Prof. Dr. Sabahattin Zaim Vefatının 9'uncu Yılında Anıldı

- ‘Hocaların Hocası’ olarak anılan ve 2007 yılında hayatını kaybeden Prof. Dr. Sabahattin Zaim’i Anma Günü” programı düzenlendi. İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi'nde gerçekleşen etkinlikte Prof. Dr. Zaim’i öğrencileri İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bulut, İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sedat Murat ve Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) 3. Dönem Genel Başkanı ve İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ömer Bolat anlattı.

Etkinliğin Moderatörü İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bulut şöyle konuştu:

"Sabahattin Zaim Hocamız 10 Aralık 2007'de vefat etti. Hocamız ömrünü güzel insan yetiştirmeye adamış; ilim, irfan ve hikmet yolunda üniversitelerde, sivil toplum kuruluşlarında, başta ilim yayma cemiyeti olmak üzere birçok vakıfta, dernekte, üniversitelerde bulunmuş bir şahsiyet. Bugün mahzunuz ama gençliğimiz böyle model şahsiyetleri daha yakından tanısın, onun kişiliğinde kendilerini bulsunlar istiyoruz. Bu şekilde memleketini seven güzel gençler, istikbale ümitle bakan, sadece kendini değil bütün toplumu düşünen, bütün dünyada daha güzel günlerin olması için uğraşan, lider ruhlu gençlerin yetişmesini istiyoruz. Bu anma programını bu vesileyle organize ettik."

"İLİM ADAMI İLMİYLE AMİLSE TOPLUMA ETKİLİ BİR KİŞİLİK OLUYOR"

Prof. Dr. Sabahattin Zaim gibi gençler yetiştirmenin en büyük hedefleri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Bulut sözlerini şöyle noktaladı:

"İlim adamına ahlak çok güzel yakışıyor. Eğer bir ilim adamı ilmiyle amilse o insan hakikaten öğrencilerine ve topluma çok etkili bir kişilik olabiliyor. Merhum Sabahattin Zaim Hocamız işte böyle bir kişilikti. İlmiyle amil dediğimiz, bütün güzellikleri hayatına yansıtmış, herkesle güzel geçinen, herkese karşı hoşgörülü bir çehre. Böyle bir şahsiyeti tanıyan insan ilmi de sever, onun yaptığı işi de sever. İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi olarak bütün gayretimiz böyle insanların sayısını artırmak. Böyle lider ruhlu, nitelikli, üst düzey düşünen ve topluma öncülük edecek zaimler yetiştirmek en önemli hedefimiz. Zaim aynı zamanda lider demektir. Bu vesileyle hocamızı bir kez daha rahmetle ve minnetle anıyorum."

Törene katılan İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sedat Murat ise şöyle konuştu:

"Sabahattin Hoca hayatımda beni en fazla etkileyen kişidir. Ömrüm, akademik hayatım, üniversite yıllarım hep hocanın yanında geçti. Yaklaşık çeyrek asır asistanlığını yaptım. 1984 yılından vefatına kadar yanındaydım. Halen de madden ve manen hocamızın asistanlığına devam ediyorum."

Prof. Dr. Sabahattin Zaim'in nasıl bir hoca olduğunu anlatan Prof. Dr. Murat şöyle devam etti:

"Sabahattin Hoca hem ilim adamı olması yönüyle hem de fikir adamı olması yönüyle 20. asrın en önemli şahsiyetlerinden birisidir. Ama özellikle bizim gönül dünyamızın bir insanı olması hasebiyle çok önemli bir şahsiyettir. Sabahattin Hoca gibi birçok aydın, profesör, bilim adamı vardır ancak Hocayı topluma mal eden, ölümünün üzerinden 9 sene geçmesine karşın hala unutulmamış olmasının sebebi hocamızın güzel 'insan' olmasıdır. İnsan-ı Kamil olması hasebiyle bu kadar önemlidir. Bizim milletin bir parçası olduğu, halkın değerleriyle özdeşleştiği için hatta halkın değerlerine yabancı olanlarla mücadele ettiği, pasif olarak bir kenarda durmadığı için bu kadar önemlidir. Ömrünü güzel insanlar yetiştirmek için harcadı. Bu milletin değerlerini yaşatmak için evden eve, kasabadan kasabaya, ülkeden ülkeye koştu. Yorulmak bilmez bir enerjiye sahipti. Motivasyonu çok yüksekti. Hocayı Sabahattin Hoca yapan bu özellikleridir, ahlakıdır, insani değerleridir, çok iyi bir Müslüman olması, İslam ahlakına sahip olmasıdır. Hal ve hareketleriyle, hayat tarzıyla İslamı yaşayan örnek bir insandır."

Prof. Dr. Zaim ile anılarını da paylaşan Murat, sözlerini şöyle noktaladı:

"Hocamızın evine giderdik, 80li yaşlarındaki hocamız eğilip biz talebelerinin ayakkabılarını içeri alırdı, eğilip ayağımıza terlik verirdi. Kendisi birçok cumhurbaşkanı, bakan, milletvekili, bürokrat, rektör, dekan, profesör yetiştirmiş bir şahsiyettir. Bu kadar nüfuzlu bir insan olmasına rağmen odasına gelen öğrenci de dahil herkese kim olursa olsun ayağa kalkar önünü iliklerdi. Hocayı diğer bilim adamlarından farklı kılan işte bu özelliğiydi."

()