Soframıza giren çok sayıda gıdanın üretiminde hileli yöntemlere başvurulduğunu ve bunun da günden güne arttığını anlatan Prof. Dr. Özer Ergün, tüketicinin hayatına mal olacak bu tip süregelen sahtekarlıkların hapis cezası ile cezalandırılması gerektiğini söyledi. Tüketicilerin özellikle bal, kıyma, zeytinyağı, tereyağı, et ve süt ürünleri gibi gıdalarda çok dikkatli olması gerektiğini de belirten Ergün, Bisorye uygulaması ile denetimden geçmiş hijyenik, güvenilir mekânların ve işletmelerin rahatlıkla bulunabileceğini açıkladı.
Gıda üretiminde yeni dönem başlıyor. Gıdada taklit ve tağşiş yapanlara uygulanan para cezası ve teşhir istenilen sonucu vermeyince Tarım ve Orman Bakanlığı daha sert tedbirler almak için düğmeye bastı. Yeni düzenlemeye göre hileli yöntemlerle ürün imal ederek piyasaya sürenlere hapis cezası yolda. İlk cezadan sonra 2 yıl içinde sahtekarlığı devam ettiren işletmecilere hapis ve faaliyetten men cezası verilecek. Neredeyse her gıdada hilenin yapılabildiğini anlatan bir vakıf üniversitesinin Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özer Ergün, "Bazı hileler masum gibi görünse de gıdada hile asla kabul edilebilecek bir durum değil” dedi.
Tüketicinin rahatsızlanmasına hatta hayatına mal olacak bu tip sahtekârlıklara karşı devletin sıkı önlemler alması gerektiğini belirten Özer, tüketicileri uyardı: "Özellikle bal, kıyma, et, süt ürünleri, zeytinyağı ve tereyağı gibi gıdalarda çok dikkatli olmaları gerekiyor. Bugün kaliteli bir balın kilosu 50 – 70 TL'den aşağı olamaz. Ancak ballara glikoz ve mısır şurubu katılarak ucuz bal elde ediliyor ve 15 – 20 TL'ye kadar satılabiliyor. Direkt bala bakıldığında hileli olduğu anlaşılmaz. Fakat markalı ballar tercih etmeye dikkat edilebilir. Ayrıca tereyağlarda margarin ya da ucuz sade yağ kullanan bazı firmalar var. Zeytinyağlara daha ucuz ayçiçek yağı, palm ya da kanola yağı katılıyor. Et ürünlerinde de kıymaya çok fazla yağ ya da sakatat eklenerek kalite düşürülüyor ve fiyat aşağı çekiliyor. Sokakta satılan çiğ süte tentürdiyot, hatta çamaşır suyu konularak çabuk bozulması engelleniyor. Kaşar peyniri son kullanma tarihini doldurmasına yakın piyasadan toplanıp eritme peynir yapılıyor. İnek sütünden peynir yaparak koyun ya da manda peyniri diye satmaya çalışan da var. Vicdanı olmayan, gözünü para hırsı bürümüş bazı üreticiler bunları yapıyor maalesef. Onları bu işten caydırabilmek için devletin uyarıları faydasız kaldığında faaliyetten men veya gerekiyorsa hapis cezası vermesi ve bunları da para cezasına çevirmemesi gerekiyor.”
‘Ne yediğini biliyor musun?' sloganıyla tüketicilerin kullanımına sunduğu yeni projesinden de bahseden Ergün, “Tüketiciler bu tür sahtekârlıklara karşı artık bilinçleniyor. Hijyen standartları yüksek ve güvenilir restoran, gıda işletmesi arıyorlar. Bu noktada yardımlarına Bisorye yetişiyor. Akıllı telefonlarına yükledikleri uygulama ile kendilerine en yakın Bisorye denetiminden geçmiş ve bu logoyu kullanmaya hak kazanmış işletmeleri görebilecekler. 100 üzerinden 70 puan ve üzeri alan işletmeler de Bisorye ‘Hijyenik Lezzetler Haritası'nda gösteriliyor. Ticari amaç güdülmeyen bu uygulamayı tüm tüketicilerimiz kullanabilirler” diye konuştu.