Prof. Laçiner, İran-türkiye İlişkilerini Değerlendirdi

Uluslararası güvenlik ve Ortadoğu uzmanı, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner, İran-Türkiye ilişkilerini değerlendirdi.

İran’la ilişkilerin son dönemde oldukça bozulduğunu belirten Prof. Laçiner, "Arap baharından sonra Türkiye farklı bir istikamette, İran ise çok farklı bir duruş sergiliyor. Suriye’deki olaylardan sonra İran’ın Türkiye’ye karşı tutumu tamamen ters istikamete yönelmiş durumda. İran'ın Türkiye’de bazı faaliyetleri vardı ama son aylarda bu tabii ki kabul edilebilir bir düzeyin ötesine geçti. En son 100 İranlı ajan Türkiye’ye geçti. Milli İstihbarat Teşkilatı takipteymiş. Ama mutlaka 100’den fazla olduğu aşikar. Bizim endişe ettiğimiz nokta, Türkiye’nin istikrarsızlaştırılması anlamında; bir tanesi etnik bölücülük, yani Türkiye’de Türk'ün Kürt ile Kürt'ün diğer etnik gruplarla kavgalı hale getirilmesi. Türkiye ile sorunu olan, derdi olan her ülke burayı kaşıyor. İkincisi ise Alevi-Sünni mezhep çatışmasını çıkarmak isteyen ülkeler var. Suriye bunlardan bir tanesi. Ne yazık ki İran'da bu konuda çok yardımcı olmuyor. Türkiye’nin çok tetikte olması gerekiyor. Hem etnik bölücülük, kavgalar, ayrışmalar, hem de mezhepsel bir kutuplaşma, Türkiye’nin kaldırabileceği sorunlar değil. Şu ana kadar Türkiye her türlü kışkırtmaya rağmen mezhepçilik konusunda çok sağduyulu davrandı diye düşünüyorum. Maraş gibi, Çorum gibi, derin devletin ve dış unsurların kışkırtmalarına rağmen, Alevi vatandaşlarımız da, Sünni vatandaşlarımız da başka ülkelerde görülen çatışma ortamlarına girmediler. Bunlar aslında özünde birbirine benzeyen insanlar. Türkiye’nin renkleri. Ama dediğim gibi Suriye’deki sorunlar, Arap baharı ve diğer sorunlar, Türkiye’nin içindeki sosyal barışı bozmak isteyen ülkeleri, grupları harekete geçirdi. Çok dikkatli olmak gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin İran için çok fedakarlık yapmasına rağmen aynı karşılığı göremediğini kaydeden Laçiner, "İran bizleri üzüyor, Türkiye'yi üzüyor. Çünkü Türkiye İran için çok ciddi fedakarlıklar yaptı. Suriye için de çok ciddi fedakarlıklar yapmıştı. Biliyorsunuz Amerikalıların uyarılarına rağmen, Amerika’ya meydan okurcasına biz Suriye’ye sahip çıktık ülke olarak. İran’ın nükleer mevzulardaki sorunlarında Türkiye hep İran’a destek çıktı, tüm dünyayı karşısına alma pahasına yardımcı oldu. Ama baktığınız zaman, aynı anlayışı bu iki ülkeden göremedi Türkiye. Özellikle İran’ın burada sınırlarını korumada çok da hassas davranmadığını görüyoruz. İran sınırı tıpkı Irak sınırı gibi. Ne yazık ki PKK’lıların açık kullanımına geçti. Hatta bakıyorsunuz, İran’ı kendi ülkeleri, kendi toprakları gibi kullanmaya başladıklarını görüyorsunuz. Irak’taki rahatlığın bile ötesine geçtiklerini görüyorsunuz. Şimdi hem İran sınırınız, hem de Irak sınırınız terör örgütünün rahatça kullandığı sınırlar olunca, bu durumda orayı korumak gerçekten güçleşiyor. İran’ın bu tutumu dost bir ülkeye, komşu bir ülkeye yakışan bir tutum değil. Türkiye-İran ilişkilerine kalıcı, geri dönülemez bir zarar veren bir tutum haline gelmeye başladı" diye konuştu.