Prof. Dr. Özgür Öner’den Ebeveynlere “karne” Uyarısı

Çocuk ve Ergen Psikiyatristi-Psikoterapist Prof. Dr. Özgür Öner, ebeveynlere çocuklarının aldığı karnelerle ilgili uyarı ve tavsiyelerde bulundu. Öner, “Duygusal ve sert tepkiler, beklenen faydayı getirmeyecektir. Çözüm yollarını çocuğunuz ile beraber geliştirin ” dedi.Milyonlarca öğrenci 2016-2017 eğitim ve öğretim yılının ilk yarısını tamamlayarak karnelerini aldı. Çocuk ve Ergen Psikiyatristi - Psikoterapist Prof. Dr. Özgür Öner, karnelerle ilgili ebeveynlere önerilerde bulundu.Çocukların karnelerindeki notlarla ilgili ailelere yapılması gerekenleri anlatan Öner, “Sorunu herhangi bir sorun gibi görün ve adım adım çözün. Başarının anahtarı; sorunları, hedefleri ve birlikte yapılan planı gerçekçi ve somut olarak, öğrencinin aktif katılımı ile, sakin bir şekilde oluşturmakta yatmaktadır. Duygusal ve sert tepkiler, beklenen faydayı getirmeyecektir” dedi.“Çocuk, tüm okul hayatı boyunca mı başarısızdı, yoksa sadece geçici bir performans düşüklüğü mü yaşıyor? Başarısızlık, çocuğun önceki performansının düşmesi veya bütün okul hayatı boyunca devam eden bir durum olabilir. Bu iki durum farklı ele alınmalıdır. Bu soruna yol açan olası nedenleri, yani az çalışma, çalışma ortamının kötülüğü, okulun yetersizliği, motivasyon sorunları gibi etkenleri çocuğunuzun görüşünü de alarak sıralayın. Eğer, çocuğunuz ile nedenler konusunda farklı düşünceleriniz varsa bunları çocuğunuza iyi bir şekilde açıklamalısınız” şeklinde konuşan Prof. Dr. Özgür Öner konuya tarafsız yaklaşılması gerektiğinin de altını çizdi.Prof. Dr. Özgür Öner’den ailelere tavsiyeler“Çözüm yollarını çocuğunuz ile beraber geliştirin” diyen Prof. Dr. Özgür Öner, çocuğun içine dahil edilmediği çözüm çabalarının başarısızlıkla sonuçlanacağına dikkat çekerken, atılması gereken dört adımı da şöyle ifade etti: “Plan yapın: Çocuğun bu sürece aktif katılımı, yapılan planlara uyumunu kolaylaştıracaktır. Plan, soruna direkt karşılık gelmelidir; yani başarı düşüklüğünün nedeni az çalışmak ise, önce “az” ne demek o belirlenmelir. Çünkü bu kavram kimi çocuk için on dakika kimi çocuk için iki saat olabilir. Sonra “yeterli” çalışma süresi üzerine görüşler ortaya konmalıdır. Çözüm önerileri ve planlar hiçbir zaman soyut olmamalıdır; yani “çalışkan olmak” gibi bir hedef olamaz çünkü çalışkan olmanın anlamı kişiden kişiye değişir.Uygulamaya geçin: Plana karar verdikten sonra, uygulamaya geçilir ve uygulamanın başarısının nasıl ölçüleceği belirlenir. Başarı ölçütleri gerçekçi ve somut olmalıdır; örneğin ikinci dönemin ilk sınavlarından alacağı notların, ilk dönem karne notlarından daha yüksek olması somut bir başarı hedefidir. Gerçekçi olmayan hedefler, başarısızlık, öfke ve umutsuzluk hislerine yol açacaktır. Hedeflerin çok uzun vadeli olması da bu hedeflere ulaşılmasını zorlaştırır. Örneğin ileride büyük adam olmak gibi bir hedef koymak çocuğa gerçekçi bir başarı hedefi koymak anlamına gelmez. Önemli olan, ulaşılabilir ve çocuğun başarı hissini yaşayacağı hedefler üzerinde durmaktır.Sorunun gerçek kaynağını bulun: Bazen yapılması gereken eylem sadece çocuk ile sınırlı değildir. Örneğin, okulda veya öğretmende bir sorun var ise, ailenin uygun bir şekilde devreye girmesi ve sorunu halletmesi gerekir. Bazı çocuklarda öğrenme sorunları olabilir. Bu sorunların erken tespiti, akademik başarı üzerine olumlu etkiler yapar. Eğer çocuğun yapısal bir öğrenme sorunu var ise, beklentilerin daha gerçekçi olarak yeniden oluşturulması gerekebilir. Bazı çocuklar ise dikkat eksikliği, hiperaktivite, duygusal ve davranışsal sorunlar yüzünden başarısız olur. Böyle durumlarda profesyonel destek alınması gereklidir. Özellikle ufak çocuklarda, işitme ve görme ile ilgili bir sorun olmadığından emin olmak da çok önemlidir.Sonucu görün ve gerekirse planı yeniden düzenleyin: Yapılan plan başarıya göre gözden geçirilir. Eğer plan hedeflendiği gibi gitmiyorsa, hangi aşamada sorun olduğu saptanır ve bu değiştirilir.”