, Türkiye’nin en büyük camialarından bir tanesidir. Artık bu inatlaşmadan vazgeçip yeni bir yönetim getirmeli ve bu olaylardan kurtulmalıdır. Çünkü, Fenerbahçe kulübü bunlara layık değildir” ifadelerini kullandı.
“MEDENİ BİR TOPLUMDA DÜN FEDERASYON İSTİFA EDERDİ”
UEFA’nın kararı varsa bile, federasyonun tahkim kurulunu kararını bekleyeceğine değinen Özkan. “Tahkim kurulu kararından çıktıktan sonra önceki kararları gözden geçirmek zorunda kalacaktır veya istifa edecektir. Dün akşam ki karardan sonra Türkiye’de herkesin beklediği en azından orta düzeyde spordan anlayan insanın beklediği neydi, federasyonun hemen istifa etmesi lazımdı. Federasyon oraya Türkiye Futbol Federasyonu olarak değil belli takımları koruma kollama görevlisi olarak seçildikleri için kendilerini oraya getirenlerden emir beklemektedirler herhalde ona göre hareket edeceklerdir. Medeni bir toplumda dün akşam federasyon istifa ederdi.
“2010-2011 SEZONU ŞAMPİYONU TRABZONSPOR”
Şike sürecinden sonra Trabzonspor’un kupaya kavuşacağının altını çizen Özkan, “Bunu geçtiğimiz Temmuz’da söylemiştim. 2010-2011 sezonunun şampiyonu Trabzonspor diye. Fenerbahçeli sevgili öğrencilerim, arkadaşlarım o kupa Trabzon’a gidecek. Şimdi esas problem bundan sonra başlayacak. Aynı yılın 2010-2011 şampiyonu Beşiktaş, finali İstanbul Büyükşehir Belediyesporla oynadılar. Bu iki takım şikeden dolayı ceza alırlarsa tek başına bu şikeyi yapmadılar, diğer takımlar ne olacak. Bu işin içinde Sivasspor’da vardı. Son maç mağlum 4-3’lük maç. Eskişehir vardı bu işin içinde, paralar gidip geliyordu. İstanbulspor vardı bu işin içinde bunlarla ilgili işler ne olacak, bu takımlara küme düşme cezası vermedik, Avrupa’dan uzaklaştırdık. Şimdi, ‘Avrupa’dan uzaklaştırma cezası mı gelecek.’ Bir sürü futbolcu var bu işin içinde ve bunlar top oynuyorlar şu anda. Bazı antrenörler var bu işin içinde, şuan da hala daha görevdeler bazı takımları küme düşmekten kurtarıyor o antrenörler. Bundan sonra bu iş burada bitmeyecek daha çok kişiyle ilgili işlem yapılması gerekir. Önümüzdeki günlerde bu mesele daha çok konuşulacak. Ben gerek Beşiktaş seyircisine, gerekse Fenerbahçe seyircisine teşekkür etmek istiyorum. Bu işi gerçekten olgunlukla karşıladılar. Trabzonspor’un başkanı gayet güzel demeç verdi. Bugün bir takım taraftarı olarak hareket edilmemeli. Hepimiz için verilmiş bir karar olarak düşünmeliyiz” şeklinde konuştu.
“TARAFTAR GRUPLARI SATIN ALINMAKTADIR”
Maalesef bazı kulüplerimizin yönetimlerinin işgaller altında olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ömer Özkan, “Artık futbol piyasası televizyon gelirleri ile dönmektedir. Bu sanayide, büyük rakamlar vardır ve kulüp başkanlığına gelen kişiler öncelikle bu rakamı yönetmekle görevli olduklarını bildikleri için en büyük tehlike nerden gelir, taraftarlardan gelir. Önce taraftar ve taraftar gruplarını herkes satın almaktadır. Onların yöneticilerine, belirli gruplarına sadece bilet değil, maaşta bağlatanlar vardır. Onların tek görevi vardır. Kendi yönetimleri ile ilgili birisi konuştuğu zaman onları tribünde susturmaktır. Bazı kulüplerimizde maalesef yönetime aday olmakta yürek işidir. Sesini çıkaramamaktadırlar. Çoğu kongrelerde bunları gördük. ‘Konuşabiliyorsan konuş’ manasında ve zaten konuşamamıştı muhalifler. Bunun için futbolla ilgili düzenlemeler yeniden gözden geçirilmelidir. Bir aralar hatırlarsınız 1. Lig’de Ankaragücü vardı. Her sene 6 yabancı futbolcu alırdı, her sene bu 6 futbolcu değişirdi. Bu yabancı transferlerinde mutlaka ne numaralar döndüğü araştırılmalı. 100 bin dolara aldığınız futbolcuyu, 1 milyon dolara gösterme şansı artık hiç kimsede olmamalı. Böylelikle takımlarda yöneticiyim diye görünüp kendi takımını soymamalı. Bu yüzden çok iyi bir teftiş ekibi kurulmalı, şeffaflık mutlaka getirilmeli. Eğer bu saydıklarım olmazsa futbolun bu kirli yüzünden hiçbir zaman kurtulamayız” dedi.
“YABANCI FUTBOLCULAR, GÜZEL SÖZLEŞME YAPARLAR”
Beşiktaş’ın ve Fenerbahçe’nin UEFA’dan ceza almalarının, yabancı futbolcuların sözleşmelerinde herhangi bir fesih maddesi varlığı sonucu, durumun ne olacağına da açıklık getiren İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan, “Sözleşmelerinde böyle bir madde varsa, takım ceza almışsa veya bunu gibi maddeler eklemişse şuandan itibaren sözleşmelerini fesih edebilirler. Bizim takım yöneticileri, bu konu için tedbir almıştır. Onun için öyle bir madde koydurmamıştır. Yabancıları iyi biliyorum. İyi sözleşme yaparlar ve bu konuda uzmandırlar. Bizim idarecilerimiz iyi bir futbolcu getirdim diye hava atarken, onlarda güzel sözleşme getirirler karşı tarafa. Birçok takımımız kendi yabancı futbolcusundan neden kurtulamıyor, çünkü çok ağır sözleşmeler yapmışlar. Futbolu her aşamasını her şekilde tartışmalıyız” ifadelerini kullandı.
“ŞİKEYE KARIŞILDIĞI KESİNLEŞMİŞTİR”
UEFA’nın kararında herhangi bir değişiklik olmayacağına vurgulayan Prof. Dr. Ömer Özkan, “Şimdi şöyle düşünelim. 'Bir takıma ceza veriyorsunuz, sonrada müfettişinize diyorsunuz ki; ek savunma getir.’ Bunun anlamı nedir, savunma eksikse neden ceza verdiniz. Dün akşamda bu konu tartışıldı bütün kanallarda. Ben şike olduğuna kesin kanaat getirdim de, şu ömür boyu mahrumiyet cezası veriyoruz ya, 'Bunlara acaba bu fazlamı olur, bunu belli bir yılla mı verelim, biraz daha belge istemiştir mutlaka, yani ceza ömür boyu mahrumiyet mi yoksa 20-30 sene mi olacak?’ Onu kesinleştirmek için birkaç tane belge istemiştir. UEFA’nın kararı nettir. Şikeye karıştığını görmüş ve bu cezaları vermiştir. Yoksa ek belge istiyorum, ek belge getir demezdi" dedi. (DG-DG-MSB-S)
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz